Sosyal medyada hakikat aramak, bulanık suda balık avlamak gibidir. Şeyh Edebali’nin, “Evladım,
İnsan kulağından zehirlenir.
Her duyduğuna inanma!” nasihati, sanki bugünler için söylenmiş. Buna bir de internet haberciliğini eklerseniz işlem tamam. Zira kaynağı belirsiz(!) haberler ile suyu bulandırmak için başka bir şeye hacet kalmamış demektir. Bildiğimiz basın adabına da haberci ahlakına da bu alemde rastlamak ne mümkün?
Yaptığımız işin dikenli yolda yürümek olduğunun farkındayız. Gülü seven elbette dikenine katlanacak. Lakin, bu dikenlerin sapı nerede, sahibi kim belli olmayınca kiminle mücadele edeceğin de kime ne söyleyeceğin de belki olmuyor doğal olarak.
Sosyal medya düzenlemesi tartışmaları çıktığında ümitlenmiştik; kimliksiz yorumlara da sahipsiz haber(!)ciliğe de artık son verilecekti. Görünen o ki, henüz ortada bir gelişme yok. Sahte hesaplar, çakma isimler üzerinden itibar suikastlarına, herkesin sıfır sorumluluk sınırsız tezvirat yaptıkları kirli bir alan olmaktan bir an evvel kurtulması/kurtarılması gerekiyor. Kirli ve operasyonel zemin olarak kullanılan sosyal medyanın ivedilikle herkesin ettiği lafın, kurduğu cümlenin hesabını kitabını yaparak kalem oynatacağı temiz sayfalara dönüştürülmesi gerekiyor.
Muhatabın yüzüne söyleyemediğini “yazdım gitti” mantığıyla -adeta- “safra boşaltım merkezi” olarak kullanan bazı tiplerin sosyal medya kullanım adabından önce temel ahlaki değerlere ihtiyacı olduğunu not etmemiz gerekiyor. Yüzüne söyleyemediğini gıyabında söylediğin hakikat ise bunun adı gıybet, gıyabında söylediğin doğru değilse bunun adı da iftiradır. İftiranın da gıybetin de en çok kime zarar vereceğini bilmem söylemeye gerek var mı?
Mahremiyeti tüketen, teşkilat ahlakını rafa kaldıran; kişisel reklam ve ego tatmin alanı olarak kullanılan, geleneksel gazetecilik kurallarını dikkate almayan internet haberciliğinin semirdiği bu alana çeki düzen vermenin zamanı geldi geçiyor.
Elbette düşünce ve kanaatleri paylaşmanın sınırlandırılması değil kastımız. Bot hesaplar üzerinden operasyon çekilen, sahte isimlerle hadsizce yorum yapılan ve buna karşın hiç bir bedel ödenmediği bir portal olmasına itiraz ediyoruz.
Geciken adalet adalet değildir. Yargısal sürecin kaplumbağa hızıyla hareket ettiği, bu alanı pervasızca kullananları cesaretlendiren mevcut halin artık masaya yatırılması için daha kaç kişinin mağdur edilmesi gerekiyor?
- İdris Şekerci
Eğitim Bir Sen İstanbul 6 Nolu Şube Başkanı
