Toplum Çalışmaları Enstitüsü, 24 Aralık 2025 tarihinde yayımladığı kapsamlı raporla, Türkiye’deki kentleşme pratiklerinin çocuk hakları üzerindeki etkisini masaya yatırdı. Doç. Dr. Asmin Kavas ve Yağmur Uzunırmak liderliğindeki ekip tarafından hazırlanan rapor, Türkiye nüfusunun %78’ine ev sahipliği yapan 30 büyükşehir belediyesinin 2025-2029 stratejik planlarını analiz etti ve iki büyük metropolde ebeveynlerle yüz yüze görüşmeler gerçekleştirdi.
30 BÜYÜKŞEHİRDEN SADECE 4’Ü “ÇOCUK ODAKLI”
Raporun en dikkat çekici bölümlerinden birini, yerel yönetimlerin karne notu oluşturdu. Büyükşehir belediyelerinin stratejik planları; “çocuk odaklılık”, “somut hedefler”, “kapsayıcılık”, “mekânsal boyut”, “katılım” ve “yenilikçilik” kriterlerine göre puanlandı.
Analiz sonuçlarına göre:
- Sınıfta Kalanlar: Balıkesir, Denizli, Erzurum, Hatay, Kahramanmaraş, Konya, Ordu, Sakarya, Şanlıurfa, Tekirdağ, Trabzon ve Van büyükşehir belediyeleri en düşük puanı aldı. Bu belediyelerin planlarında çocuklara yönelik somut hedef ve stratejilerin neredeyse hiç yer almadığı, çocukların sadece genel hizmetlerin pasif alıcısı olarak görüldüğü belirtildi.
- Öncü Belediyeler: İstanbul, İzmir, Mersin ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyeleri ise en yüksek puanı alarak “çocuk odaklı” belediyecilikte öne çıktı. İstanbul’un “Çocuk Etki Değerlendirmesi” gibi yenilikçi araçları, İzmir’in ise performans göstergelerine dayalı somut hedefleri raporda iyi uygulama örnekleri olarak gösterildi.

“SOKAKTA OYNAYAN ÇOCUK” DEVRİ BİTTİ
İstanbul ve Ankara’da yürütülen saha araştırması, kuşaklar arası çocukluk deneyimindeki dramatik kopuşu verilerle kanıtladı.
Ebeveynlere “Çocukluğunuzda en çok nerede oynardınız?” sorusu yöneltildiğinde, Ankara’daki katılımcıların %70,6’sı, İstanbul’dakilerin ise %70,2’si “Sokak” yanıtını verdi. Ancak aynı ebeveynlerin çocukları için bu oran İstanbul’da %12,8’e, Ankara’da ise %8,8’e kadar düştü.
Rapora göre, sokakların yerini artık “oyun parkları” ve “apartman bahçeleri” aldı. Ancak bu mekanlar da ebeveynler tarafından yeterli ve güvenli bulunmuyor.
EBEVEYNLERİN KÂBUSU: “GÜVENLİK VE UYGUNSUZ DAVRANIŞLAR”
Araştırma, ebeveynlerin çocuklarını tek başına dışarıya bırakamama nedeninin sadece trafik olmadığını gösterdi.
Sosyal Güvenlik Kaygısı: Ankara’daki ebeveynlerin %77,6’sı, çocuklarını yalnız parka göndermeme nedeni olarak sosyal güvenlik kaygılarını (yabancılar, madde kullanımı vb.) işaret etti. İstanbul’da da parklardaki en büyük risk faktörü olarak “uygunsuz yetişkin davranışları” (%25,9) öne çıktı.
İstanbul’da Miktar, Ankara’da Bakım Sorunu: İstanbullu ebeveynlerin en büyük şikayeti park sayısının yetersizliği olurken, Ankaralı ebeveynler mevcut parkların bakımsızlığı ve temizliğinden dert yandı.
“FİKRİMİZİ SORAN YOK”
Rapor, yerel yönetimlerin park yaparken kullanıcıya danışmadığını da ortaya koydu. İstanbul’da ebeveynlerin %41’i, Ankara’da ise %47,1’i parkların tasarım sürecine katılmak istediğini belirtmesine rağmen, her iki ilde de sürece dahil olabilenlerin oranı %10’un altında kaldı.
POLİTİKA ÖNERİSİ: “ÇOCUK ETKİ DEĞERLENDİRMESİ ŞART”
Toplum Çalışmaları Enstitüsü, raporun sonuç bölümünde Türkiye için acil eylem planı önerilerinde bulundu:
- Yasal Zorunluluk: Tüm kentsel projelerde, Stockholm örneğinde olduğu gibi “Çocuk Etki Değerlendirmesi” yapılmasının yasal zorunluluk haline getirilmesi istendi.
- Ulusal Standart: Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın çocuk parkları ve okul çevreleri için bağlayıcı ulusal standartlar belirlemesi gerektiği vurgulandı.
- Doğa Temelli Oyun: Belediyelerin standart plastik parklar yerine, çocukların yaratıcılığını destekleyen “doğa temelli oyun alanlarına” geçiş yapması önerildi.