EHLİYET LİYAKAT VE SADAKAT « Kamudan Ajans

SON DAKİKA

EHLİYET LİYAKAT VE SADAKAT


Web Banner

Yönetimde temel kural, kişilere bağlı olarak değişkenlik arz eden yaklaşım ve irade tarzından ziyade, devralınan görevin gerektirdiği sorumlulukları yerine getirmede istikrar ve devlete olan güvenin muhafazasıdır. “Devlette devamlılık esastır” sözünü de böyle anlamak gerekir. Elbette dönemsel zorunluluklar bugün için tartışabileceğimiz, anın vacibi sayılabilecek uygulamalar veya adımlar olabilir. Anormali, normal zaman aklı ve yaklaşımıyla değerlendirmek, gerekçesini görmeden verilen hükmü tartışmak gibidir.
Milli Eğitim, kamu çalışanlarının önemli bir yekununu istihdam eden bir bakanlıktır. Burada atılacak her adımın, çıkarılacak her yönetmeliğin etkisi, kamu çalışanlarının tamamına ilişkin yapılacak değişikliklerden daha fazladır. O bakımdan MEB’de yapılacak her politika değişikliği ya da yönetmelik değiştirme kararı bu hassasiyetle yapılmalıdır. O bakımdan, paydaşlarla istişare, yapılacak değişikliğin çarpan etkisini azaltacak ve kabul oranını artıracaktır. Dünden bugüne MEB’in serencamını bu yönüyle etüt ettiğimizde, sürekli yönetmelik değiştiren ve her değişikliğin bir şekilde mahkeme yoluyla tekrar değiştirilmek zorunda kalındığı bir hikayesi vardır. Her alanda başarı hikayesi yazmış mevcut iktidarın, topladıklarını adeta dağıtan bu yaklaşım, ne zaman nihayete erecek anlamış değiliz.
Lafı uzatmadan mevzuya girelim. MEB, bugünlerde bir dizi yönetmelik değişikliği yaptı. Öğretmen atama, görevde yükselme ve en son yönetici atama taslağı.. Yapılan değişiklikleri ve ortaya konulan yenilikleri detayda boğularak tartışacak değilim. Lakin “Ameller niyetlere göredir.” ilkesi gereği, bu değişikliklerin, görünenden ziyade, asıl nedenine dikkat çekmek istiyorum. Sözün başında kimi adımları ve bugün tartışabileceğimiz devletin- kendini koruma ve güvence altına alma refleksiyle- genel politikasının izdüşümü sayılabilecek yönetmelik ve KHK kapsamında yapılan atamaları, ne yazık ki mevcut bakan/lık göreve geldiği ilk günden beri tartışmaya açmayı bir varlık sebebi görmüştür.
2014 yılında yapılan atamaları dönemin şartları içerisinde anlamak ve sahiplenmek yerine sanki bir başka iktidarın kurduğu hükümetin bakanlığı gibi meseleye yaklaşmak iyi niyetten uzaktır. “İnsan nisyan ile maluldür” derler. Hatırlatalım. O gün yapılan değişiklikler ve atılan adımlar, Gezi eylemlerinde okulları boşaltan, adeta okulları lojistik merkez gibi kullanan, öğrencileri örgütleyen okul yöneticilerinden ve FETÖ’nün istilası ile mefluç olmuş yönetimlerden devleti arındırmak için yapılmıştır. Taşın altına elini sokan ve devletin kendisine verdiği görevi tüm tehdit ve baskılara rağmen yerine getiren okul yöneticilerinden taşra ve merkez teşkilatına saygı duymak yerine –sebebi bizce meçhul- gerekçeyle itibarsızlaştırmak hiç kimsenin haddine değildir.
Ehliyet ve liyakat, yönetim kademelerine getirmenin ön koşulu olması gerektiği hususu tartışmadan uzak bir hakikattir. Ancak ehliyetin objektif kriteri sayılabilecek müktesebat ve sınav başarısı ile liyakatin bir araya getirilmesinde ihmal edilen bir başka vasıf vardır. 15 Temmuz sürecinde ve gezi olaylarında aynelyakin müşahede ettiğimiz bu hususiyetin adı “Sadakat” tir. Devlete, millete ve milletin değerlerine bağlılık olarak anlayabileceğimiz bu vasfı iliklerine kadar taşıdıklarına tanık olduğumuz – en alt kademesinden en üst bürokratına kadar – gezi olayları sonrası inisiyatif alan ve 15 Temmuz sürecinde kendilerine verilen vazifeyi yerine getiren hiç kimseyi tartıştırmayız.
Yapılan görevde yükselme ve yönetici atama yönetmeliği taslağında sihirli kelime olarak kullandıkları kulağa hoş gelen “Sınav” ve “Sınavlı atama” kavramını hararetle savunan sendikamsı yapıların sözcülerine de onların yaslandığı bakanlıktaki üst akla da tavsiyem, sınav sonuçları istatistiğine baksınlar. Ancak şunu da hatırlatmakta fayda var. Her seferinde yok saymak istedikleri – devlete çelme takanları bertaraf etmek için- 2014 yılı 15 Temmuz sonrası göreve getirilenler, sürekli adres gösterilen MEB ya da bakanlık sınavından belki başarıyla geçerek atanmadılar ancak; mücadeleleriyle millet nezdinde ve Hak nazarındaki sınavdan alınlarının akıyla çıktılar.

Web Banner
Web Banner