ACININ ÖĞRETTİĞİ ASLA UNUTULMAZ « Kamudan Ajans

SON DAKİKA

ACININ ÖĞRETTİĞİ ASLA UNUTULMAZ


Web Banner

 

Temas ettiği insanlarda acı hatıralar bırakarak ilerleyen kimseler vardır bir de “gök kubbede hoş sada” bırakarak ömrü nihayete erenler.. İnsan nisyan ile malul ise de öyle zamanlar vardır ki; o vakitlerde yanında olanı da olmayanı da asla unutmaz insan. Bu durum, kişinin acı ve hüzünle sınandığı vakitler için de geçerlidir, elem ve acı ile imtihan olduğu zamanlarda da geçerlidir. Hayatın geçeği şudur ki; hepimiz hem acıyla hem de sevinçle, hem mallarımız ile hem de canlarımız/sevdiklerimiz ile sınanırız.

Hayat dediğimiz süre göz açıp kapamak kadar kısa, bir o kadar uzundur. Dün selam verip hasbihal ederek ayrıldığınız kişiye bugün ebediyen veda edebilirsiniz. Ya da her şeyin istediğiniz gibi olduğu bir demde birden gök kubbenin üzerinize yıkıldığı ana şahitlik edebilirsiniz. İşte haftayı böylesi duyguları yaşayarak kapattık milletçe. Kendi adıma, uzunca bir vakittir tedavi süreci devam eden ve hastalığını yendi diye şükrettiğimiz bir anda, bir dönem şube başkanlığımızı da yapan Ünal Mamur ile haftanın bitiminde ebediyen ayrılmak zorunda kaldık. Millet olarak ise ağırlıklı olarak Elazığ ve Malatya şehirlerimizde etkisini gösteren deprem ile yaşadık bu duyguları.

Elazığ Sivrice merkezli deprem millet olarak hepimizin bir vücudun azaları/organları gibi olduğumuzu, hatırlattı bize. Depremde yıkılan binalar veya yitirdiğimiz canlar, bir tarafımıza bir acı ya da elem dokunsa bedenin tamamının etkilendiği gibi hepimizi derinden sarstı. Yarın neyle karşılaşacağımızı bilmeyen biz dün başımıza bu felaketlerin geleceğini tahmin edemezdik elbette. Ancak her acının öğrettiği şeyler olur bize. Ünal Mamur Başkanın aramızdan erken ayrılışı vefanın ne kadar önemli bir erdem olduğunu, birlikte mücadele ettiğiniz kişilerin tanımadığınız aileleri için acı günlerinde yanlarında olmanın ne kadar anlamlı bir şey olduğunu öğretti bize. Ünal Başkanın kardeşi Mustafa Bey’in “Anne, bu arkadaşlar abimin sendikadan arkadaşları” dediğindeki gözlerindeki memnuniyeti ve Eyüp Sultan Camii’nde yüzlerce arkadaşının hüsnü şehadetine olan sevinci görmek bizi derinden etkiledi.

Ya depremde yaşananlar?!..

Depremde yaşanan hikayeler ise apayrı öğretmen oldu bize. Kendisi ile irtibat kurulan yaşadığı şehir ile müsemma Azize ile UMKE görevlisi arasında geçen diyalog. Et ve tırnak gibi bir olduğumuzu tekrar öğreten Azize’nin yanı başında göçük altında kalan teyzeye, UMKE görevlisinden gelen Kürtçe söze aracılık etme çabası da, UMKE görevlisi hanımefendinin her iki vatandaşımızı da salimen oradan çıkarmak ve hayata tutunmalarını sağlayabilmek için canhıraş gayretleri, bu coğrafyanın adeta bir kilime güzellik katan desenleri misali, bütün renklerimizle hepimizin bir olduğunu hatırlattı bize.

Tırnaklarıyla kazıyarak göçük altından çıkardığı kadının, Suriyeli Mahmut için söylediklerini hangimiz unutabiliriz? Elleri parçalanma pahasına insanüstü gayretle kendisini kurtaran Suriyeli delikanlı için:
“Biz Suriyelilere taş atıyoruz ya, Mahmut isimli Suriyeli tırnaklarıyla toprağı kazıya kazıya elleri paramparça bizi enkaz altından çıkardı” diyerek Sinan Oğan’lara, Her seferinde mazlum Suriyelileri sınır dışı etmeliyiz diyen Kılıçdaroğlu’na ve ötekileştiricş üslubu ile nefret saçan Berna Laçin’lere en güzel cevabı veriyor.

Bu milletin öyle bir irfanı vardır ki;
zor günlerinde gerçekten yanında olanları da bilir, zevahiri kurtarmak için gelenleri de…

Gözyaşı dökerek acısına ortak olanları da görür, fotoğraf çektirmek için yıkıntıların arasında dolaşanları da bilir. Yaralara merhem sarılır, yıkılan binalar yapılır lakin en acı günde dahi politika yapanları asla unutmaz bu millet.

İdris ŞEKERCİ
EBS İstanbul 6 Nolu Şube Başkanı

Web Banner
Web Banner