İnsanı ayakta tutan yegane güç, inanmaktır. Doğru olduğuna, doğrunun yanında, hakikatin izinde olduğuna inanmaktır. İnanmanın bedeli sınanmaktır Sınanmak , bazen zorlukla, bazen ise mevki makam ve yetkiyi elinde bulundurmakla olur. Önemli olan senin ne ile sınandığını, daha da ötesi; sınandığını bilmektir.
İnsanı güçten düşüren her zaman bedeni rahatsızlıklar mıdır? İnsanın motivasyonunu kaybetmesi, şevk ve istiyakının zarar görmesi de bir nevi maraz değil midir?
Son günlerde hep birlikte müşahede ettiğimiz, düzeltilmesi gereken en bariz husus, bütün mahalleyi tesiri altına alan, kaybedeceğine inanma duygusudur.
Kaybedeceğine inanma duygusu, kayıp öncesi son eşiktir. Siyasette ya da sivil toplum çalışmalarında, başaracağına olan inancın zayıflaması önce başardıklarına sonra size ümit bağlayanlara haksızlık olur.Bu haksızlığa geçit vermemek, gücünü milletten alanların öncelikli vazifesidir. Zira, yakın geçmişin tecrübesi, bu coğrafyanın inancı ve değerlerine yaşama hakkını çok görenlerin sınır tanımayan hatıraları ile doludur.
Zor vakitlerin imtihanında, çalışanların özlük ve özgürlük hakları için mücadelede tarih yazan Eğitim Bir Sen, bugün sahip olduğu yetkiye, bu zorlukları aşarak ulaşmanın tecrübesi ile “kazanacağına olan inancı” muhafazanın önemini iyi bilmektedir. Dün de bugün de alanda olarak bu inançla mücadeleye devam ediyoruz çok şükür.
Son dönemin sosyal medya manipülasyonlarına ve tezviratlara bakıldığında tek merkezden bir planlama olduğu ortadadır. Her güne yeni bir yalanla uyandığımız, bu ülkenin aslî rengine kastı olanların, bağımsız politika izleyen ve iradesini hiçbir otoritenin emrine vermeyecek olanların yenilgisi için kırk türlü operasyon yaptığı ortadadır.
Toparlanıp kendine gelme vaktidir. Herkes kendi işinin hem hakkını vermeli hem de gereğini yapmalıdır. Kim ki,kendi ayakları üzerinde durabilen, bağımsız ve özgür bir ülke hayalini olmazsa olmaz bir varlık nedeni sayıyorsa, yapılacak bellidir.
Yapılacak bellidir:
Savunma psikolojisini bir an önce üzerimizden atmak ve insana dokunan adımları çoğaltmak.
Bu ülkede,taş üstüne taş koymayanların bol keseden atışına ve şu, “çorbada tuzu olmadığı halde sofrada söz sahibi olmak” isteyenlerin ihtiraslarına fırsat vermemiz gerekiyor.
Algıyı bir yöntem olarak kullanan çakma hesapların ve bindirilmiş kıtaların bütün hikâyesi yatsıya kadardır. Gün ne kadar uzun sürerse sürsün yatsı öyle ya da böyle gelecektir.
Unutmayalım ki; vesayetçileri başarıya taşıyacak olan kazanmaya olan inançları değildir. Eksik ve hatalarıyla birlikte bu milletin değerlerini her şeyin üstünde tutan -ve 2023’ü hedef göstererek- yeniden dirilişe atıfla çağrıda bulunanların topyekûn kaybedeceğine inanmasıdır.
İdris Şekerci
Eğitim Bir Sen İstanbul 6 No’lu Şube Başkanı
