Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Sağlıkta Şiddeti Önleme Eylem Planı”nda yer alacak düzenlemelere ilişkin açıklamada bulundu.
Hayatın hiçbir alanında şiddeti duymak istemediklerini ifade eden Koca, özverili ve fedakar sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti de asla kabul etmediklerini vurguladı.
Koca, şiddet faillerinin karakoldan serbest bırakılmaması, ifadenin sağlık çalışanının bulunduğu ortamda alınması ve olayın kolluk kuvvetlerince kamu davası gibi görülmesi gibi bazı önemli yasal düzenlemelerin hayata geçirildiğini hatırlattı.
Sağlıkta şiddetin önlenmesi konusunda Türk Ceza Kanunu’nda ilave bir düzenleme yapılmasını TBMM’den beklediğini belirten Koca, “Özellikle cezaların ötelenmesi, paraya çevrilmesi gibi durumların devre dışı kalmasını arzuluyorum. Bu konuyu da birçok platformda gündeme getiriyorum.” ifadesini kullandı.
Koca, şiddeti önleme eylem planının da devreye gireceğini bildirerek, “Özellikle hekimlerimizin, çalışanlarımızın hem hasta yükünü azaltan hem de fiziksel ortamlarını düzenleyen bir yaklaşımla, vatandaşın sağlık okur yazarlığını artıran, hekim-hasta iletişimini güçlü kılan, hizmeti sunarken güvenli ortamı sağladığımız bir eylem planı devreye girecek.” dedi.
“Aile hekimine gitmeden ilaç yazdırma yaklaşımı var”
Aile hekimlerine yönelik şiddetin daha sık yaşandığına işaret eden Koca, “Hastalarda aile hekimine görünmeden reçete yazdırma yaklaşımının olduğunu görüyoruz. Bunun olmaması için vatandaşa bunu daha çok anlatmamız gerekiyor. Reçete, hekim hastayı muayene ettikten sonra yazılabilir. Kronik bir hastalığınız olabilir, bu kronik hastalıkla ilgili takipli hasta olabilirsiniz. Bununla ilgili de bir rapor söz konusu olabilir. İlacınız bittiyse bu rapor çerçevesinde ilacı yazdırmak için gidebilirsiniz. Bir hastalığınız olabilir, bu durumda da yine hekim muayene ettikten sonra reçete yazılabilir.” diye konuştu.
Bakan Koca, hastanın olmadığı veya muayene edilmeden ilaç istendiği durumların özellikle aile hekimlerinde yaşandığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Hasta olmadan verilemeyecek veya aile hekiminin veremeyeceği raporların da talep edildiğini görüyoruz. Bu tip durumlarda da aile hekimi arkadaşlarımızın uygun ifade tarzıyla açıkladıklarını ama vatandaşımızın yer yer ısrarcı olduğunu biliyoruz. Bizim her geçen gün sağlık okur yazarlığını, bilinci ve iletişimi güçlü kılmamız gerektiğini düşünüyoruz.”