Çocuklarla Etkili İletişimin Kodları « Kamudan Ajans

SON DAKİKA

Çocuklarla Etkili İletişimin Kodları


Web Banner

Çocuklarınızla nasıl iletişim kuruyorsunuz? Yargılayıcı, eleştirici, yapıcı ya da yıkıcı? Hangisi size daha uygun? Akşam eve geldiğinizde muhtemelen yorgun oluyorsunuz. İş yerinde arkadaşınızla ya da amirinizle bir sorun yaşadıysanız, evde eşinize ya da çocuklarınıza duygu yoğunluğunuzu yansıtıyor musunuz? Ya da tüm olumsuzlukları iş yerinde bırakıp güler yüzlü, tatlı dilli bir halde mi eve geliyorsunuz? Bu aşamada kullandığınız yaklaşım aile içi iletişimin niteliğini, içeriğini ve biçimini belirlediğinin farkında mısınız?

Aşağıdaki cümleleri siz de kullanıyor musunuz?

  • Emrah haydi kalk.
  • Elini yüzünü yıka.
  • Üstünü giy.
  • Çoraplarını değiştir.
  • Kahvaltını bitir.
  • Beslenme çantanı almayı unutma.
  • Kitap ve defterlerini topla.
  • Mendilini kullan.
  • Dişlerini fırçala.
  • Ayakkabılarını, halının üzerinde giyme.

Bu cümleleri evde sürekli kullanıyorsanız, muhtemelen siz çavuş rolünde bir anne ya da babasınız demektir. 24 saat görev yapan askeri personel gibi sağa sola emir yağdırdığınızda iyi ve düzenli çocuk yetiştirdiğini düşünmek gibi bir hastalığa sahipsiniz. Siz bu hastalığın semptomlarını taşımaktasınız, anlamına gelir.

Nancy Samalin ve Moraghan Jablow (2021, ss. 32-33) yazdıkları “Çocuk Yetiştirmede Eksik Parça, Sevmek Yetmez” adlı eserinde aşağıdaki örneği, etkili iletişim aracı olarak vermektedirler.

Jenny: Sally’nin doğum günü partime gelmesini istemiyorum.

Anne: Fakat Sally senin arkadaşın.

Jenny: Hayır, arkadaşım değil.

Anne: Bunu söylemen hiç hoş değil. Sally bu söylediğini duysa ne hissederdi?

Jenny: Umurumda değil! O, partime gelmeyecek.

Anne: Belki de hiç parti yapmasan daha iyi olur.

Jenny: Peki o zaman parti yapmıyorum.

Bu diyaloğu incelediğimizde Anne, Jenny’nin duygularını kabul etmedi. Kızının duygularını anlamadan karşı çıktı. “Bunu söylemen hiç hoş değil. Sally bu söylediğini duysa ne hissederdi?” ifadesini kullanarak ona öğüt verdi. Annenin öğüdü karşısında Jenny: “Umurumda değil! O, partime gelmeyecek.” diyerek tepkisini ortaya koydu. Bu aşamada söylediğiniz şeyden geri adam atarsanız, çocuğunuz bir daha sizin söylediklerinizi dikkate almayabilir. Jenny, annesinin blöfünü gördü ve partinin iptal edilmesi tehdidine, “Peki o zaman parti yapmıyorum.” diyerek karşılık verdi. Bu aşamada anne-kız, galibi belli olmayan bir çatışma içerisine girdiler. Peki, anne nasıl bir iletişim kursaydı, süreci daha etkili yönetebilirdi?

Anne: Sanırım Sally ile ilgili rahatsız eden bir durum var.

Jenny: Evet, o sürekli benim oyuncak bebeklerimle oynuyor.

Anne: Ve bu da seni rahatsız ediyor değil mi?

Jenny: Evet, onun bebeklerimle oynamasını istemiyorum.

Anne: Hımmm, peki doğum günü partisinde bu sorunu çözecek bir yol bulabilir misin?

Jenny: Belki oyuncak bebeklerimi odama kaldırabilirim ve partiyi de aşağı katta yaparız. Böylece oyuncaklarımla oynayamaz. Bu durumda partiye gelebilir.

Anne: Harika bir fikir.

Bu örnek olayda anne, kızının duygularını anladı ve onun çözüm yolu bulmasını sağladı. Yargılamak, suçlamak ya da onu zor durumda bırakmak yerine anlamak daha iyi bir iletişim tarzı olur.

Çocuklarınız çoğu zaman birbirleriyle çatışabilirler. Televizyon kumandasını eline geçiren, kendi istediği programları izler. Bu aşamada başka bir kanalı izlemek isteyen arasında çatışma çıkabilir. Ebeveyn bu aşamada krizi iyi yönetmesi ve seçenek sunması gerekir. Haftalık tv programlarının listesi çıkarılabilir. Bu programlardan hangilerini izleyecekleri yazılır. Çocuklar belirlenen programları, belirlenen zaman aralığında izler. Böylece çakışma olmaz. Çakışma olan durumlarda ise, arşivden izleme imkânı yaratılabilir.

Prof. Dr. Necati Cemaloğlu

Prof. Dr.Necati CEMALOĞLUhaber@hotmail.com
Web Banner
Web Banner