Sarıyer İlkokulu Müdürü Murat Tosun, rızası ve onayı dışında okulunda gerçekleşen YouTube video çekimi ve paylaşımı sonrasında kaymakamlık tarafından açığa alınmıştı. Murat Tosun’un, özveri ile çalışan-öğrenci ve okul faydasına gecesini gündüzüne katan- bir yönetici olduğuna Sarıyer eğitim camiası şahittir.
Okulunda iki okulu misafir eden ve en ufak bir sorun dahi yansıtmayan müdürümüze, ancak delil karartma ya da can güvenliği gibi durumlarda makul karşılanabilecek açığa alma işleminin reva görülmesinin maşeri vicdanda karşılık bulmadığını ve hukukî dayanaktan yoksun olduğunu, dilimiz döndüğünce -süreç içerisinde- ilgililere anlatmaya çalıştık.
Daha önce defalarca yazdık; birçok mecrada gündeme getirdik. Mülki idarelerin birimlerle geçmişte örneğini görmediğimiz ölçüde, iç içe olmasının doğru olmadığını ifade ettik. Birimlerin kendi hiyerarşik yapısı içerisinde ve doğal seyrinde yönetilmesinin daha doğru olacağını mevcut halin semptomlarının telafisi güç zararlar açabileceğini her seferinde dile getirmiştik.
Sarıyer İlkokulu Müdürünün yaşadığı talihsiz açığa alma olayı, bizim haklılığımızı bir kez daha ortaya koymuş oldu. Olay, yalın ve anlaşılır bir konuydu aslında. İzinsiz çekim yapılan bir YouTube videosunun kamuoyuna yansıması sonucu ortaya çıktığı varsayılan zaafiyet idi bütün mesele.Okul müdürünün beyanı alınarak ve Milli Eğitim bürokrasisinin de görüşüne başvurularak adım atılmış olsaydı durum daha farklı değerlendirilebilirdi.
Hiç birimiz, “Konu araştırılmasın, gerekli inceleme ve soruşturma yapılmasın” deme lüksüne sahip değiliz. Elbette, mesele tüm boyutlarıyla araştırılmalı, muhakkik ya da müfettişler vasıtasıyla tetkik edilmeliydi. Burada bizim başından beri karşı çıktığımız “Açığa alma” işleminin, teamülleri zorlayan, eğitim yöneticisi arkadaşlarınızı, güven içerisinde görevlerini yapabilme konusunda endişeye sevk eden bir uygulama olması.
Neyse ki yanlış hesabın Bağdat’tan döndüğü gibi, yapılan açığa işlemi de kısa süre içerisinde yapılan inceleme neticesinde iade kararıyla sona erdi.
Üyesinin, daima yanında olan ve uğradığı mağduriyet ne olursa olsun hakkını arayan bir sendika olarak, Şube Yönetim Kurulu üyeleri ve teşkilatımız ile göreve iade edildiği ilk gününde yalnız bırakmadık. Okul Müdürümüzü okulunda ziyaret ederek geçmiş olsun temennisinde bulunduk.
Umarız, bundan sonra hiç bir arkadaşımız böyle mağduriyet yaşayacağı, toplum içerisinde “Ben bu kadar mı büyük suç işledim!” diyebileceği bir muameleye maruz kalmaz.
İdris Şekerci
Eğitim Bir Sen İstanbul 6 Nolu Şube Başkanı