TACİZLERİN ÜSTÜNÜ KAPATAN KSÜ YÖNETİMİNİ GÖREVE DAVET EDİYORUZ « Kamudan Ajans

SON DAKİKA

TACİZLERİN ÜSTÜNÜ KAPATAN KSÜ YÖNETİMİNİ GÖREVE DAVET EDİYORUZ

Kamu-Sen Kahramanmaraş İl Temsilcisi Ziya Yenipınar, KSÜ ile ilgili yaptığı açıklamada, “Tacizlerin Üstünü Kapatan Ksü Yönetimi İle İlgili YÖK Başkanlığını Göreve Davet Ediyoruz” dedi.


Web Banner

KSÜ’de daha önce de basına yansıyan taciz olayları ile ilgili olarak geçen zaman içerisinde Sayın Rektör herhangi bir işlem tesis etmeyip, bir bakıma tacizcileri koruyup kollayan bir anlayış sergilemiştir. Tacizler ve diğer pek çok hata yapılan konuda kendilerine müteakip kereler uyarı görevi yerine getirilmesine rağmen Sayın Rektör ve Yönetimi bütün uyarılarımıza adeta kulağını kapamıştır.

Basına yansıyan taciz olayları ile birlikte bir başka taciz olayı da KSÜ Fen-Ed. Fak. Tarih Bölümünde gerçekleşmiştir. 30-40 kadar kız öğrencinin şikayeti üzerine bir önceki Rektör Prof.Dr. Durmuş DEVECİ tarafından Doç.Dr. İ.A. hakkında soruşturma başlatılmıştır. Yapılan soruşturmada adı geçen kişi açığa alınarak, çok ciddi bilgi ve belgelere dayalı, hocanın ifadesi de dikkate alınarak Soruşturma Komisyonu raporunu tamamlanmış ve soruşturma dosyasının kesin ihraç talebiyle YÖK’e sevk edilmesini istemiştir. KSÜ Rektörü Prof.Dr. Niyazi CAN göreve gelir gelmez ilk olarak bu soruşturma dosyasını ele aldığı ve ilgilinin görevden atılmaması için her türlü çabayı gösterdiği tüm üniversite personeli tarafından bilinmektedir. Soruşturma komisyonuna raporu değiştirmeleri hususunda baskı yapılmış, önceki raporda oy birliği ile ve Kesin İhraç talebiyle dosyanın Yüksek Öğretim Kurumuna gönderilmesi istenirken, komisyon üyesinin biri (Prof.Dr.M.Ş.) bizzat rektör tarafından rapor konusunda baskı altına alınmıştır. Bunun üzerine Prof.Dr.M.Ş. kendi raporunu değiştirmesine rağmen üç komisyon üyesinden ikisi kesin ihraç talebinde direnmiştir. Bu yeni düzenlemeden sonra dosya KSÜ Disiplin Kurulu tarafından incelendikten sonra, adı geçen kişiye üniversite tarafından kademe ilerlemesinin durdurulması cezası verilmiş, bu da bir alt cezaya maaştan kesmeye çevrilmiştir. Bütün yaşananlara rağmen bu ceza ile İ.A.’nın cinsel tacizci olduğu tescillemiş olup, önce Tarih Bölümüne daha sonra Türkoğlu MYO’na görevlendirilmiştir. Raporunu değiştirmesi konusunda baskı uygulanan daha sonradan Profesörlük kadrosu verilen Prof.Dr. M.Ş.’nin TÜBİTAK tarafından tespit edilen etik olmayan dergi kurma ve dergide kendi oluşturduğu kurulla birlikte yayın yapma suçundan KSÜ Rektörlüğüne anılan kişi için soruşturma açması için dosya gönderdiği bilinmektedir. Bu dosyanın da taciz iddiası ile ilgili Prof.Dr. M.Ş.’nin raporunu değiştirmesi yönünde baskı aracı olarak kullanıldığı da iddialar arasındadır. Nitekim Prof.Dr. M.Ş. taciz ile ilgili raporunu geri çekmiş ve kendisine de buna karşılık TÜBİTAK’tan gelen dosya ile ilgili herhangi bir soruşturma açılmamıştır. Doç.Dr. İ.A.’ün dosyası ile ilgili akla gelen sorular şunlardır; Bu dosyanın göz ardı edilmesi, YÖK’e sevk edilmemesi içim kimler devreye girmiştir ve Üniversite disiplin kurulunun verdiği ceza ile cinsel tacizciliği tescillenen İ.A. daha önce çalıştığı Gaziantep Üniversitesinde de soruşturma geçirmiş midir?

KSÜ Yönetimi bu taciz soruşturmasında yetki gaspı yaparak dosyayı YÖK’e sevk etmemiştir. Zira halen üç kişilik komisyon üyesinden ikisinin adı geçen öğretim üyesinin görevden atılması ile ilgili görüşü dosyada mevcuttur.

Adını namus timsali tarihi bir şahsiyet olan Sütçü İmam’dan alan bir üniversitede, ihraç edilmesi gereken bir kişinin korunması kamu vicdanını yaralamaktadır.

Bu kişi hakkında her şeyi göze alarak şikayette bulunan kız öğrenciler ne düşünürler, yaşadıkları olaylardan dolayı adalete olan inançları sarsılmaz mı, bu kişiler ile aynı sınıfta, aynı koridorda olmak onlar için yıkım olmaz mı? Bunların haklarını kim koruyacak, bunlar uğradıkları bu ağır haksızlık karşısında kimlere sığınacak, kimlere güvenecekler? Yasal yollardan müracaat ettikleri Üniversite yönetimi bu kişileri neden korumaktadır, cinsel tacizciler neden sevilmektedir? Ya anne babalara bu durum nasıl izah edilecek?

Bu iki olayda da bilinen veya bilinmeyen gruplar rektörlük üzerinde baskı mı yapmaktadır? Herhangi bir baskı var ise rektörlük neden direnç göstermemekte, bütün bilgi ve belgeler adı geçen kişilerin dosyalarında mevcut iken, her şeyleri ile üniversiteye emanet olan bu kız çocukları neden korunmuyor, hakları teslim edilmiyor da, tacizciler korunuyor? Üniversite yönetiminin bu olayları kapatmaya çalışmasının sebepleri nelerdir?

KSÜ’nün verdiği hem idari personel ilanları hem de akademik personel alımı ilanları adrese teslim diyebileceğimiz kişiye özel ilanlar olduğu, çeşitli birimlere alınan kişilerin akrabalık bağlarının olduğu basında sıkça yer almaktadır. Son olarak adrese teslim kadro ilanı yapıldığı iddiaları nedeniyle KSÜ Yönetimi bir ilanını geri çekmek zorunda kalmıştır. Ancak, mevcut Rektör; hiçbir itiraza kulak asmayıp, dilediğimi yaparım mantığıyla hareket etmeye devam etmektedir.

Her şeyden evvel adaletin tesis edilmesi, hakkın ve hakikatin teslim edilmesi adına, göz bebeğimiz ilim yuvası üniversitemizde bu kötü gidişe dur denilmesi adına YÖK’ü göreve davet ediyoruz.

 

Ziya YENİPINAR

Kamu-Sen Kahramanmaraş

İl Temsilcisi

Web Banner
Web Banner