Sözleşmeli personel istihdamında acil çözüm bekleyen sorunlar « Kamudan Ajans

SON DAKİKA

Sözleşmeli personel istihdamında acil çözüm bekleyen sorunlar

Son dönemlerde kamu kurumları protokolli personel istihdam edilmesine yönelmeye başladı.


Özellikle öğretmen ve sağlık çalışanı alımlarında yaygın bir biçimde kullanılacak olan protokolli personel uygulaması yanı sıra de pek çok sorunu ortaya çıkarmaya başlamıştır. Bu yazımızda konuyu ayrı bir açıdan incelemeye ve önerilerimizi sıralamaya çalışacağız.

Sözleşmeli personel mevzuatı yetersiz ve güncel değil

657 sayılı Kanun’un 4-B maddesine göre çalıştırılan binlerce protokolli personele uygulanmakta olan mevzuatın 1978 tarihli olması cidden insanları düşündürüyor. Dört başı mamur bir düzenleme yapılması çok mu zordur? Yoksa 455 bini geçen protokolli personelin durumu üstünde düşünülmeye değer mi bulunmuyor?

657 sayılı Kanun’un 4-B maddesine göre çalıştırılan protokolli personelin çalıştırılmasına ilişkin mevcut düzenleme “1978 tarihli ve 7/15754 Sayılı Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar”dır. Bu Bakanlar Kurulu Kararı’nın yürürlüğe girmesinden yaklaşık olarak 42 yıl geçmiştir. Bu süre içerisinde bu mevzuat yaklaşık olarak 25’den fazla değişikliğe uğramış ve personel birimlerinin bu değişiklikleri takip etmesi nerdeyse imkansız hale gelmiştir. Burada anlaşılması zor olan husus, bu kadar değişikliğe uğrayan bir metnin yeniden ve yeni bir anlayış ile yazılması ve Cumhurbaşkanı’nın onayından geçirilmesinin bu kadar zor olup olmadığıdır. Garip olan durum ise binlerce insanı ilgilendiren ve kevgire döndürülen bir mevzuatın yeni bir anlayış ile yeniden düzenlenmesi yerine ısrarla mevcut mevzuatın uygulamaya çalışılmasıdır.

Bize gelen yüzlerce soru göstermektedir ki protokolli personelin ciddi sorunları var ve bu konu da açıklığa kavuşturulması gerekli olan çok fazla husus bulunur. İşin daha da üzücü tarafı ise bu sıkıntılar sebebiyle 10 binlerce protokolli personelin mağduriyet yaşamasıdır.

Teşkilat kanunlarındaki ayrıcalıklar rahatsızlık oluşturuyor

Teşkilat kanunlarındaki ayrıcalığın yer aldığı ilk düzenlemeyi protokolli öğretmen düzenlemesinin yer aldığı 652 sayılı KHK’de görüyoruz. Buna göre; Bakanlığın boş öğretmen norm kadrosu bulunan örgün ve yaygın eğitim kurumlarında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4’üncü maddesinin (B) fıkrası kapsamında protokolli öğretmen istihdam edilebilecektir. Sözleşmeli öğretmenler, KPSS puan sırasına konulmak kaydıyla alım yapılacak her bir pozisyonun üç katına kadar aday arasından Bakanlık tarafından yapılacak sözlü sınav başarı sırasına göre atanmaktadır. Atanan protokolli öğretmenler, üç yıl süreyle diğer bir yere atanamayacaklar ve aile birliği mazeretine bağlı yer değiştirmelerde de istihdam edilen öğretmenin eşi bu öğretmene tabi olacaktır.

Yine protokolli öğretmenler, aday öğretmenler için öngörülen adaylık sürecine tabi tutulacaklar ve protokolli öğretmenlerden protokol gereği üç senelik çalışma süresini tamamlayanların talepleri halinde bulundukları yerde öğretmen kadrolarına atanmaları mümkün olabilecektir.

Ayrıca, protokolli öğretmen kadrolarına atananların, protokolli öğretmen pozisyonlarında geçirdikleri hizmet sürelerinin, öğrenim durumlarına göre yükselebilecekleri dereceleri aşmamak kaydıyla kazanılmış hak aylık derece ve kademelerinin tespitinde değerlendirileceği hükmüne yer verilmiştir.

Ayrıcalığın yer aldığı diğer bir özel düzenlemeyi de sağlık çalışanınin protokolli olarak istihdam edilmesine ilişkin 663 sayılı KHK’de görüyoruz. Buna göre; Bakanlık ve bağlı kuruluşları, merkez teşkilatları hariç olmak üzere ve evvela personel istihdamında zorluk çekilen yerlerde, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4’üncü maddesinin (B) fıkrası uyarınca ilgili mevzuatı gereği çekilişle ataması öngörülenler dışında 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye ekli cetvellerde Sağlık Hizmetleri ve Yardımcı Sağlık Hizmetleri Sınıfı kapsamında yer alan unvanlarla vize edilmiş pozisyonlarda bu maddede öngörülen şartlarla protokolli personel istihdam edebilmektedir.

Bu kapsamdaki protokolli sağlık çalışanı KPSS sonucuna göre Bakanlık ve bağlı kuruluşlarına Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanlığı tarafından yapılacak yerleştirme ile atanabileceği gibi pozisyon ve ihtiyaç durumuna göre KPSS puanı baz alınarak Bakanlık tarafından yapılacak sözlü sınavla da atama yapılabilmektedir.

Bu şekilde atanan protokolli sağlık çalışanı üç yıl süreyle diğer bir yere atanamayacaklar ve aile birliği mazeretine bağlı yer değiştirmelerde de eşler bu personele tabi olacaktır.

Yine, protokolli sağlık çalışanınden üç senelik çalışma süresini tamamlayanların, talepleri halinde bulundukları yerdeki kamu personeli kadrolarına atanmaları da mümkündür. Bu madde hükümlerine göre kadrolara atananların, protokolli pozisyonlarda geçirdikleri hizmet süreleri, öğrenim durumlarına göre yükselebilecekleri dereceleri aşmamak kaydıyla kazanılmış hak aylık derece ve kademelerinin tespitinde değerlendirilecektir.

Görüleceği üzere, önce öğretmenlere ilişkin düzenleme uygulamaya girmiş, sonrasındada aynı mahiyetteki düzenlemeler sağlık çalışanı için uygulamaya sokulmuştur.

Sözleşmeli personelin bir kısmına verilen kadro ayrıcalığı sorun çıkartır

Özel düzenlemelere göre bir kısım protokolli personele üç yıl sonra kadroya geçme olanağı sağlanması protokolli personel arasında ayrımcılık yapıldığı algısı oluşturacak ve bir süre sonra kadro verilmeyenlerin kadro talebi artacaktır. Özellikle aynı unvanda çalışan sağlık çalışanınden Sağlık Bakanlığında çalışanlara kadro olanağı sağlanırken başka kurumlarda görev yapanların bu haktan mahrum bırakılmaları kadro talebini tetikleyecektir.

Hatırlanacağı üzere, 632 sayılı KHK ile protokolli olarak istihdam edilen personel kadroya geçirilerek senelerce oluşturulmaya çalışılan protokolli sistem tamamlanmıştı. Bu sebeple sistem sağlam temeller üzerine kurulmazsa, benzer akibetin olacağını söylemek kehanet olmayacaktır.

Kısa ve uzun sürede neler yapılmalıdır?

Personel birimlerinin dahi içinden çıkamadığı onlarca sorun varken protokolli personel adaylarının ve protokolli personelin mağduriyet yaşamaması olanaklı değildir. Özellikle protokolli personelin kullanamadıkları izinlerinin bir sonraki yıla devredilememesi, personel alımındaki kişilere özgü ilanlar ve sözlü sınavlarda yaşanan karmaşa gibi pek çok akut sorun çözüm beklemektedir. Her ne kadar pek çok kurum sözlü sınav uygulamasından vazgeçerek KPSS puan üstünlüğüne göre alım yapsa da hala yaygın bir biçimde uygulanmaktadır. Yine Sağlık Bakanlığı inisiyatif alarak protokolli personelin izin mağduriyetini çözse de pek çok kurumda bu konu da hala sorunlar yaşanmaktadır.

Sonuç olarak, uzun sürede “Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar”ın günün şartlarına uygun olarak ve sistem kurma mantığı anlayış ile yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Kısa vadede ise en azından yaşanan problemlere cevap mahiyetinde bir tebliğin çıkarılması gerekiyor. Gayet kolay bir yöntemle personel birimlerince sıklıkla sorulan sorular ve sorulması olası sorularla ilgili bir tebliğ hazırlanarak örnekleriyle beraber kafa karışıklığı giderilebilir. Maalesef bunların dahi düşünülmemesi ya da düşünülememesi ciddi ciddi üstünde kafa yorulması gerekli olan bir konudur. Basit tedbirlerle çözülecek küçük sorunlar ihmal edilirse, ileriki aşamalarda ancak cerrahi müdahalelerle çözüm sağlanabilir.

 

Ahmet Ünlü – Yeni Şafak