Bilindiği üzere öğretmen mülakat sonuçları açıklandı. Puanlar öğrenilince evet belki kimseye KPSS den düşük puan verilmedi ancak birçok kişiye oldukça yüksek mülakat puanı verildiği görüldü. Haliyle bu da sıralamaları oldukça değiştirdi. Bu yüzden sıralamasını kaybeden öğretmenler seslerini duyurmak için İstanbul İl Milli Eğitim önünde ve Beyazıt Meydanında bir dizi eylem gerçekleştirdiler. Gerçi biz mülakat sözünü duyar duymaz bugünlerin olacağını avaz avaz bağırdık. O gün sağıra yatanlar şimdilerde şov yapsalar da sonuç değişmeyecektir.
Şöyle diyor mülakat mağdurları. “Bana şehrini söyle sana mülakat puanını söyliyeyim.” Bu sözdengençler ne mi demek istiyor? Bazı illerde mülakat puanları oldukça cömert dağıtılmış diyorlar. Gerçi puanlar açıklandı fakat sıralamalar açıklanmadı. Ancak elin ağzı torba değil ya bağlıyasın. Kimi ayrıcalıklı olduğunu düşündüğü için, kimi doğrucu davut olduğu için puanlarını sağda solda konuşmaya başlayınca işin rengi ortaya çıktı. Yeni atanacak olan öğretmenlerin mülakatında kimi komisyon 10, kimi 15 ve kimi 20 puan fazla vermiştir. Şaşırdık mı hayır!..
Yukarıdaki zatlar ne kadar adalet, hakkaniyet hatta Allah korkusundan bahsetseler de aşağıdakiler bunun gaz almaca olduğunu gayet iyi biliyorlar.
Şimdi adaletten, kul hakkından, Allah korkusundan bahsederken ninni okuyup beşik sallar gibi geliyor söylenen sözler.Çünkü en büyük sermayemiz olan güveni kaybettiniz. Kendinizle çelişki yaşadınız. Fazla puan verilerek bir anlamda kul hakkı yiyerek makam işgal edenlere kul hakkı yemeyin dediniz, mülakatlarda adil puan verin, Allah’tan korkun dediniz. Bunun mümkün olmadığını siz de gayet iyi biliyordunuz. Çünkü koyunu kurda teslim ettiniz ya da alışmakla ilgili deyimleri burada yazmak istemiyorum ama alışkanlığı haram lokma olanın boğazında helal lokma geçmediğini düşünemediniz.
Ne yazık ki mülakatın kamuda iyi bir seçenek olmadığı bir kez daha açıkça görüldü. Gerçek anlamda liyakat ve ehliyet diyenlerin, adaleti savunanların hiçbir şekilde bu yola tevessül etmemeleri gerekir. Çünkü empatiyi tamamen yok ettik, haksızlık yapmayı kendimize hak gördük. Asla iğneyi kendimize batırmadan hep başkasına çuvaldızı batırdık. Ne derse diyelim toplumun bakış açıcı buna müsait değil, sınav yapacak olan ilçe müdürleri, şube müdürleri bu erdeme sahip değiller. Kiminle ve nasıl adil bir mülakat yapabilirsiniz ki?
Sonuç olarak; son on yılda yani mülakat 2014 yılından bugüne kadar hep birilerinin canını yakmış birilerini de hak etmeden hak sahibi yapmıştır. Buna rağmen mülakatlarda ısrarcı olmak ya kul hakkını yemekte ısrarcı olmak demektir ya da gerçekten saflıktır. Efendim eskisi gibi olmayacak dediniz biz olacak dedik. Peki, kim haklı çıktı?