Yerel seçimler, bayram tatili ile birleşen ara tatil derken eğitim öğretim yılının son çeyreğine girdik. Genç yönetici arkadaşlarımızın önemli bir kısmının 2. dört yıllık dilimi kendi okulunda devam ettirme ihtimalinin yok denecek kadar az olduğu bir atama ilanının arifesindeyiz.
Uyarılarımız yeterince anlaşılamadı ne yazık ki! Genç yönetici denilince öğretmenlikte de kıdemi düşük arkadaşları kastettiğimiz sanıldı belli ki. Oysa benim gibi 20 yıl öğretmenlik yaptığı halde yöneticiliğe geç karar vermiş son dönemde yönetici olarak atanan arkadaşları kastediyorduk aslında.
Olan oldu ve olacak olanı da hep birlikte göreceğiz. Umarız öğretmenliği az, yöneticiliği çok olanlara tanınan bu avantaj ile yapılan son atama olur.
2024 yerel seçimleri sona erdi. Bir eğitimci olarak -bizi ilgilendiren- birkaç hususun altını çizerek kanaatlerimi paylaşmak istiyorum:
Seçimlerin yükünü ağırlıklı olarak Öğretmenlerin çektiği malûm. Devletimizin bize ihtiyaç duyduğu zamanlarda elbette kaçacak değiliz. Ancak, yaşananlara bakıldığında kantarın topuzunun kaçtığını da söylememiz gerekiyor. YSK umarız bir sonraki seçimde gönüllülük esasına dayalı bir görevlendirme ile başlar ve karı koca iki kişiye görev verme yanlışını tekrar ettirmez.
Gelelim seçimlerin bize bakan yüzüne…
İstanbul yaşanması artık çileye dönüşmüş bir şehir. Ulaşım en temel problem olarak varlığını devam ettiriyor. İBB’yi kazanan iradeye seçimlerin bittiğini ve hizmete odaklanması gerektiğini hatırlatmak isteriz. Ulaşımı ucuzlatmak için meclis yeterliliğine sahip olduğunu söylemeye gerek yok sanırım. Hayat şartlarının her geçen gün zorlaştığı bir dönemde kamu çalışanlarına akbil indirimi ve sosyal tesislerden ayrıcalık beklediğimizi belirtmek isteriz. Bu arada Sayın İmamoğlu’nun vaatleri arasında yer alan emekli vatandaşlara destek sözünü de unutmuş değiliz. Okullarımız için neler yapacağını da merakla bekliyoruz.
Seçimlerin kazanan ve kaybedenler tarafından doğru okunduğu vakit maksadın hasıl olacağını not ederek, eğitim çalışanları olarak çözüm bekleyen sorunlarımıza devam edelim;
Atama bekleyen öğretmen adaylarının artık bekleyecek takatlerinin kalmadığını söylemeye gerek yok sanırım. Doğrudan ya da dolaylı olarak seçim sonuçlarına etkisinin olduğuna inandığımız mülâkat tartışmasına artık son vermek gerekiyor. Bir an önce ortalama memnuniyet üretecek rakamda öğretmen alım duyurusu yapılmalıdır.
Merkezi hükümetin -eğitim çalışanlarına yeterince anlatamadığı-CHP tarafından yapılan başvuru sonucu, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen Öğretmenlik Meslek Kanunu konusunda, bakanlığın efrâdını câmî ağyârını mâni bir çalışma yapma zamanı gelmiştir.
Proje okullarındaki kafa karışıklığına son verilmesi yapılacak müfredat çalışmasının ise sözde değil özde yerli ve milli olması temennimizdir. Beyaz Kitap’ın izlerini saklı tutan yeni bir çalışmanın ürkütülen kurbağaya demeyeceğini de kayıtlara geçmesini arzu ederiz.
Hasılı kelam, kazanılmış hak olan toplu sözleşme primi konusunun da kökten çözecek Sendikalar Kanunu çalışmasının yürürlüğe gireceği, örgütlü memurun hakkının önemsediği sürecin başlayacağı bir dönem temenni ediyoruz vesselam!..