Özellikle kısa aralıklarla istisnai kadrolara atama yapılıp, daha sonra başka memuriyet kadrolarına naklen atamalar kamu vicdanını yaralayacak seviyelere gelmiştir. Birçok insanın atanmak için sınav beklediği bir ortamda bu kadrolar vasıtasıyla memuriyete başlatılmaları ve daha sonra da başka kadrolara atanmaları vakayı adiyeden olmuştur. Bu uygulamanın kanunun getirmeye çalıştığı mantığın tersine işlediğini ifade etmek durumundayız.
Bu konuyla ilgili olarak Sayıştay Genel Kurulu, denetçilerin bu tespitleri üzerine toplandı ve “istisnai memuriyetin”, sınavsız devlet memuriyetine geçişte basamak olarak kullanıldığı ve Anayasanın “eşitlik” ilkesine aykırı olduğuna karar verdi. Bu karar ve rapor, Sayıştay Kanunu gereğince “Önlem alınması” istemiyle Meclise bildirilmişti. Bu yazımızda ise Sayıştay’ın başka bir kritik kararını paylaşacağız.
Sayıştay’dan bir kritik karar daha
5 inci Dairenin 406 nolu Kararında; Sayıştay Başkanlığı istisnai kadrolara atanmayı daha da zorlaştıracak bir karara daha imza attı. Bu kararda bir belediyede şef kadrosunda çalışanın çalıştığı kadro için mevzuatın öngördüğü şartları taşımamasına rağmen kendisine şef kadrosuna ilişkin zam, tazminat ve ek ödeme farklarının ödenmesini kamu zararı olarak değerlendirdi.
Kararda neler yer alıyor?
Kararda 657 sayılı Kanunun 59, 60 ve 61 inci maddesinde yer verilen hükümler ile Mahalli İdareler Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmeliğin maddelerinin birlikte değerlendirilmesi sonucunda; İstisnai memuriyet niteliğindeki Özel Kalem Müdürü kadrosuna 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun atanma, sınavlar, kademe ilerlemesi ve derece yükselmesine ilişkin hükümleriyle bağlı olmaksızın tahsis edilmiş derece aylığı ile memur atanabileceği; bu şekilde atanan memurların bulundukları bu kadrolar emeklilik aylığının hesabında ve diğer memurluklara naklen atanmalarında herhangi bir sınıf için kazanılmış hak sayılmayacağı; istisnai memurluklarda çalışan veya çalışmış olanların Mahalli İdareler Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmeliği kapsamındaki kadrolara, atanacakları kadro için öngörülen şartları taşımaları kaydıyla sınavsız atanabileceği; belirtilen Yönetmeliğin 5 inci maddesinde şef kadrosunun görevde yükselmeye tabi unvanlar arasında yer aldığı; bu kadroya atamaların yapılabilmesi için aynı Yönetmeliğin 6 ve 7 nci maddelerinde genel ve özel şartlar belirlendiği ve 27.05.2014 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren Yönetmelik ile yapılan değişikliklerin denetlenen hesap yılından sonra olması nedeniyle değişiklik yapılmadan önceki Yönetmelik hükümlerinin uygulanacağı sonucuna ulaşılmaktadır.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri ve yapılan açıklamalar çerçevesinde, ……. tarihinde ……. Belediyesi özel kalem müdürü kadrosuna açıktan atanan …….’ın şef kadrosu için gerekli görülen dört yıllık yükseköğretim kurumu mezunlarının en az dört yıl hizmetinin bulunması ve Yönetmeliğin 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinin (2) numaralı alt bendinde sayılan görevlerde en az üç yıl süreyle çalışılması şartlarını taşımamasına rağmen şef kadrosuna atanması sonucunda ek ödeme, yan ödeme ve özel hizmet tazminatının fazla ödenmesi suretiyle oluşan kamu zararının ilgililerden tahsil edilmesinin yerinde olduğuna karar vermiştir.
Bu karar sonrasında istisnai kadrolardan alınanlar her kadroya atanamayacak
Her ne kadar belediye özel kalem müdürlüğü kadrosundan şef kadrosuna yapılan atamanın görevde yükselme niteliğinde bir atama olmasa da Sayıştay kararına göre bundan sonra alt görevlere atanların atandığı kadroların şartlarını taşımaması halinde kamu zararı kararı verilecektir.
Sosyal denge tazminatı toplu sözleşmeyle arttırılabilir mi?
Zaman zaman belediye başkanları heyecana kapılarak popülist saiklerle toplu sözleşmelere kanunla getirilen tavanın üzerinde mali ve sosyal hükümler koyabilmektedirler. Sayıştay tarafından yapılan incelemelerle kanuni tavanın üzerinde yapılan ödemeler ilgililerden tahsil edilmektedir.
Sayıştay Sosyal denge tazminatı ……Belediye Başkanlığı ile….arasında imzalanan ve ………tarihinden itibaren geçerli olan toplu iş sözleşmesinin mevzuata aykırı hükümler içerdiği, ………Belediyesi Destek Hizmetleri Müdürlüğünde çalışan memur personele 2018 yılında mevzuatın öngördüğü tutardan daha fazla tutarda sosyal denge tazminatı ödemesi yapılmasının kamu zararına sebebiyet verildiğine karar vermiştir.
Yapılan incelemede,……Belediye Başkanlığı ile ……arasında……tarihinde imzalanan ve ……… tarihinden itibaren geçerli olan toplu iş sözleşmesinin “Mali Haklar” başlıklı 6 ncı bölümünün 25 inci maddesi iyileştirme zammını, 26 ncı maddesi ikramiyeyi, 27 nci maddesi öğrenim yardımını, 28 inci maddesi yakacak yardımını, 29 uncu maddesi ölüm yardımını, 30 uncu maddesi giyecek yardımını, 31 inci maddesi engelli yardımını, 32 nci maddesi evlenme yardımını, 33 üncü maddesi ise doğum yardımını düzenlemektedir.
Belediye ile sendika arasında imzalanan sözleşmedeki tutarların ÜFE oranında güncellenmesi neticesinde hesaplanan ortalama toplam aylık tutar (…. TL) 2018 yılı için toplu sözleşme ile belirlenen tavan tutardan yüksek olduğu için 2018 yılında Belediyede çalışan memurlara ödenebilecek en yüksek ortalama toplam aylık sosyal denge tazminatının …. TL olması gerekmektedir. ….. tarihinde…Belediye Başkanlığı ile … arasında imzalanan ve … tarihinden itibaren geçerli olan sözleşmede yer alan mali hükümlerin, bir önceki sözleşmede düzenlenmiş mali hükümlerden farklı ve yukarıda bahsedilen tavan tutarı göz önünde bulundurmayan hükümler içerecek şekilde değiştirilmesinde mevzuata uyarlık bulunmamaktadır.
Sayıştay Başkanlığının sıklıkla bu tür kararlar vermesine rağmen belediyelerin ısrarla benzer uygulamalara gitmesini anlamak mümkün değildir.
Dolu kadroya vekaleten atananlara zam ve tazminat farkı ödenebilir mi?
Sayıştay Başkanlığı dolu kadroya vekaleten atamalarla ilgili önemli bir karara imza attı. Bu kararda önemli ayrıntılara yer verildiğini görüyoruz. Karara göre … belediyesinde……Müdürlüğü kadrosu dolu olduğu halde söz konusu kadroya vekil olarak atanan ..…..’e bu kadroya ait zam ve tazminat farkı ödenmesi kamu zararı kabul edilmiştir.
Herhangi bir kadroya kurum içinden veya kurum dışından vekaleten bir görevlendirilme yapılabilmesi, söz konusu kadronun herhangi bir nedenle sürekli olarak boşalmasıyla veya vekalet edilecek kadroda görevli memurun kanuni izin, geçici görev, disiplin cezası uygulaması, görevden uzaklaştırma gibi nedenlerle işinden geçici olarak ayrılmasıyla mümkün olabilmektedir. Bununla birlikte, vekalet edilecek kadroda görevli memurun mehil müddeti, yıllık izin, mazeret izni, hastalık ve refakat izni, geçici görev, vekalet, görevden uzaklaştırma, hizmet içi eğitim, seminer ve kurs nedenleriyle görevinden ayrılması halinde söz konusu göreve vekalet edenlere vekalet ücreti ödenemeyecektir.
Açıklanan gerekçelerle, kadrosu dolu olan ve bu kadroya asaleten atanmış olan görevlinin herhangi bir şekilde geçici veya sürekli olarak başka bir görevde bulunmadığı; yani asaleten atanmış olduğu görevin başında bulunduğu ve bu kadro üzerinden ücret almaya devam ettiği bir görev için başka bir memurun vekaleten atanmak suretiyle vekalet ücreti alması mümkün değildir. Dolayısıyla, Anayasa Mahkemesinin mezkûr kararı, kurum içerisinden boş kadrolara vekaleten atanan memurlara vekalet görevinin 3 aydan fazla devam eden süresi için vekalet aylığı ödenmesi ile ilgili olup, sorgu konusu edilen uygulama ile Anayasa Mahkemesinin anılan kararının konusu birbirinden farklı niteliktedir. Bu itibarla, dolu olan……Müdürlüğü kadrosuna kurum içinden vekaleten atanana …’e zam ve tazminat farkları ile ek ödeme farklarının ödenmesi sonucu oluşan kamu zararı tutarının ilgililerden tahsiline karar verilmiştir.
Kamu kurumlarında bu tür durumların sıklıkla görüldüğü dikkate alındığında manzara daha iyi anlaşılacaktır. Yani müdür ve üstü görevlerde bulunanlar görevleri başında bulunmasına rağmen bu görevlere bir başkası vekaleten atanmakta ve o görevi yürütmektedir. Sayıştay’ın kararı dikkatle incelendiğinde bu tür görevlendirmelerin vekalet olması dahi tartışmalı olup, kanunsuz yetki kullanımı söz konusudur diyebiliriz.