Soru: Yeni öğretim programları gerçek bir değişim içeriyor mu?
Böyle bir değişime ihtiyaç var mıydı? Sorusu aslında ilk irdelememiz gereken husus olmalı. Ancak “Eğitim konusundaki başarısızlığın faturasının müfredata kesilmesinin doğru olmadığını, sorunun programların uygulanmamasından kaynaklandığını” yıllar önce kaleme aldığım için bu konuya girmiyorum. Merak edenler “MEB’in program teşhisi yanlış” başlıklı yazımı okuyabilirler.
Şimdi yeni değişime gelelim.
Yeni Bakan, yeni çalışma. Yine suçlu müfredat, yine müfredat değişikliği… Altını çize çize söyleyeyim bu değişiklik yine hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
Neden mi?
Yeni programda yer alan; yetiştirilecek insan modelindeki eleştiren, sorgulayan, problem çözen, girişimci vb. birey nitelikleri zaten 20 yıldır tüm programlarımızda yer alıyor. Değişen bir şey yok.
Ne mi değişmiş? Sadece kelimeler.
Örneğin hepimizin aşina olduğu dersin hedefleri ifadesi değiştirilmiş “hedef” yerine “öğrenme çıktıları” denmiş. Bana sorarsanız “hedef” daha yerinde bir ifadedir. Herkes tarafından kolayca anlaşılacak ve aynı anlam yüklenecek bir kelimedir.
2004 öncesinde, “Davranış” olarak ifade edilen 2004 programlarında “Kazanım” a dönüşen ifade yerine “Bileşen” ifadesi kullanılmış. Bana göre “bileşen” kelimesi ifade edilmek istenen şeyi tam karşılamıyor. Sonuçta ifade edilmek istenen şey öğrencide nasıl bir değişiklik olacağı. Bu ya bilgi, ya duygu, ya da bir beceri değişimidir. Bunun bileşen olarak ifade edilmesi, davranış veya kazanımdan daha yetersiz kalmaktadır.
Bir başka ifade değişikliği “Çatı değerler” olmuş. Özellikle değerler eğitimi konusundaki eksiklik fark edilerek 2018 yılında öğretim programlarına “Kök değerler” adıyla programlara konulmuştu. Şimdi kavram “Kök” değerler” yerine “Çatı değerler” olarak ifade edilmiş. Gördüğünüz gibi bu da bir kelime değişikliğinden ibaret.
Web Banner
Bir de “Eğilim” diye bir şey ortaya konmuş ki, programda önemli yer tutuyor. Eğilim kelimesi size ne ifade ediyor diye birisine sorsanız alacağınız cevap programdaki anlamla asla örtüşmez. Programda Benlik eğilimleri, Sosyal eğilimler ve Entelektüel eğilimler olarak üç gruba ayrılan eğilimlerin içeriğine baktığınızda Özgüven, empati, girişkenlik, eleştirel bakma vs. bireysel niteliklerin/yeterliklerin olduğu görülüyor. Yani aslında bu da bir kelime farklılığından ibaret.
Programda “Öğrenme kanıtları” olarak yeni bir kavram daha kullanılmış. Bu kanıtlar; öğrenci portfolyoları, ödevler, projeler, performans görevleri, sunumlar, kontrol listeleri vb. şeyler. Yani önceden “Ürün” olarak ifade edilen kavram.
“Programlar arası bileşenler” olarak ifade edilen kavram ise daha önce kullanılan “ara disiplinler” ifadesinin yerine kullanılmış.
Örnek yerine temsil; kök yerine çatı; hedef yerine çıktı; kazanım yerine bileşen; nitelik yerine eğilim diyerek programda büyük bir değişiklik yaptığını düşünen değerli ekipler iyi biliniz ki mevcut bir milyon eğitimcinin daha önce kullanmadığı, bilmediği bazı kelimelerin konulması programı değiştirmez sadece anlaşılmaz kılar.
Sonuç: Programdaki içerik hatalarına girmeden en baştaki sözümle yazımı bitiriyorum. Bu değişiklik yine hiçbir şeyi değiştirmeyecek.