Bir Fatiha « Kamudan Ajans

SON DAKİKA

Trafik cezalarında yeni dönem!

2.MANŞET, KAMUDAN AJANS

Bir Fatiha


Şüphesiz ki bir toplumu kaynaştıran, kaderde, kederde birleştiren köklerinden gelen kültürleridir. Kültürel bağlar ne kadar kavi ise toplum o denli diridir ve hepsinden öte insandır. Cenaze, düğün, hasta ziyareti, anneye babaya saygı, düşküne sahip çıkma ve başka birçok insani konuda hassas olmak bizi sevindirir. Çünkü bu değerlerden uzaklaşan toplumların nasıl bireyselleştiğini hayatı yalnızca duygularına dahası nefsin arzularına göre yaşadığına şahit oluyoruz. Hal böyle olunca gelecek adına kaygı duymamak mümkün değildir. O halde başta eğitim kurumlarımız olmak üzere bize ait olan başkasının derdiyle dertlenmek, başkası ağlarken teselli etmek varsa merhemimiz yarasına sürmek kadar huzur verici hiç bir davranış olamaz. Çocuklarımızı da bu hazzı tatmaktan bu huzuru yaşamaktan mahrum etmemeliyiz.

Türk-İslam anlayışının özü insandır. Yesevi’den başlayan tasavvuf anlayışında insanı mutlu etmek Yaradan’ı mutlu etmek olarak görülmüştür. Nitekim Mevlana’ya Şems gelip gittikten sonraki hal değişikliği sorulunca O Şems gelmeden önce bir tas çorba içsem karnım doyardı, Şems gelip gittikten sonra biliyorum ki dünyanın bir köşesinde aç bir insan vardır. O yüzden onlar doymadıktan sonra dünyanın çorbalarını içsem doymam. Bu bakış açısı insan değer vermenin zirvesidir. Bizi diğer milletlerden ayıran en temel farklılık da budur.

Çocuklarımızın bu değerlerle büyümesi için çaba sarf etmek noktasında sonuna kadar Sayın Bakan’a katılırız. Hatta çocuklarımız Fatiha öğrensinler dediği için bakana saldıranlara haydi ordan çocuklarımız Bakan Bey’den çok önce okullarımızda Fatih öğreniyor ve okuyordu, diyoruz. Fakat bir eksiklik hem de çok büyük bir eksiklik görüyoruz, o da şudur. Söylem ve eylem çelişkisi. Günümüzde siyasetçiler kadar cenazelerde boy gösteren yoktur. Fakat siyasetleri bitince cenaze ve taziye hak getire. İşte burada değerleri bir ticaret metası olarak görmek var ki bu da değerlerin yaşaması için en büyük tehlikedir.

İkinci husus sanki daha önce okullarımızda Fatiha öğretilmiyordu biz öğretmeye başladık gibi bir algı oluşturmaktır ki bu asla doğru değildir. Okullarımızda 1930 yılına kadar Din Bilgisi dersleri okutulmuş herhangi bir yasak olmamasına karşın 1949 yılına kadar köy ve şehir ilkokullarında okutulmamıştır. 1949 yılında seçmeli daha sonra ders olarak okutulmuş 1982 Anayasasında da Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi zorunlu hale getirilmiştir ve en azından hali hazırda anne ve babaların çoğu da devlet okullarında namaz sureleri ve Fatiha’yı okullarımızda öğrenmişlerdir. Bakan Bey’in söyleminde ne var ki diye sorabilirsiniz. Burada da yukarıda bahsettiğimiz siyaset anlayışı vardır ve bu anlayış değerlerimize hiçbir şey kazandırmadığı gibi çok şeyi kaybettirir.

Sonuç olarak değerlerimizin ruhuna Fatiha okumamak için Bakan Bey eğitime erdemi, ahlakı, bilgiyi, çağı yakalamayı hedeflemeli siyasetten ne kazanırım, bakanlıktaki ömrümü ne kadar uzatırım telaşına düşmemeli ve değerlerimizi siyasetin tartışma alanında uzak tutmalıdır.

Remzi ÖZMENremzi_ozmen1453@hotmail.com
Atama, Bağ-Kur’lu, bağkur, başvuru, borçlanma, ÇALIŞAN, Cumhurbaşkanlığı, dairesi, Danıştay, disiplin cezaları, Döviz, EĞİTİM, emekli, emekli sandığı, emeklilik, enflasyon, Esastan İptal Kararı, flaş, flaşhaber, Güncel, gundem, İçişleri Bakanı, işçi, işveren, izin, kamu, Kamudan, koşullar, KPSS, maaş, MEB, mebhaber, memur, memur haber, memur haberleri, mevzuat, Milli Eğitim Bakanlığı, Milli Savunma, ödeme, Ödemeler, Öğretmen, okul müdürleri, okullar, Otomobil, Ötv, para, para iadesi, politika, prim iadesi, Resmi Gazete, sağlık, Sağlık Bakanlığı, Sayıştay, SGK, son dakika, sorgulama, Sosyal Güvenlik Kurumu, sosyal güvenlik merkezi, ssk, Şube Müdürlüğü, taşeron, Ticaret Bakanlığı, toplu, toplu para, Twitter, yargıtay, yerleştirme sonuçları, yüz yüze eğitim, zam haberleri