Bakırköy 9. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, tutuksuz sanık Egemen Vardar ile avukatları katıldı. Duruşmada, maktul Yağmur Önüt’ün annesi Sevgi Gülseren, babası Tamer Önüt ile avukatları da hazır bulundu.
Mahkeme başkanı, Yargıtay’ın bozma ilamını okuyarak, taraflara bu ilama uyulup uyulmamasını sordu.
Sanık Vardar, bozma ilamına katılmadığını ifade ederek, “Silahın bozuk olduğunu düşünerek elime aldım. Yargıtay’ın bozma ilamını kabul etmiyorum.” dedi.
Sanık Vardar’ın avukatı Ceylan Irmak Beşiroğlu da, bozma ilamına katılmadıklarını söyledi.
Maktul Önüt’ün babası Tamer Önüt, bozma ilamına uyulmasını ve sanığın kasten öldürmeden yargılanmasını istedi.
Anne Sevgi Gülseren de, sanığın ateş etmesi sonucunda pompalı tüfeğin fişeğinin boyundan girdiğini, saçmalarının ise organlarını parçaladığını hatırlatarak, “Sanığın silah kullanmayı bilinmediği söyleniyor ancak babaannesi sanığın babasıyla ava çıktığını söyledi. Sanığın halası, sanığa silahın dolu olduğunu söylemiş. Benim kızım öldü. Kızım öldükten sonra diplomasını almaya gittim ben. Olay yerine polis gitmeden, kızım ambulansla götürülmüş, swap örnekleri alınmamış. Yeterli inceleme yapılmamış. Eksik inceleme ile karar verildiğini düşünüyoruz. Sanığın eyleminin doğrudan öldürme kapsamına alınmasını istiyorum.” dedi.
Cumhuriyet savcısı, Yargıtay’ın bozma ilamına uyulmasını talep etti.
Mahkeme heyeti, önceki yargılamalarda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın katılan olarak yer aldığını ancak bozma sonrası bakanlık avukatlarına çağrı çıkartılmadığı anlaşıldığından bozma ilamıyla ilgili görüşü alınması için davetiye çıkartılmasına karar verdi.
Duruşma eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.
Davadan sonra Yağmur Önüt’ün annesi gözyaşlarını tutamadı, Önüt’ü yakınları teselli etmeye çalıştı.
Bakırköy Adliyesi önünde ağlayarak açıklama yapan maktul Yağmur Önüt’ün annesi Sevgi Gülseren, “Benim kız çocuğumun av hayvanı gibi hiçbir değeri yokmuş. Ben kızıma bunu yapan katilin yüzüne tükürmedim, küfür etmedim. Ben mahkemeye başvurdum. O kızımı seviyormuş. Ben kızımı öldüresiye sevmedim ölesiye sevdim. Şu mahkemeler bitmeyecekse ben kendimi de öldüreceğim.” dedi.
YARGITAY KARARI
Yargıtay 12. Ceza Dairesi, Bakırköy 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2017 yılında sanığın “bilinçli taksirle ölüme neden olma” suçundan verdiği 5 yıl 10 ay hapis cezasının bozulmasını karara bağlamıştı.
Daire kararında, üniversite öğrencisi sanık Egemen Vardar ile üniversite öğrencisi maktul Yağmur Önüt’ün nişan planı yaptıkları, sanığın babasına ait av tüfeğiyle şaka yaparken silahın ateş almasıyla yaralanan Yağmur Önüt’ün aynı gün vefat ettiği, ikili arasında herhangi bir husumet bulunmadığı kaydetmişti.
Kararda, sanığın kendisi dahil üç kişinin bulunduğu küçük ebatlı bir odada elinde bulundurduğu av tüfeği ile oynarken av tüfeğini tam karşısında bulunan Önüt’e doğrulttuğu ve bu sırada eli de tetikte bulunan sanığın, bu şekilde bulundurduğu tüfeğin ateş alabileceğini ve ölüm neticesinin gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, öngördüğü neticenin gerçekleşmemesi için çaba sarf etmediği tespiti yapılmıştı.
Sanığın “olası kastla öldürme” suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken, suç vasfında yanılgıya düşülerek, “bilinçli taksirle öldürme” suçundan mahkumiyetine karar verildiğine işaret edilerek kararın bozulmasına hükmedildiği bildirilmişti.
Dosya, Bakırköy 9. Ağır Ceza Mahkemesi’ne geri gönderilmişti.
DAVANIN GEÇMİŞİ
19 Nisan 2016’da sanık Egemen Vardar’ın halasının evinde Yağmur Önüt ile şakalaştıkları sırada tüfeğin ateş alması sonucu Önüt’ün hayatını kaybettiği belirtilen İddianamede, Vardar hakkında, ”bilinçli taksirle ölüme neden olma” suçundan 4 yıl 6 aydan 9 yıla kadar hapis cezası talep edilmişti.
Davaya bakan Küçükçekmece 6. Asliye Ceza Mahkemesi, sanığın “kasten öldürme” suçundan yargılanması gerektiğine işaret ederek, görevsizlik kararıyla dosyayı Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesine göndermişti.
Bakırköy 9. Ağır Ceza Mahkemesi, 31 Ocak 2017’de davayı karara bağlamıştı.
Mahkeme, sanık hakkında ”kasten öldürme” suçundan dava açıldığını, ancak sanığın eyleminin bilinçli taksir aşamasında kaldığı anlaşıldığından, suçun meydana geliş şekli ve bilinçli taksirin derecesi sonucunda 5 yıl hapis cezasına çarptırmıştı.
Sanığın eyleminde öngördüğü neticeyi istememesine karşın olayın meydana gelmiş olduğunu ifade eden mahkeme, olay bilinçli taksirle gerçekleştiğinden cezanın 7 yıla çıkarılmasına karar vererek, sanığın duruşmalardaki iyi hali sebebiyle cezasının 5 yıl 10 aya düşürülmesine hükmetmişti.