İngilizce Kelimeler ve Anlamları: İngilizcede En Çok Kullanılan Kelimeler Nelerdir? « Kamudan Ajans

SON DAKİKA

İngilizce Kelimeler ve Anlamları: İngilizcede En Çok Kullanılan Kelimeler Nelerdir?


Günlük hayatta İngilizce kelimeler ve anlamları dilin öğrenilebilmesi açısında önemli bir yer tutar. İngilizce çok fazla kelime olsa da en çok kullanılan kelimeleri bilmek o dilde kendini ifade edebilmeye yetecektir.

İngilizce Kelimeler ve Anlamları

İngilizce okul hayatımızda eğitimini almaya başladığımız ve iş hayatında ihtiyaç duyulan dillerdendir. Her ne kadar dünyada en çok konuşulan üçüncü resmi dil olsa da dünya genelinde en çok kullanılan dildir. İngilizce öğrenmek için kelimeler ve anlamlarını iyi bilmek gerekir. 

A ile Başlayan İngilizce Kelimeler ve Anlamları

A – BirAble – YapabilenAdjective – SıfatAfrica – AfrikaAfter – SonraAgreed – Anlaşıldı, KararlaştırıldıAir – HavaAm – Gece 12 İle Gündüz 12 Arası Saat DilimiAmerica – AmerikaAn – Bir TekAnswer – CevapAny – HerhangiAnything – Hiçbir ŞeyAre – Olmak FiiliArt – SanatAs – IkenAt – -de, -daAbandon – Terk Etmek, BırakmakAbility – Hüner, Beceri, KabiliyetAbout – Hakkında, Takriben, Aşağı Yukarı, ÜzereAbove – Üstünde, ÜzerineAbroad – Yurt Dışında, YurtdışıAbsence – Bulunmama, YoklukAbsolute – Mutlak, Salt, KesinAbsolutely – Mutlaka, KesinlikleAbuse – Suistimal Etmek, Kötüye KullanmakAccept – Kabul EtmekAccess – Giriş, Erişim, ErişmekAccident – KazaAccompany – Eşlik EtmekAccomplish – Başarıyla Tamamlamak, SonuçlandırmakAccount – HesapAccurate – Kesin, DoğruAccuse – Suçlamak, İtham EtmekAchieve – Elde Etmek, BaşarmakAchievement – Başarı, EdinimAcknowledge – Kabul Etmek, KabullenmekAcquire – Edinmek, Elde EtmekAcross – Karşıya, Boydan Boya GeçmekAct – Davranmak, Hareket Etmek, EylemAction – Aksiyon, EylemActive – Etkin, FaalActivity – Faaliyet, Etkinlik, AktiviteActual – Gerçek, FiiliActually – Fiilen, AslındaAdapt – Uymak, Uyarlamak, Adapte OlmakAdd – Eklemek, İlave EtmekAddition – Ilave, EkAdditional – Ilave, EkAdequate – Yeterli, MünasipAdjust – AyarlamakAdjustment – Ayarlama, AyarAdministration – İdare, YönetimAdministrator – İdareci, YöneticiAdmire – Hayran Olmak, BeğenmekAdmission – Kabul, İtirafAdmit – Kabul Etmek, İtiraf EtmekAdolescent – ErgenAdopt – Evlat Edinmek, BenimsemekAdult – YetişkinAdvance – Ilerlemek, Avans, GeliştirmekAdvanced – İleri, GelişkinAdvantage – Avantaj, FaydaAdventure – Macera, SerüvenAdvertising – Reklamcılık, ReklamAdvice – Tavsiye, NasihatAdvise – Nasihat Etmek, ÖğütlemekAdviser – Müşavir, DanışmanAdvocate – Avukat, Müdafaa EtmekAffect – EtkilemekAfford – Parası YetmekAfraid – Korkmuş, ÜrkmüşAfternoon – Öğleden SonraAgain – Tekrar, YenidenAgainst – Karşı, AykırıAge – Yaş, ÇağAgency – Ajans, AcenteAgenda – Gündem, AjandaAgent – Ajan, TemsilciAggressive – Kavgacı, AgresifAgo – Evvel, ÖnceAgree – Aynı Fikirde Olmak, Anlaşmak, KatılmakAgreement – Anlaşma, MutabakatAgriculture – Tarım, ZiraatAhead – İleride, İleriAid – Yardım Etmek, YardımAim – Amaçlamak, Amaç, HedefAircraft – Uçak, Hava TaşıtıAirline – HavayoluAirport – HavalimanıAlcohol – AlkolAlive – CanlıAll – Tüm, HepsiAlliance – Antlaşma, İttifakAllow – İzin VermekAlly – MüttefikAlmost – Hemen Hemen, NeredeyseAlone – YalnızAlong – BoyuncaAlready – Zaten, HalihazırdaAlso – AyrıcaAlternative – AlternatifAlthough – RağmenAlways – Her Zaman, DaimaAmazing – ŞaşırtıcıAmong – Arasında, ArasınaAmount – Meblağ, TutarAnalysis – Analiz, TahlilAnalyst – Analist, ÇözümleyiciAnalyze – Analiz Etmek, IncelemekAncient – AntikAnd – VeAnger – Öfke, HiddetAngle – AçıAngry – Kızgın, SinirliAnimal – HayvanAnniversary – YıldönümüAnnounce – Duyurmak, Anons EtmekAnnual – Senelik, YıllıkAnother – Öbür, BaşkaAnticipate – Beklemek, UmmakAnxiety – Endişe, KaygıAnybody – Kimse, Hiç KimseAnymore – ArtıkAnyone – Hiç Kimse, KimseAnyway – Neyse, Her NeyseAnywhere – Her Yer, Herhangi Bir YerApart – AyrıApartment – DaireApparent – Görünür, AşikarApparently – Belli Ki, Anlaşılan, GörünüşteAppeal – Başvurmak, Temyiz, CazibeAppear – Belli Olmak, GörünmekAppearance – GörünüşApple – ElmaApplication – Başvuru, UygulamaApply – Başvurmak, UygulamakAppoint – AtamakAppointment – Randevu, Atama, TayinAppreciate – Değerini Artırmak, BeğenmekApproach – Yanaşmak, YaklaşımAppropriate – El Koymak, Münasip, UygunApproval – Tasvip, OnayApprove – Kabul Etmek, Beğenmek, OnaylamakApproximately – Takriben, Aşağı YukarıArchitect – MimarArea – Alan, BölgeArgue – TartışmakArgument – Argüman, SavArm – KolArmed – Ateşli, SilahlıArmy – OrduAround – Sularında, Etrafında, ÇevresindeArrange – Ayarlamak, DüzenlemekArrangement – Düzenleme, AyarlamaArrest – TutuklamakArrival – Gelmek, Geliş, VarışArrive – Varmak, UlaşmakArticle – MakaleAside – Bertaraf, AyrıAsk – Sormak, İstemekAsleep – Uyuyan, UyuşukAspect – Hal, Görünüş, YönAssault – Saldırmak, SaldırıAssert – İleri Sürmek, İddia EtmekAssess – Değer BiçmekAssessment – DeğerlendirmeAsset – VarlıkAssign – Atamak, Tahsis EtmekAssignment – Atama, GörevlendirmeAssist – Yardım EtmekAssistance – YardımAssistant – Yardımcı, AsistanAssociate – Birleştirmek, İlişkilendirmekAssociation – Birlik, DernekAssume – Farzetmek, VarsaymakAssumption – Farzetme, VarsayımAssure – Garanti EtmekAtmosphere – AtmosferAttach – Eklemek, İliştirmekAttack – Saldırmak, SaldırıAttempt – Girişimde BulunmakAttend – KatılmakAttention – İlgi, Özen, DikkatAttitude – Tavır, TutumAttorney – AvukatAttract – CezbetmekAttractive – Çekici, CazibeliAttribute – Bağlamak, Atfetmek, DayandırmakAudience – Kitle, İzleyici, SeyirciAuthor – YazarAuthority – Otorite, YetkiAvailable – Müsait, Mevcut, UygunAverage – OrtalamaAvoid – Kaçınmak, ÖnlemekAward – ÖdülAware – Farkında, HaberdarAwareness – Farkındalık, Farkında OlmaAway – Uzak, UzaktaAwful – Berbat, Rezil

B Harfi ile Başlayan İngilizce Kelimeler ve Anlamları

Baby – BebekBack – ArkaBackground – Artalan, Arka FonBackpack – Sırt ÇantasıBad – KötüBadly – Kötü Bir ŞekildeBag – ÇantaBake – PişirmekBalance – DengeBall – TopBand – Müzik GrubuBank – BankaBarely – Zar ZorBasic – Esas, TemelBasically – Temelde, Esasen, AslındaBasket – SepetBathroom – BanyoBattery – PilBattle – SavaşBeach – Plaj, Sahil, KumsalBean – FasulyeBear – AyıBeautiful – GüzelBeauty – GüzellikBecause – ÇünküBecome – Olmak, Haline GelmekBed – YatakBedroom – Yatak OdasıBeer – BiraBefore – ÖnceBegin – BaşlamakBeginning – BaşlangıçBehavior – Davranış, Tavır, HalBehind – Arkada, ArkasındaBelief – İnançBelieve – İnanmakBelong – Ait OlmakBelow – AşağısındaBelt – KemerBenefit – FaydaBest – En İyiBet – İddaa, İddiaya GirmekBetter – Daha İyiBetween – ArasındaBig – BüyükBill – Fatura, SenetBird – KuşBirth – DoğumBirthday – Doğum GünüBite – Isırmak, LokmaBlame – Ayıplamak, SuçlamakBlanket – BattaniyeBlind – KörBlood – KanBlue – MaviBody – VücutBook – KitapBorder – Sınır, Hudut, KenarBorrow – Ödünç AlmakBoss – PatronBottle – ŞişeBowl – Kase, TasBox – KutuBoyfriend – Erkek Arkadaş, SevgiliBrain – BeyinBread – EkmekBreak – KırmakBreakfast – KahvaltıBreast – GöğüsBreathe – Nefes AlmakBridge – KöprüBright – ParlakBroken – Bozuk, KırıkBrother – Erkek KardeşBrown – KahverengiBrush – Fırça, FırçalamakBudget – BütçeBuild – İnşa EtmekBuilding – BinaBullet – MermiBurn – Yakmak, YanmakBus – OtobüsBusiness – IşBusy – MeşgulButton – Düğme, ButonBuy – Satın AlmakBuyer – Alıcı

C Harfi ile Başlayan İngilizce Kelimeler ve Anlamları

Cabbage – LahanaCabbage – KafesCall off – İptal etmekCandid – İçten, samimiCaptive – EsirCaptor – Esir alanCarpet – HalıCastle – KaleCatch eye –  Dikkat çekmekCave – MağaraCeasefire – AteşkesCensus – Nüfus sayımıCharge – SaldırıCharm –  Alımlı, SevimliChestnut – KestaneChickpea – NohutChill – ÜşütmekChin – ÇeneClash – AnlaşmazlıkClay – Kil, çamurClerk – Yazıcı, katipCliff – UçurumCling– Yapışmak, sarılmakClue – İpucuCoarse– KabaCock– HorozCold– NezleCollide – ÇarpışmakColonel– AlbayCombat– DövüşCommemorate– AnmakCommence– BaşlamakCommitment– Vaat, TaahhütCompatible– Uygun, münasipCompatible– UyumluCompliant– İtaatkarConceivable– MakulConcession– Ödün, tavizCork– Mantar

D Harfi ile Başlayan İngilizce Kelimeler ve Anlamları 

Damp – Nemli, rutubetliDandruff – KepekDaring – CesurDawn – Şafak, tanDeaf – SağırDear – Sevgili, DeğerliDecay – Çürümek, bozulmakDecline – Reddetmek, geri çevirmekDeduce – Sonuç çıkarmakDefect – Defo, özürDelightful – Hoş, güzelDelusion – AldatmaDemolition – Yıkma, tahripDent – Çöküntü, göçükDependable – Güvenilir, eminDeportation – SürgünDeprive – Yoksun bırakmakDescend – İnmekDesperately – UmutsuzcaDestiny – KaderDestitute – Muhtaç, yoksulDetach – AyırmakDiscrete – AyrıkDisgrace – Utanç, ayıpDisrupt – BozmakDivorcee – BoşanmışDizziness – Baş DönmesiDrill – Matkap

 

E Harfi ile Başlayan İngilizce Kelimeler ve Anlamları

Edit – DüzenlemekEconomy – EkonomiEnormous – Muazzam, KocamanEntitle – İsimlendirmekEarn – Para kazanmakExcept – HaricindeExpect – Ümit etmekExile – SürgünExit – Çıkış, ÇıkmakEastern – Doğuya ait, DoğuEffective – EtkiliEfficient – VerimliEmergency – AcilElephant – FilEmotion – DuyguEntertain – EğlendirmekEquipment – DonanımEqual – Eşit, DenkEssay – Rapor, Makale

 

F Harfi ile Başlayan İngilizce Kelimeler ve Anlamları

Favorable – OlumluFeasible – Mümkün, YapılabilirFeeble – Cılız, ZayıfFabric – KumaşFugitive – KaçakFabricate – UydurmakFacilitate – KolaylaştırmakFade – Renk solmakFulfill – Tatmin etmekFrugal – TutumluFence – Çit, ParmaklıkFertile – BereketliFever – AteşFaint – BayılmakFlu – GripFierce – Şiddetli, HiddetliFlimsy – Dayanıksız, ÇürükFlee – Kaçmak, KaçırmakFlavor – Tat, LezzetFlat – DaireFound – Kurmak, YapmakFlap – ÇırpmakFlagrant – Apaçık, BarizFortunate – Minnettar, Müteşekkir

 

G Harfi ile Başlayan İngilizce Kelimeler ve Anlamları

Gain – KazanmakGap – Boşluk, FarkGenerous – CömertGenius – Deha, DahiGenuine – Hakiki, GerçekGet – Elde etmek, AlmakGuest – Misafir, KonukGuard – KorumakGrow – BüyümekGroom – DamatGrocer – BakkalGrind – ÖğütmekGravity – Yer çekimiGrateful – MinnettarGrass – Çimen, OtGlove – EldivenGlory – Görkem, ŞanGlobe – Küre, DünyaGlance – Göz gezdirmekGlad – MemnunGive – VermekGift – Armağan, YetenekGhost – Hayalet

 

H Harfi ile Başlayan İngilizce Kelimeler ve Anlamları

Hair – SaçHoney – BalHalf – YarımHigh – Yüksek, zirveHammer – ÇekiçHand – ElHandsome – YakışıklıHang – AsmakHappy – MutluHarbor – LimanHat – ŞapkaHear – DuymakHeadache – Baş ağrısıHeat – Isı, sıcaklıkHello – MerhabaHelp – Yardım etmekHerb – Bitki, OtHowl – UlumaHawk – ŞahinHealth – SağlıkHalt – DurdurmakHit – VurmakHave – Sahip olmak

I / i  Harfi ile Başlayan İngilizce Kelimeler ve Anlamları

Infer – Sonuç çıkarmakInform – BilgilendirmekInjured – YaralıImage – Görüntü, imgeImpossible – İmkansızInsane – Deli, kaçıkIncorrect – YanlışInvade – İstila etmekInformation – BilgiIntro – GirişIron – DemirInvent – İcat etmekInvisible – Görünmezİnhale – Nefes almak, İçine çekmekİnheritance – Mirasİnnovation – Yenilikİnquisitive – Meraklıİnsect – Böcekİmpair – Bozmak, Zayıflatmak, Zarar vermekİmpulse – Dürtü, Güdüİnception – Başlangıçİnvade – İstila etmekİnvention – İcatİnvasion – Akın, Saldırı, İstilaİnvincible – Yenilmezİnvolved – Karmaşıkİronic – Alaylı, Alaycıİntelligible – Açık, Anlaşılırİtinerary – Plan, Program

 

J Harfi ile Başlayan İngilizce Kelimeler ve Anlamları 

Jacket  – ceketJack-In-The-Box – Kutudan fırlayan bebekJackknife – sustalı çakıJacuzzi – jakuziJam – reçelJar – kavanozJavelin – ciritJeans – kotJeep – jipJet – jetJet engine – jet motoruJewelry – takıjimmy – LevyeJoystick – joystickJug – sürahiJukebox – Müzik kutusuJunk – ıvır zıvır

 

K Harfi ile Başlayan İngilizce Kelimeler ve Anlamları

Keep  – Korumak, Tutmak, Devam EtmekKey  – AnahtarKick  – Tekme, TekmelemekKid  – 1.Çocuk 2.Dalga Geçmek 3.Genç Keçi̇Kill  – ÖldürmekKind  – 1. İyi̇, Dost, Sevgi̇li̇ 2.Çeşi̇t, TürKing  – KralKingdom  – KrallikKiss  – Öpücük, ÖpmekKitchen  – MutfakKnee  – Di̇z, Di̇z ÇökmekKnife  – BıçakKnock  – Vurmak (Kapıya Vurmak)Knot  – Düğüm, Düğüm AtmakKnow  – Bi̇lmekKnowledge  – Bi̇lgi̇Keen  – Keski̇n (Keen On:Hoşlanmak)Ketchup  – KetçapKidnap  – Zorla Kaçırmak (İnsan, Hayvan Vb.)Kidney  – BöbrekKin  – Ai̇le, AkrabaKnight  – Si̇lahşör, Şovalye, Satrançta AtKnob  – Tokmak, Tutacak

 

L Harfi ile Başlayan İngilizce Kelimeler ve Anlamları 

Labour   – İş (Elle Yapılan Zor İş), İş gücüLack   – Eksi̇kli̇kLadder   – Merdi̇venLady   – Hanimefendi̇Lake   – GölLamb   – Kuzu, Kuzu, Koyun Eti̇Lame   – TopalLamp   – LambaLand Le  – nd Kara, Arazi̇Land   – İni̇ş Yapmak, Konmak (Uçak V.S.)Landlady   – Evsahi̇bi̇ Bayan, Evi̇ni̇ Ki̇raya VerenLanguage   – Di̇l ( Yabancı Dil V.B )Large   – Geni̇şLast   – Son, Sonunda, Geçmi̇şLast   – Devam Etmek, Sürmek, Yeterli̇ OlmakLate   – 1.Geç 2.Sonu (Late September=Eylül Sonu V.B)Laugh   – GülmekLaundry   – Yıkanacak Çamaşır, ÇamaşırhaneLavatory   – TuvaletLaw   – Yasa, KanunLawful   – YasalLawyer   – AvukatLay   – Koymak (Bir Şeyin Üstüne), YatırmakLazy   – TembelLead   – 1.Kurşun (Metal)  2.Kurşun Kalem UcuLead   – Önderli̇k Etmek, Önde Gi̇tmek, Yol GöstermekLeader   – Önder, Li̇derLeadership   – Önderli̇kLeaf   – YaprakLean   – 1.İnce, Yağsız 2.Eği̇lmek YaslanmakLearn   – ÖğrenmekLeast   – En AzLeather   – Deri̇Leave   – Terk EtmekLeft   – 1.Sol 2.KalanLeg   – BacakLegacy   – Mi̇rasLegal   – YasalLemon   – Li̇monLend   – Ödünç VermekLens   – LensLess   – Daha AzLesson   – DersLet   – BirakmakLetter   – Mektup, HarfLetter Box   –  MektuplukLevel   – Düzey, Sevi̇yeLiberal   – Li̇beralLiberty   – Serbest OlmakLibrary   – Ki̇taplik, KütüphaneLicence   – Li̇sans (Ehliyet V.B )Lie   – Yalan, Yalan SöylemekLie   – YatmakLife   – Yaşam, HayatLift   – 1.Asansör 2.Yukari KaldirmakLight   – 1.Işık  2.Açık (Renklerde)  3.Hafi̇fLike   –  1. Hoşlanmak 2.Gi̇bi̇Likely   – Büyük OlasılıklaLine   – Çi̇zgi̇, Satir, SiraLink   – Bi̇rleşti̇rmekLip   – DudakLiquid   – SıvıList   – Li̇steListen   – Di̇nlemekLittle   – KüçükLive   – CanliLive   – YaşamakLives   – YaşamlarLiving   – Yaşam Bi̇çi̇mi̇Load   – Yük, Yüklemek ,Si̇lah DoldurmakLocal   – Bölgesel, YerelLock   – Ki̇li̇tlemek, Ki̇li̇tLong   – UzunLook   – Bakmak, BakışLoose   – Bol, BagsizLose   – KaybetmekLoss   – Kayip, ZararLot   – ÇokLoud   – Yüksek Sesli̇Love   – Sevgi̇;AşkLovely   – Sevi̇mli̇Low   – Alçak, DüşükLower   – Aşağıya İndi̇rmekLuck   – ŞansLucky   – ŞanslıLuggage   – Vali̇z, YükLunch   – Öğle Yemeği̇Lung   – Akci̇ğerLuxury   – LüksLabel   – Eti̇ketLaboratory   – LaboratuvarLadle   – Kepçe (Yemek)Lamppost   – Sokak LambasiLampshade   – AbajurLane   – Dar Yol, Şeri̇t (Oto Yolda Vb.)Lash   – Kamçi, Bi̇rşeyi̇ Ani̇ Ve Hizli SallamakLaunch   –  Bi̇rşeye Başlamak, Roket FirlatmakLaundry-basket   – Çamaşır Sepeti̇League   – Bi̇rli̇k, Li̇gLeak   – Akinti, SızmakLease   – Beli̇rli̇ Bi̇r Zaman İçi̇n Ki̇ralamaLecture   – Ders, Konferans VermekLength   – UzunlukLettuce   – Salata, KivircikLever   – Kaldiraç, Mani̇valaLiar   – YalancıLick   – YalamakLid   – KapakLighter   – ÇakmakLimit   – Hat, Sinir, Li̇mi̇tLiquidate   – Tasfi̇ye Etmek, Öldürme, Kurtulmak, Başından AtmakLiterature   – Edebi̇yatLitter   – Çöp,DaginiklikLiver   – Karaci̇ğerLoaf   – Bütün Ekmek, Vakti̇ Boşa Geçi̇rmekLoan   – Ödünç Vermek, Borç Vermek, BorçLobster   – İstakozLocate   – Kurmak,Yerleşti̇rmekLonely   – Yalniz, Ki̇msesi̇zLorry   – KamyonLoyal   – SadikLoyalty   – Sadakat, Baglilik

 

M Harfi ile Başlayan İngilizce Kelimeler ve Anlamları

Memorial  – Bi̇r Ki̇şi̇ni̇n Anısına Yapılan YapıtMemorize  – EzberlemekMemory  – HafizaMen  – AdamlarMend  – Tami̇r EtmekMental  – Zi̇hi̇nselMention  – BahsetmekMerchant  – TüccarMercy  – MerhametMere  – Sadece, YalnızcaMerry  – MutluMess  – Kargaşa, DağınıklıkMessage  – MesajMetal  – MetalMeter  – ÖlçekMethod  – MetotMetre  – MetreMice  – FarelerMiddle  – OrtaMidnight  – Gece Yarisi (24:00)Military  – Askeri̇Milk  – SütMill  – 1.Deği̇rmen 2.İmalathaneMimic  – Takli̇t Etmek (Birini)Mind  – AkilMind  – Bi̇ri̇ne Bakmak, Dert EtmekMine  – 1.Beni̇m 2.Maden Ocaği 3.MayınMinimum  –  En azMinister  – 1.Bakan 2.Büyükelçi̇ YardımcısıMinor  – Önemsi̇z, Ufak, Mi̇nörMinority  – AzinlikMinus  – Eksi̇ ( – )Minute  – 1.Daki̇ka 2.Çok Küçük 3.ZabitMirror  – AynaMiss  – 1.Özlemek 2.Kaçırmak,KayipMiss  – KadınMissile  – Füze, Fırlatılan Ci̇si̇mMission  – Özel Bi̇r Görev İçi̇n Yolculuk ,Mi̇syonMistake  – HataMisunderstand  – Yanlış AnlamakMix  – Karıştırmak, KarışmakModel  – Model (Model Araba, Manken V.B)Moderate  – Ilımlı, OrtadaModern  – Modern, ÇağdaşModest  – Alçakgönüllü, IlımlıMoment  – AnMonday  – Pazartesi̇Money  – ParaMonkey  – MaymunMonth  – Ay (Takvim Ayı)Moon  –  AyMore  – Daha FazlaMorning  – SabahMosque  – Cami̇Most  – En ÇokMother  – AnneMotor  – MotorMountain  – DağMouse  – FareMouth  – AğizMove  – Hareket Etmek, Etti̇rmekMovement  – HareketMuch  – Çok (Miktarca)Mud  – ÇamurMurder  – Ci̇nayetMusic  – Müzi̇kMust  – ZorunlulukMy  – Beni̇mMystery  – Esrar, Bi̇li̇nmezli̇kMachine  –  Maki̇neMachine-gun  – Gan Maki̇neli̇ TüfekMad  – Deli̇Madam  – Madam, BayanMagic  – BüyüMail  – PostaMain  – Ana, EsasMake  – 1.Yapmak 2.Çeşi̇tMake -up  –  1.Makyaj  2.UydurmakMale  – ErkekMan  – AdamManage  – Yönetmek, Kontrol EtmekManagement  – Yöneti̇m, İdareManager  – Yöneti̇ci̇, MenajerManner  – Tavır, GörgüMany  – Bi̇rçokMap  – Hari̇taMarch  – 1.Marş 2.Yürüyüş 3.Mart (Ayı)Mark  – İşaretlemek, İşaretMarket  – Pazar, Pi̇yasaMarry  – EvlenmekMarvellous  – Şahane, Hari̇kaMask  – MaskeMass  – Kütle, Ki̇tle, KalabalikMaster  – Uzman, Şef, Sahi̇p, HocaMatch  – 1.Uymak, Uyuşmak 2.Maç 3.Ki̇bri̇tMaterial  – Malzeme, KumaşMatter  – 1.Mesele 2.Önemli̇ OlmakMay  – 1.Mayıs 2.May Be = Belki̇Me  – Bana, BeniMeal  – YemekMean  – 1.Anlamina Gelmek, İstemek, Planlamak 2.Ci̇mri̇Mean  – OrtalamaMeaning  – AnlamMeans  – 1.Sti̇l, Yol, Yardim 2.ParaMeantime  – Bu AradaMeanwhile  – Bu Arada, Ayni AndaMeasure  – ÖlçüMeat  – EtMechanic  – Mekani̇kMedal  – MadalyaMedicine  – İlaç, TipMeet  – Buluşmak, KarşılamakMeeting  – Toplanti, Mi̇ti̇ngMelody  – Ezgi̇, Melodi̇Melon  – KavunMelt  – Eri̇mekMember  – ÜyeMemorable  – UnutulmayacakMemorandum  – NotMagazine  – 1)Si̇lah Deposu 2)Magazi̇n 3)Şarjör (Si̇lahin)Magnet  – MıknatısMagnificent  – Azamet, İhti̇şamMagnifying-glass  – BüyüteçMaid  – Kadin Hi̇zmetçi̇Maintain  – 1)Bakim Onarim 2)Eski̇ Hali̇nde Koruma 3)DesteklemeMajor  – 1)Büyük, Önemli̇ 2)Bi̇nbaşi (Orduda)Majority  – ÇoğunlukManiac  – ManyakManual  – El İle YapilanManufacture  – Üretmek (Fab. Vb)Margin  – Marj, KatkiMarmalade  – MarmelatMassacre  – Katli̇am, Katli̇am YapmakMassive  – Çok Büyük Ve AğırMat  – Hasir, PaspasMate  – ArkadaşMathematics  – Matemati̇kMattress  – Yatak, Sedi̇rMature  – 1)Olgun, Ergi̇n (Hayvan, Meyve, Insan) 2)Vadesi̇ Gelen (Ödeme)Maturity  –  Olgunluk Zamani, Vade ZamaniMaximum  – Maksi̇mum, Azami̇Meadow  – Çayır, MeraMechanic  – Maki̇ni̇st, Maki̇na Ustası 2)El Sanatlarina Ai̇t 3)Mekani̇kMedical  – Tibbi̇Merely  – Sadece, AncakMerge  – Bi̇rleşerek Kaybolma, Konsoli̇dasyon (Şirket, Devlet)Merit  – Haketmek, DeğmekMight  – 1)Kuvvet, Kudret 2)Belki̇ (Might Be: Az İhtimalli.)Mike  – Mi̇krofonMild  – 1)Hafi̇f 2)Yumuşak 2)IlıkMillet  – DariMillionaire  – Mi̇lyonerMince  – Kıyma (Et Vb.), KıymakMiracle  – Muci̇zeMiser  – Hasi̇s, Ci̇mri̇Miserable  – Sefi̇lMisery  – SefaletMislay  – Nereye Koyduğunu UnutmakMobile  – Oynak,Hareketli̇Moisture  –  NemMole  – 1)Köstebek 2)Vücuttaki̇ BenMonument  – Anıt, Abi̇deMood  – Mi̇zaç, Ruh Hali̇Moral  – AhlakMorale  – MoralMortgage  – İpotekMosquito  – Si̇vri̇si̇nekMoss  – Yosun (Nemli Yerlerde Oluşan)Motion  – Hareket, ÖnermeMotive  – 1)Moti̇vlenmek 2)GüdüMud-guard  – ÇamurlukMultiply  – Çarpmak, ÇoğalmakMurmur  – Mirildanmak,UğultuMuscle  – Pazu, KasMuseum  – MüzeMushroom  – MantarMuslim  – MüslümanMustard  – HardalMute  – 1)Sesi̇z 2)Di̇lsi̇zMutter  – Mırıldanmak, Kısık Sesle SöylenmekMutual  –  Müşterek, İki̇ Taraflı

 

N Harfi İle Başlayan İngilizce Kelimeler Ve Anlamları

Nail  – 1.Tırnak 2.Çi̇vi̇Name  – İsi̇mNarrow  – DarNation  – UlusNational  – UlusalNative  – Yerli̇ (Her Native Language)Natural  – DoğalNature  – DoğaNear  – YakınNecessary  – Gerekli̇Necessity  – Gerekli̇li̇kNeck  – Boyun, EnseNeed  – Gereksi̇ni̇m, İhti̇yaçNeedle  – İğne, Şi̇şNeglect  – İhmal EtmekNeighbour  – KomşuNeither  – Hi̇çbi̇ri̇Neither…Nor…  –  Ne O..Ne ÖbürüNephew  – Yeğen (Erkek)Nervous  – Si̇ni̇rli̇Nest  – Yuva, Kuş YuvasıNet  –  1.Ağ 2.Net (Brütün Tersi)Never  – Hi̇çbi̇r Zaman ,AslaNevertheless  – Buna Rağmen, Hala, AmaNew  – Yeni̇News  – HaberNewspaper  – GazeteNext  – En Yakın, Bi̇r Sonraki̇, Ertesi̇Nice  – HoşNiece  – Yeğen (Kız)Night  – GeceNil  – Sıfır, BoşlukNo  – HayirNoble  – SoyluNobody  – Hi̇ç Ki̇mseNoise  – GürültüNone  – Hi̇çbi̇ri̇si̇Noon  – Öğle ZamaniNormal  – NormalNorth  – KuzeyNose  – BurunNot  – Deği̇lNote  – 1. Not 2.Kağıt Para 3. NotaNothing  – Hi̇çbi̇r ŞeyNotice  – Duyuru, Di̇kkati̇ni̇ ÇekmekNovember  – KasimNow  – Şi̇mdi̇Nowadays  – BugünlerdeNowhere  – Hi̇ç Bi̇ryerNuisance  – Sıkıntı, DertNumber  – Sayı, NumaralandirmakNurse  – Hemşi̇re, Hasta BakıcıNut  – 1.Kuruyemi̇ş (Fındık V.B) 2.SomunNapkin  – PeçeteNarrate  – Anlatmak, SöylemekNasty  – Pi̇s, Kötü Kokulu, Hoş OlmayanNaughty  – Yaramaz (Naughty Child = Yaramaz Çocuk)Needless  – LüzumsuzNegotiate  – Görüşmek,MüzakereNetwork  – Şebeke,Çalişma AğıNickname  – Takma isim, LakapNightmare  – KabusNominate  – 1)Aday Göstermek (Başkan V.B) 2)Atamak, Görevlendi̇rmeNonsense  – SaçmaNotorious  – Kötü Ünlü, Kötü ÜnNovel  – RomanNude  – ÇıplakNylon  – Naylon

 

O  Harfi İle Başlayan İngilizce Kelimeler Ve Anlamları

Oak   – MeşeObey   – Söz Di̇nlemek, İtaat EtmekObject   – İti̇raz EtmekObject   – Nesne, Obje, AmaçObservation   – GözlemObserve   – Gözlem YapmakObtain   – Tedari̇k Etmek, SağlamakObvious   – Aşi̇karOccasion   – Vesi̇leOccupation   – 1.Meslek 2.İşgalOccupy   – İşgal Etmek, Oturmak, Kaplamak Ocean   – OkyanusOctober   – Eki̇m (Ayı )Of   – İyeli̇k Eki̇, -NinOff   – Yok Olmak, Eksi̇lmekOffence   – 1.Yasadışı İş 2.Saldırı, OfensOffend   – Kizdirmak, İnci̇tmek (Birini)Offer   – Tekli̇f EtmekOffice   – Ofi̇sOfficer   – Subay, MemurOfficial   – Resmi̇Often   – Sık sık Oil   – Yağ, PetrolOld   – Eski̇, YaşlıOn   – Üzeri̇ndeOnce   – 1.Bi̇r Kez 2.Bi̇r An ÖnceOne   – Bi̇rOnly   – Sadece, YalnizcaOpen   – Açık, AçmakOperate   – ÇalışmakOperation   – 1.Operasyon 2.Ameli̇yatOperator   – OperatörOpinion   – DüşünceOpportunity   – FırsatOpposite   – Zıt,TersOptimist   – İyi̇mserOr   – VeyaOrange   – 1.Portakal 2.TuruncuOrder   – 1.Emi̇r 2.Si̇pari̇ş 3.Düzen, SıraOrdinary   – Sıradan, NormalOrgan   – 1.Org 2.Organ 3.Organi̇zasyon, KuruluşOrganize   – Organi̇ze EtmekOrigin   – Köken, Ori̇ji̇nOther   – Di̇ğerOtherwise   – 1.Başka Türlü 2.Yoksa, Aksi̇ Takti̇rdeOught   – ..Meli̇ ..Malı Eki̇Our   – Bi̇zi̇mOut   – DışarıOutline   – Ana Hat, ÖzetlemekOut-of-date   – Modasi Geçmi̇ş, Eski̇Output   – ÇıktıOutside   – DışarıOven   – FırınOver   – 1.Üstünde 2.Bi̇tmekOvercome   – Üstesi̇nden GelmekOwe   – Borçlu OlmakOwn   – Sahi̇p OlmakOwner   – Sahi̇pOx   – BoğaOar   – KürekOasis   – VahaOblige Ibl  – ayc 1)Zorunlu Kılmak 2)Mi̇nettar Kılmak 3)Yapmak, SağlamakOccur   – OlmakOdd   – Tuhaf, Acai̇pOkay (Ok)   – Peki̇, TamamOld-fashioned   –  Eski̇ ModaOmelette   – OmletOmit   – Atlamak, Hari̇ç BirakmakOnion   – SoğanOption   – Seçme, Seçenek, Opsi̇yonOral   – SözlüOrbit   – YörüngeOrchard   – BostanOriginal   – Orji̇nal, İlk, Yeni̇Oval   – OvalOverdo   – Fazla Pi̇şi̇rmek, Fazla YapmakOverdue   – Vadesi̇ Geçmi̇şOvertake   – Geçmek, SollamakOvertime   – Fazla Mesai̇Overwork   – Fazla Çalışmak, Aşırı ÇalışmakOwl   – BaykuşOxygen   – Oksi̇jenOyster   – İsti̇ri̇dye

 

P Harfi İle Başlayan İngilizce Kelimeler Ve Anlamları

Pack   – PaketlemekPacket   – PaketPage   – SayfaPain   – Acı, AğrıPainful   – AğrılıPaint   – Boyamak, BoyaPainter   – 1.Ressam 2.BoyacıPair   – Çi̇ftPalace  –  SarayPale   – Soluk, Solgun (Renk)Pan   – TavaPanic   – Pani̇kPaper   – 1.Kağıt 2.Gazete 3.Evrak, Ki̇mli̇kParadise   – CennetParagraph   – ParagrafParcel   – ParçaPardon   – PardonParent   – Ana BabaPark   – 1.Park 2.Park EtmekParliament   – ParlamentoParrot   – PapağanPart   – Kısım, Bölüm ,AyırmakParticular   – Yalniz, Özel, Ti̇ti̇zPartner   – 1.Ortak 2.PartnerPart-time   – Yarım GünParty   – Parti̇Pass   – Geçmek, Geçi̇rmekPassage   – PasajPassenger   – YolcuPassport   – PasaportPassword   – ParolaPast   – Geçmi̇şPatience   – SabırPatient   – 1.Sabirli 2.HastaPay   – ÖdemekPayment   – ÖdemePeace   – BarışPear   – ArmutPeculiar   – Gari̇pPen   – 1.Ağıl 2.Tükenmez KalemPenalty   – CezaPencil   – Kurşun KalemPeople   – Halk , İnsanlarPepper   – Bi̇berPer   – HerPerfect   – Kusursuz, Yetki̇nPerform   – 1.Çalışmak 2.UygulamakPerformance   – PerformansPerhaps   – Belki̇Permission   – İzi̇nPermit   – 1.İzi̇n Vermek 2.İzi̇n KağıdıPerson   – Ki̇şi̇Personality   – Ki̇şi̇li̇kPersuade   – İkna EtmekPetrol   – PetrolPhone   – TelefonPhoto   – FotoğrafPiano   – Pi̇yanoPick   – Toplamak, SeçmekPickpocket   – Yankesi̇ci̇Picnic   – Pi̇kni̇kPicture   – Resi̇mPie   – Pasta, BörekPiece   – ParçaPig   – DomuzPigeon   – Güverci̇nPile   – Üst Üste KoymakPill   – HapPilot   – Pi̇lotPin   – Toplu İğnePine   – ÇamPineapple   – AnanasPink   – PembePipe   – 1.Boru 2.Pi̇po 3.FlütPity   – Acimak (What A Pity : Ne Yazık)Place   – Yer, Yerleşti̇rmekPlain   – Açık, Ortada, DüzPlan   – Plan, PlanlamakPlane   – UçakPlant   – 1.Bi̇tki̇, Bi̇tki̇ Ekmek 2.Fabri̇ka, Tesi̇sPlantation   – Eki̇li̇ YerPlate   – TabakPlay   – 1.Oynamak 2.Çalmak (Bir Müzik Aletini)Player   – Oyuncu, ÇalanPleasant   – Keyi̇fli̇, Zevkli̇Please   – 1.Lütfen 2.MutlandırmakPleasure   – ZevkPlenty   – Çok SayıdaPlough   – Toprağı SürmekPlug   – Fi̇ş, Banyo TikaciPlus   – ArtiPocket   – CepPoem   – Şi̇i̇rPoet   – Şai̇r, OzanPoetry   – Şi̇i̇rler, Şai̇rli̇k, Şi̇i̇rle İlgi̇li̇Point   – Nokta, UçPoison   – Zehi̇rPolice   – Poli̇sPolicy   – 1.Poli̇çe 2.Yöneti̇m İlkesi̇, Poli̇ti̇kaPolish   – ParlatmakPolite   – Ki̇barPolitical   – Poli̇ti̇kPolitician   – Poli̇ti̇kaci, Poli̇ti̇kayla UğraşanPolitics   – Poli̇ti̇kPool   – HavuzPoor   – 1.Yoksul 2.ZavalliPopulation   – NüfusPork   – Domuz Eti̇Port   – Li̇manPosition   – Durum, KonumPositive   – 1.Emi̇n, Kesi̇n 2.OlumluPossess   – Sahi̇p OlmakPossession   – Sahi̇pli̇kPossibility   – OlasılıkPossible   – Olası, MümkünPost   – 1.Posta 2.İşaret 3.Devri̇ye Gezmek (Askerde)Postpone   – ErtelemekPot   – TencerePotato   – PatatesPour   – Dökmek, AkıtmakPowder   – Toz, PudraPower   – GüçPowerful   – GüçlüPractical   – Prati̇kPractice   – AlıştırmaPractise   – Alıştırma YapmakPraise   – ÖvmekPray   – Dua EtmekPreach   – Vaaz VermekPredict   – Tahmi̇n EtmekPrefer   – Yeğlemek, Terci̇h EtmekPregnant   – Hami̇lePrejudice   – ÖnyargıPreparation   – HazirlikPrepare   – HazırlamakPresence   – Varlık (Bir Yerde Varlığı )Present   – Burada, Mevcut, Şi̇mdi̇ki̇, ArmağanPresent   – SunmakPresident   – BaşkanPress   – 1.Baski 2.Ütüleme 3.BasinPress   – Baski Yapmak, BasmakPressure   – Basınç, BaskiPretend   – Gi̇bi̇ Gözükmek, Takli̇t YapmakPretty   – 1.Sevi̇mli̇ 2.OldukçaPrevent   – KorumakPrevious   – Önceki̇Price   – Fi̇yatPride   – Onur,GururPriest   – Rahi̇pPrince   – PrensPrincipal   – 1.En Önemli̇ 2.Prensi̇p 3.Ana Para (Borçta)Print   – 1.Basmak(Harfler Vs.) 2.İzPrison   – Hapi̇sPrisoner   – 1.Mahkum 2.Esi̇rPrivate   – ÖzelPrize   – ÖdülProbable   – OlasiProblem   – Sorun, ProblemProduce   – ÜretmekProduct   – ÜrünProduction  – Üreti̇mProfession   – MeslekProfit   – KarProgramme   – ProgramProgress   – Geli̇şmePromise   – Söz VermekPronounce   – Okunuşunu Çıkartmak, Telaffuz EtmekProof   – KanitProper   – Uygun, DoğruProperty   – Mal, Mülk (Bir Kişinin Sahip Olduğu), EşyaProposal   – Plan, Öneri̇Propose   – 1.Planini Açıklamak 2.Evli̇li̇k Tekli̇f EtmekProtect   – KorumakProtest   – ProtestoProud   – GururluProve   – KanıtlamakProvide   – Sağlamak, Tedari̇k EtmekPub   – Pab, Bi̇rahanePublic   – Halk (Publıc Sector=Devlet Sektörü )Publish   – Basim (Bir Yayını)Pull   – ÇekmekPullover   – 1.Kazak 2.Arabayi Durdurmak, Kenara ÇekmekPump   – PompaPunch   – 1.Delmek 2.YumruklamakPunish   – CezalandirmakPupil   – 1.Öğrenci̇ 2.Gözbebeği̇Puppet   – KuklaPuppy   – Genç KöpekPurchase   – Satin AlmakPurple   – MorPurpose   – AmaçPush   – İtmekPut   – KoymakPuzzle   – Bulmaca, ProblemPyjamas   – Pi̇jamaPacked   – Kalabalık, Bi̇r Sürü İnsanPalm   – 1)Avuç 2)Palmi̇ye AğacıPanel   – PanelPants   –  1)Don 2)Pantolon Parachute   – ParaşütParade   – Resmi̇ Geçi̇tParticipate   – Başkalarıyla Bi̇rli̇kte Çalişma, Oynama, KatılmaPassive   – Pasi̇f, Eylemsi̇zPasta   – Makarna (Hamurdan Yapılan Şeyler)Paste   – Beyaz Tutkal, Macun, HamurPastime   – Hoş İyi̇ ZamanPath   – Pati̇ka, Küçük YolPatrol   – Devri̇yePatron   – 1)Destekleyi̇ci̇ Ki̇şi̇ 2)Devamli Müşteri̇Pause   – Mola, AraPaw   – Hayvan Pençesi̇Pea   – BezelyePeach   – Şeftali̇Peak   – Zi̇rve, TepePeanut   – Yer FıstığıPearl   – İnci̇Peasant   – Çi̇ftçi̇, Köylü Kesi̇mPedal   – PedalPedestrian   – Yaya Gi̇denPeel  – Kabuk Soymak (Meyve)Penknife   – ÇakıPension   – Emekli̇ MaaşıPerfume   – ParfümPeril   – Büyük Tehli̇kePeriod   – 1)Çağ, Devi̇r, Peri̇od 2)Adet (Hali)Permanent   – Devamli,Sürekli̇Persist   – Devam EtmekPesimist   – KötümserPetrol Station   – Steyşın Benzi̇nci̇Philosophy  – Fi̇zolofi̇Physical   – Fi̇zi̇kselPicket   – Grev Gözcüsü, Fabri̇ka Önünde BeklemePickle   – TurşuPillow   – YastikPillowcase   – Yastik KilifiPincers   –  1)Kerpeten 2)Kıskaç (Yengecin V.B.)Pinch  – Çi̇mdi̇klemek, Sikiştirmak (Kapıya Vb.)Pioneer   – ÖncüPistol   – TabancaPity   – Acimak (What A Pity : Ne Yazık)Plastic   – Plasti̇kPlatform   – 1)Platform, Yüksekçe Yer, Kürsü 2)PeronPlayground   – Oyun SahasiPlum   – 1)Eri̇k 2)Bonbon şekeriPlumber   – Musluk Tami̇rci̇si̇Pole   – 1)Kutup 2)Di̇rek, KazikPorcelain   – PorselenPorter   – 1)Hamal 2)KapiciPostage   –  Posta Ücreti̇Poverty   – Faki̇rli̇kPower Of Attorney   –  VekaletnamePower-house   – 1)Elektri̇k Santrali 2)Olağanüstü Enerji̇ye Sahi̇p ŞeyPrecious   – Kiymetli̇, Çok Sevi̇lenPrecisely  – Kesi̇nli̇kle, Tam ManasıylaPrescription   – ReçetePreserve   – Korumak, Konserve YapmakPrimarily   – Ana OlarakPrimary   – 1)Önceleri̇,Eski̇den 2)Ana,Baş-primary Cause 3)İlk OkuPrimitive   – 1)İlkel 2)Basi̇t, Modasi Geçmi̇şPriority   – Önceli̇kPrivilege   –  İmti̇yazProcess   – İşlemProhibit   – YasaklamakPromote   – 1)İlerleme,Terfi̇ Etme 2)Tanıtım (Ürün Vb.Satış İçin)Promotion   – Terfi̇Propeller   – 1)İleri̇ye Yürüten Şey 2)Vapur Veya Uçak Pervanesi̇Proportion   – OrantiProsecute   – Taki̇p Etmek, Kavuşturmak, Dava Açmak, SuçlamakProstitution   – FuhuşProverb  – AtasözüProvocation   – KışkırtmaProvoke   – Kışkırtmak, Kızdırmaya Neden OlmakPublicity   – İlan, Reklam, YayımlamaPull Up   – Araci DurdurmakPulse   – Nabiz, VuruşPumpkin   – KabakPunctual   –  Tam ZamanindaPure   – Saf, Temi̇zPurse   – Küçük El ÇantasıPyramid   – Pi̇rami̇t

 

Q Harfi İle Başlayan İngilizce Kelimeler Ve Anlamları 

Quality   – Ni̇teli̇k, Kali̇teQuantity   – MiktarQuarrel   – Tartışmak, AtışmakQuarter   – ÇeyrekQueen   – Krali̇çeQuestion   – Soru, SormakQueue   – Sıra, KuyrukQuick   – ÇabukQuiet   – Sessi̇z, Saki̇n, HuzurluQuite   – Hemen Hemen, Yaklaşık OlarakQuiz   – Küçük TestQualified   – Ehli̇yetli̇, Kali̇fi̇yeQuota   – Kota, KontenjanQuote   – Aktarma, Söyleme

 

R Harfi İle Başlayan İngilizce Kelimeler Ve Anlamları

Rabbit   – TavşanRace   – IrkRace   – YarışmakRadiator   – RadyatörRadio   – RadyoRail   – RayRailway   – Tren YoluRain   – YağmurRaincoat   – YağmurlukRaise   – 1.Yükseltmek 2.Zam Yapmak 3.Yeti̇şti̇rmekRange   – Aralık, AlanRank   – 1.Sira 2.Rütbe 3.Sosyal SınıfRapid   – Çabuk, HızlıRare   – Nadi̇rRate   – 1.Hız 2. OranRather   – Epey, Çok Deği̇lRaw   – 1.Ham 2.Çi̇ğRazor   – Ustura, Traş Maki̇nesi̇Reach   – Eri̇şmekRead   – OkumakReady   – HazirRealize   – Fark Etmek Really – GerçektenReason   – 1.Neden 2.AkilReasonable   – MakulRecall   – AnımsamakReceipt   – MakbuzReceive   – 1.Almak 2.KarşılamakRecent   – Yakın Zamanda OlanReception   – 1.Resmi̇ Davet 2.Resepsi̇yonRecognize   – TanımakRecommend   – Tavsi̇ye EtmekRecord   – 1.Kayıt 2.Plak 3.RekorRecover   – 1.İyi̇leşmek 2.(Kaybedilen Bir Şeyi) BulmakRed   – Kırmızı, kızılReduce   – AzaltmakReflect   – YansıtmakRefuge   – Refüj, Güvenli̇ YerRefugee   – Tehli̇keden Kaçan, KazazedeRefuse   – ReddetmekRegard   – 1.Di̇kkat 2.Düşünce 3.Bakmak 4.İnanmakRegret   – Üzgün Olmak, Pi̇şman OlmakRegular   – Düzenli̇, OlağanReject   – Kabul EtmemekRelation   – 1.İli̇şki̇ 2.AkrabalikRelationship   – İli̇şki̇, İleti̇şi̇mRelative   – 1.Akraba 2.Göreceli̇Relax   – Rahatlamak, GevşemekRelease   – Serbest Bırakmak, GevşetmekRelief   – RahatlamaRelieve   – UzaklaştırmakReligion   – Di̇nRemain   – 1.Geri̇ye Kalmak 2.Yeri̇nde DurmakRemark   – Beli̇rtmek, AçıklamaRemarkable   – Di̇kkate DeğerRemember   – Unutmamak, AnımsamakRemind   – AnımsatmakRemote   – UzakRemove   – UzaklaştırmakRent   – Ki̇ralamakRepair   – OnarmakRepay   – Geri̇ ÖdemekRepeat   – TekrarlamakReplace   – Yeni̇den Yerleşti̇rmekReplacement   – Yerleşti̇rmeReply   – Yanıtlamak, YanıtReport   – Rapor, Rapor EtmekRepresent   – Temsi̇l EtmekRepresentative   – Temsi̇lci̇Republic   – Cumhuri̇yetRequest   – Ri̇ca Etmek, Ri̇caRequire   – Gereksi̇nmekRescue   – KurtarmakReserve   – 1.Rezerv 2.Rezervasyon YaptırmakResign   – İsti̇fa EtmekResist   – Karşi KoymakRespect   – Saygı DuymakRespectable   – SaygıdeğerResponsible   – SorumluRest   – Di̇nlenmekRest   – Geri̇ye KalanRestaurant   – Restoran, LokantaResult   – SonuçRetire   – Emekli̇ OlmakReturn   – Geri̇ DönmekRevenge   – Öç Almak, İnti̇kamReward   – ÖdülRib   – KaburgaRibbon   – Kurdela, Şeri̇tRice   – Pi̇ri̇nçRich   – Zengi̇nRide   – Ata, Bi̇si̇klete Bi̇nmekRidiculous   – Gülünç, SaçmaRight   – 1.Hak 2.Doğru, Hakli 3.Sağ TarafRing   – Yüzük, HalkaRing   – Çalmak (Zil Çalması), Telefon EtmekRipe   – Olgun, Ham Deği̇lRise   – YükselmekRisk   – Ri̇skRisky   – Ri̇skli̇River   – Nehi̇rRoad   – YolRoar   – KükremeRoast   – Rosto, Fırında Pi̇şi̇rmekRob   – 1.Soygun YapmakRock   – 1.Kaya 2.SallanmakRole   – RolRoll   – YuvarlanmakRoof   – ÇatıRoom   – OdaRoot   – KökRope   – Halat, İpRose   – 1.Gül 2.PembeRough   – KabaRound   – YuvarlakRoyal   – Krali̇yete Ai̇tRub   – Sürmek, Sürtmek, OvmakRubbish   – 1.Çöp 2.SaçmaRude   – KabaRule   – 1.Yönetmek 2.KuralRuler   – 1.Kural Koyucu, Yöneti̇ci̇ 2.CetvelRumble   – GürlemekRun   – 1.Koşmak 2.Çalıştırmak (Fabrika,Şirket V.B)Runaway   – 1.Kaçak 2.Kontrol Dışı Rush   – Çabuk DavranmakRacket   – RaketRadar   – RadarRailing   – Bahce ParmaklıklarıRecession   – Duraklama, Geri̇leme, Ekonomi̇de DurgunlukRecipe   – Yemek Tari̇fi̇Reconciliation   – UzlaşmaReferee   – HakemReferendum   – Referandum, Halk OylamasiRefill   – DoldurmakRefreshments   – Sandovi̇ç, Tost, İçecek (Gar, İstasyon Gibi Yerlerde)Refrigerator  –  BuzdolabiRegion   – BölgeRegister   – Kütük, Si̇ci̇l, KayıtRelevant   – Bağıntılı, Konuyla İli̇şki̇li̇Reliable   – Güveni̇li̇rReluctant   – İsteksi̇zReputation   – İti̇bar,ÜnResearch   – AraştirmaResent   – Hoşlanmamak, KizmakResident   – Bölgede Yaşayan, OturanRespond   – Cevap VermekRestore   – 1)Geri̇ Verme 2)Yeni̇den Kullanıma AçmaRestrict   – SınırlamakResume   – Yeni̇den BaşlamakRetail   – Perakende, Perakende SatışRetaliation   – İnti̇kam, Tepki̇, Mi̇si̇llemeRevenue   – Geli̇rReverse   – Ters, Arka (Reverse Gear = Geri Vites)Revolution   – Devri̇mRifle   – TüfekRocket   – RoketRoute   – RotaRubber   – 1)Lasti̇k, Kauçuk 2)Si̇lgi̇Rug   – Küçük Halı, Ki̇li̇mRuin   – Harabe, Yıkım Mahvetme

 

S Harfi İle Başlayan İngilizce Kelimeler Ve Anlamları  

Safe – GüvenliSaid – DediSail – Yelken AçmakSame – AynıSand – KumSat – OturduSave – KurtarmakSaw – TestereSay – SöylemekScale – ÖlçekSchool – OkulScience – BilimScientist – Bilim AdamıScore – SkorSea – DenizSeat – KoltukSecond – SaniyeSection – BölümSee – GörmekSeed – TohumlarSeem – GörünmekSeen – GörünmekSell – SatmakSend – GöndermekSense – HisSent – GönderilmişSentence – CümleSeparate – AyrıServe – Hizmet EtmekSet – AyarlamakSettled – AyarlanmışSeven – YediSeveral – BirkaçShall – OlsunShape – ŞekilSharp – KeskinShe – O (Kadın)Ship – GemiShoes – AyakkabıShop – DükkanShort – KısaShould – Zorunda OlmakShoulder – OmuzShout – BağırmakShow – GöstermekShown – GösterilmişSide – YanSight – GörüşSign – İşaretSignal – SinyalSilent – SessizSimilar – BenzerSimple – BasitSince – -den BeriSing – Şarkı SöylemekSir – EfendiSister – Kız KardeşSit – OturmakSix – AltıSize – BoyutSkin – DeriSky – HavaSleep – UykuSlowly – YavaşçaSmall – KüçükSmell – KoklamakSmile – GülümsemekSnow – KarSo – ŞöyleSoft – YumuşakSoil – ToprakSoldier – AskerSolution – ÇözümSome – BazıSomeone – BirisiSomething – Bir ŞeySometimes – BazenSon – Erkek ÇocukSong – ŞarkıSoon – YakındaSound – SesSouth – GüneySouthern – GüneyliSpace – Uzay, BoşlukSpeak – KonuşmakSpecial – ÖzelSpeed – HızSpot – NoktaSpread – YayılmakSpring – İlkbaharSquare – KareStand – Ayakta DurmakStar – YıldızStart – BaşlamakState – DurumStatement – IfadeStay – KalmakSteel – ÇelikStep – AdımStick – YapışmakStill – HalenStone – TaşStood – Ayakta DurmuşStop – DurmakStore – DükkanStory – HikayeStraight – DüzStrange – GaripStreet – SokakStretch – GenişletmekString – DiziStrong – GüçlüStudent – ÖğrenciStudy – ÇalışmakSubject – KonuSugar – ŞekerSuggested – Tavsiye EdilmişSummer – YazSun – GüneşSupply – MalzemeSuppose – Tahmin YürütmekSure – EminSurface – YüzeySurprise – SürprizSwim – YüzmekSymbols – SembolSystem – Sistem

 

T Harfi İle Başlayan İngilizce Kelimeler Ve Anlamları 

Table – MasaTake – AlmakTalk – KonuşmakTall – UzunTeacher – ÖğretmenTeam – TakımTell – SöylemekTemperature – SıcaklıkTen – OnTerm – DönemTest – DenemekThan – -denThat – O (Eşya)The – OTheir – OnlarınThem – OnlarThemselves – Onların KendisiThen – SonraThere – OradaThese – BunlarThey – Onlar (Insan)Thick – KalınThin – İnceThing – ŞeyThink – DüşünmekThird – ÜçüncüThis – OThose – OnlarThough – -e RağmenThought – DüşünceThousands – BinlerceThree – ÜçThrough – ArasındanTied – BağlıTime – ZamanTiny – KüçücükToday – BugünTogether – BirlikteTool – AletTop – ÜstTotal – ToplamTouch – DokunmakTrain – TrenTrain – EğitmekTravel – YolculukTree – AğaçTrip – YolculukTrouble – SorunTruck – KamyonTrue – DoğruTry – DenemekTurn – DönüşTwo – İkiType – Yazmak

 

U Harfi İle Başlayan İngilizce Kelimeler Ve Anlamları

Ugly  – Çi̇rki̇nUmbrella  – Şemsi̇yeUnable  – Muktedi̇r OlmamakUncle  – Dayı, AmcaUnderstand  – AnlamakUnemployment  – İşsi̇zli̇kUnfair  – Adaletsi̇zUnhappy  – MutsuzUnhealthy  – SağlıksızUniform  – 1.Üni̇forma 2.Tek Ti̇pUnion  – 1.Sendi̇ka 2.Bi̇rleşmeUnite  – Bi̇rleşmekUniversity  – Üni̇versi̇teUnknown  – Bi̇li̇nmeyenUnless  – OlmadıkçaUnlikely  – Az İhti̇malleUnload  – Boşaltmak (Yük Boşaltmak)Unlock  – Ki̇li̇di̇ AçmakUntil  – Kadar (Belli Bir Zamana Kadar)Up  – 1.Yukarı 2.Di̇ki̇ne 3.TümüyleUpper  – ÜstUpset  – 1.Endi̇şelendi̇rmek 2.Devi̇rmekUpstairs  – Üst Kat, YukarısıUrgent  – Aci̇lUs  – Bi̇zeUse  – 1.Kullanım 2.Fonksi̇yonUse  – KullanmakUseful  – KullanışlıUsual Yujl OlağanUnderline  – Yazının, Keli̇meni̇n Altını Çi̇zmekUnfair  – Adi̇l OlmayanUpon  – ÜstündeUpside-down – Tepetaklak, Ters DönmekUrban  – Şehi̇rsel, Kente Ai̇t 

 

V Harfi İle Başlayan İngilizce Kelimeler Ve Anlamları

Vain   – Gereksi̇z, BoşunaValley   – Vadi̇Valuable   – Değerli̇Value   – DeğerVariety   – 1.Fark 2.Çeşi̇tli̇li̇k, Çeşi̇tVarious   – Deği̇şi̇k, Çeşi̇tli̇Vegetable   – SebzeVehicle   – Taşıt Aracı ( Kamyon, Tır , Araba V.B )Very   – Çok, TamVeto   – Veto, Veto EtmekVictim   – Kurban, KazazedeVictor   – Gali̇pVictory   – Utku, Zafer, Yengi̇View   – Görünüm, ManzaraVilla   – Vi̇llaVillage   – KöyVine   – BağViolent   – Kaba Kuvvet Kullanan, Şi̇ddetVisa   – Vi̇zeVisible   – GörünenVision   – Görüş, İmgeVisit   – Zi̇yaret EtmekVisitor   – Zi̇yaretçi̇, KonukVocabulary   – Keli̇me DağarcığıVoice   – SesVolume   – Haci̇mVote   – Oy Vermek, OyV.I.P.   – (Very Important Person), Çok Önemli̇ Ki̇şi̇Vacation   – Tati̇lVacuum Cleaner  – Elektri̇k Süpürgesi̇Van   – Mi̇ni̇büsVanilla   – Vani̇lyaVaporize   – BuharlaşmakVase   – VazoVein   – DamarVelvet   – Kadi̇feVenture   –    Macera, Ri̇sk (Genelde İş Hayatında)Verb   – Fi̇i̇lVerdict   – HükümVertical   – Di̇keyVest   – Atlet, Fani̇laVet   – Veteri̇nerVia   – Geçerek, OradanVice   – 1)Yardimci, Li̇deri̇n Yardımcısı 2)MengeneVicious Circle   –  Kısır DöngüVictimize   – Kurban EtmekVinegar   – Si̇rkeViolin   – KemanVital   – Çok Önemli̇Volcano   – Volkan,YanardağVolleyball   – VoleybolVoluntary   – GönüllüVomit   – KusmakVowel   – Sesli̇ Harf (A,E,I) GibiVulnerable   – Zayıf, Korumasız

 

W Harfi İle Başlayan İngilizce Kelimeler Ve Anlamları

Wait – BeklemekWalk – YürümekWall – DuvarWant – İstemekWar – SavaşWarm – SıcakWas – Olmak (Geçmiş)Wash – YıkamakWashington – WashingtonWasn’t – Olmamak (Geçmiş)Watch – IzlemekWater – SuWaves – DalgalarWay – YolWe – BizWear – GiymekWeather – HavaWeek – HaftaWeight – KiloWell – IyiWe’ll – Biz (Gelecek Zaman)Went – Gitmek (Geçmiş)Were – Olmak (Çoğul, Geçmiş)West – BatıWestern – BatılıWhat – Ne?Wheel – TekerlekWhen – Ne Zaman?Where – Nerede?Whether – EğerWhich – Hangisi?While – SüresinceWhite – BeyazWho – Kim?Whole – BütünWhose – Kimin?Why – Neden?Wide – GenişWife – Eş (Kadın)Wild – VahşiWill – IstekWin – KazanmakWind – RüzgarWindow – PencereWing – KanatWinter – KışWire – KabloWish – DilemekWith – BirlikteWithin – İçindeWithout – OlmadanWoman – KadınWomen – KadınlarWonder – Merak EtmekWon’t – Olmamak (Gelecek)Wood – AğaçWord – KelimeWork – IşWorker – İşçiWorld – DünyaWould – IstemekWouldn’t – İstememekWrite – YazmakWritten – YazılıWrong – Yanlış

 

X Harfi İle Başlayan İngilizce Kelimeler Ve Anlamları

X-ray – RöntgenXmas – Noel

 

Y Harfi İle Başlayan İngilizce Kelimeler Ve Anlamları

Yard – BahçeYear – YılYellow – SarıYes – EvetYet – HenüzYou – SenYoung – GençYour – SeninYou’re – Sen (Olmak)Yourself – Kendin

 

Z Harfi İle Başlayan İngilizce Kelimeler Ve Anlamları

Zumba – Zumba Zap – VurmakZealous – GayretliZebra – ZebraZucchini – Kabak  Zinc – ÇinkoZip Code – Posta KoduZoological – Hayvan bilimselZipper – FermuarZirconium – ZirkonyumZodiac – ZodyakZone – BölgeZero – SıfırZoo – Hayvanat BahçesiZombie – ZombiZippo – Zippo 

İngilizcede En Çok Kullanılan Kelimeler ve Anlamları

about: hakkında, hemen hemen, yaklaşıkall: bütün, tüm, hepsi, her şeyan: bir, (herhangi) birand: ve, ile anlamında bir bağlaçare: olmak fiilinin üçüncü tekil şahıs hali (they are)as: kadar, olarak, -dikçe, babında (zarf); gibi, için, kadar, karşın, -e rağmen (edat)at: -de, -da, -e, -a, üzerinde, saatindebe: olmak, var olmak, bulunmakbecause: çünkü, zira, dolayı, nedeniyle, -dığı içinbut: ama, fakat, lakinby: tarafından, -e bakarak, kadarcall: çağrı, aramak (fiil)can: yapabilmek, -ebilmek, -abilmekcome: gelmek, yaklaşmakcould: -abilir, -ebilir, -abilirdi, -ebilirdi, -ar mısın(ız), -er misin(iz)day: gündid: do (yapmak) fiilinin ikinci halido: yapmak, etmekdown: aşağı, aşağıya doğrueach: her, her birifind: bulmakfirst: birinci, ilk, öncefor: için, çünkü, zira, göre, amacıyla, yönünden, karşı, dolayı vs. (edat)from: -den, -dan, itibarenget: almak, elde etmek, kazanmak, edinmekgo: gitmek, hareket etmekhad: “have” fiilinin geçmiş zaman halihas: sahip olmak (1. tekil şahıslar için, “she has”)have: sahip olmak, elde etmek, bilmek, kabul etmekher: ona, onu, onda, onun (kadın)him: ona, onu, onda (erkek)his: onun, onunki (erkek)how: nasıl (fiil), yapma yöntemi (isim), hangi yolla (zarf)i: benif: eğerin: -de, -da, içinde, içerde, halinde vs. anlamlarında kullanılan bir edattır.into: içine, biçimine, haline, -e, -yeis: olmak fiilinin üçüncü tekil şahıs halidir (he is).it: o, ona, onu (cansız varlık veya hayvanlar)its: onun (cansız varlık veya hayvanlar)like: hoşlanmak, beğenmek, istemeklong: uzunlook: bakmak, aramak, iyileşmek (fiil), görünüş, bakış (isim)made: yapılmış, yapılımake: yapmakmany: çok, birçok, kaç (sıfat, how many)may: olası olmak, -ebilmekmore: daha fazlamy: benim, bana aitno: hayırnot: asla, değil (olumsuzluk eki)now: şimdi, halennumber: numaraof: -in, ın, -den veya yüzündenoil: yağ, petrolon: üstünde, üzerinde, -e doğru vs. (edat); sürekli olarak (zarf); üstünde (giysi), olmakta olan, makbul, devrede vs.(sıfat)one: bir, biri, birisi, kimse, tekor: veyaother: öbür, öteki, başkaout: dışarı, dışarıdapart: kısım, bölümpeople: insanlar, milletsaid: dedi (say fiilinin ikinci hali), söylenmiş, söz konususee: görmekshe: o (kadın, dişi hayvan)so: bu yüzden, böyle, öylesome: biraz, bazı, birkaçthan: -e göre, -denthat: kullanıldığı yere göre şu, o, ki, öteki, böyle, bu kadar, diye, için veya böyle.the: Nitelemek için isimlerden önce kullanılır, tek başına anlamı yoktur.their: onlarınthem: onlarıthen: o halde, -e göre, kıyaslathere: ora, orada, orayathese: bunlarthey: onlar, kendilerithing: şeythis: bu, şu, bunu, buna, bunun (zamir); böylesine, bu kadar (zarf)time: zaman, defa, kezto: -e, -a, -ye, -ya, -a doğru, -e göre anlamlarında kullanılan bir edattır.two: ikiup: yukarıuse: kullanmakwas: olmak geçmiş zaman hali (i was, he was).water: suway: yön, yöntemwe: bizwell: iyi, pekiwere: olmak geçmiş zaman hali (you were, they were).when: ne zaman, zaman (when i was a child)which: hangiwho: kim, kimi, kimewill: -ecek, -acakwith: ile birlikte, sayesinde, ile ilgili, nedeniyle (edat), beraberinde (zarf)with: ile, birlikte, ile beraber (edat); -lı, beraberinde (zarf)word: kelimewould: -ecek, -ecekti, -erdi, istemekwrite: yazmakyou: sen, siz, sana, seni, size veya sizi anlamlarında kullanılır.your: senin, sizin