Şehir Üniversitesi gerçekleri « Kamudan Ajans

SON DAKİKA

Şehir Üniversitesi gerçekleri

İstanbul Şehir Üniversitesi’nin borçları nedeniyle kapanacak duruma gelmesi uzun süredir gündemi meşgul ediyor. Şehir Üniversitesi ve Halkbank merkezinde yaşanan ve sürekli manipüle edilen açıklamaların ardında ise hukuki ve finansal bir süreç bulunuyor.


Web Banner

İstanbul Şehir Üniversitesi’nin hükümeti ve Halkbank’ı hedef göstererek kendilerine operasyon yapıldığı iddiaların gündemi meşgul etmeye devam ediyor. Üniversite, kuruluşunda destek veren finans kaynaklarını kaybettiği ve kuruma yapılan bağışlar da azaldığı için bir süredir mali sorunlar yaşıyordu. Hukuki ve finansal süreçlerin ardından Şehir Üniversitesi çektiği mali zorluklar ve yönetimsel hatalardan dolayı borçlarını ödeyemeyecek duruma gelirken tüm bu yaşananların tek sebebi olarak borcunu tahsil etmeye çalışan Halkbank’ı hedef göstererek üniversitenin operasyona uğradığını duyurdu. Konuyla ilgili sosyal medya, gazeteler ve internet siteleri üzerinden birçok spekülasyon yapılırken her açıklama ya da haber başka soru işaretlerini beraberinde getirdi. İşte Şehir Üniversitesi konusunda yaşananlar…

 

 

DAVUTOĞLU İMZASIYLA ARAZİ TAHSİS EDİLDİ

Özelleştirme Yüksek Kurulunun 29.05.2015 tarihli kararı ile Tekel İşletmeleri Genel Müdürlüğünün mülkiyetinde bulunan Dragos’taki araziler İstanbul Şehir Üniversitesi’ne o dönem Başbakan olan Ahmet Davutoğlu’nun da imzasıyla devredildi.

 

 

O ARAZİ İPOTEK EDİLEREK HALKBANK’TAN KREDİ ÇEKİLDİ

Üniversite, hibe edilen bu arazileri ipotek ederek Kartal/Dragos’ta kampüs inşası için Halkbank’tan 2016-2018 yılları arasında toplam 370 milyon TL kredi kullandı.

MİMARLAR ODASI’NIN İTİRAZIYLA ARAZİ TAHSİSİ KARARI İPTAL EDİLDİ

TMMOB Mimarlar Odası, bahsi geçen arazinin Şehir Üniversitesi’ne devredilmesine ilişkin kararın iptali için başvuru yaptı. Danıştay 13. Dairesi, 04.07.2019 tarihli kararı ile söz konusu taşınmazın mülkiyetinin İstanbul Şehir Üniversitesi’ne bedelsiz olarak devredilmesi kararını iptal etti.

İptal kararında “Vakıf yükseköğretim kurumlarına taşınmazın mülkiyetinin bedelsiz olarak devredilmesi konusunda davalı idarenin takdir yetkisinin bulunmadığı anlaşıldığından uyuşmazlık konusu taşınmazın mülkiyetinin bir vakıf yükseköğretim kurumu olan müdahil üniversiteye ‘bedelsiz olarak’ devredilmesine ilişkin dava konusu işlemde bu yönüyle 4046 sayılı Kanuna uygunluk bulunmamaktadır.” denilmiştir.

O ARAZİ MALİYE HAZİNESİNE DEVREDİLDİ

Yürütmenin durdurulması ve iptal kararının İdari Yargılama Usul Kanununun (İYUK) 28. maddesi uyarınca uygulanmasını teminen 237 numaralı parselin tapuda Sümer Holding’e iade edilmesi gereği doğdu.

Bu çerçevede arazi mülkiyetinin Maliye Hazinesine devrini sağlayacak şekilde hazırlanan yeni bir ÖYK karar taslağı hazırlandı ve Cumhurbaşkanı’nın tensipleriyle 15.08.2019 tarihinde yayınlandı.

Cumhurbaşkanlığı Kararı ile söz konusu parselin mülkiyeti hukuki olarak Maliye Hazinesine intikal etti. Taşınmaz bundan sonraki süreçte Milli Emlak Genel Müdürlüğü’nün tasarrufu altına girdi.

ÜNİVERSİTE, HALKBANK’I HEDEF GÖSTERDİ

Şehir Üniversitesi’nden 14.10.2019 tarihinde bu hukuki ve idari süreç manipüle edilerek yapılan açıklamada, “üniversiteyi mali zafiyete düşürerek çalışamaz hale getirmeyi amaçlayan kasıtlı girişimler” söz konusu olduğu iddia edilmiş ve şunlar kaydedildi:

* “Halkbank’tan temin edilen kredi için mevcut kampüs alanı ve Tuzla’da bulunan arazimiz teminat olarak gösterilmiştir. TMMOB tarafından kampüs arazisinin devri ile ilgili açılan kasıtlı dava üzerine Halkbank üniversitemize tahsis ettiği kredi limitlerinin kullanılmasına izin vermemiştir. Bununla birlikte geçen yıl yaşanan ekonomik kriz ve ülkemizin içinden geçtiği olağanüstü şartların da etkisi ile ödeme takviminde kısa süreli bir aksama yaşanmıştır.

* Ödeme planında meydana gelen sorun üzerine banka ile yapılan görüşmelerde önemli bir ilerleme sağlanmıştır. Üniversitenin bankaya verdiği gelecek projeksiyonu ve ödeme planıyla ilgili kredi borcunun ödenebileceği anlaşılmış ve iki kurum yetkilileri bu konuda 09.10.2019 tarihinde fikir birliğine varmıştır. Hal böyle iken sadece iki gün sonra, 11.10.2019 tarihinde Halkbank, dürüstlük ilkesine aykırı şekilde Üniversite’nin bankalardaki tüm varlıklarına tedbir koydurmuştur.

* İyi niyetten uzak bu girişim neticesinde ortaya çıkan bu durum, bir hukuk devletinde yaşanmayacak boyutlar içermektedir. Üniversitemizin hesaplarında tüm ihtiyaçlarını görecek, tüm ödemelerini yapacak, sorumluluklarını yerine getirecek kaynağı vardır. Nitekim bugüne kadar üniversitemiz gerek eğitim-öğretimin sürdürülmesi gerekse mali yükümlülüklerini yerine getirmesi konusunda herhangi bir aksaklık yaşamamıştır.

* Burada amaç, alacaklarını temin etme konusunda sorun yaşamayacak olan bankanın çıkarlarını korumak değil, başarılı bir yükseköğretim kurumunu çalışamaz hale getirmektir. ŞEHİR’e baskı kurmak, meşru haklarını ihlal etmek önce bu ülkenin öğretim görevlilerinin, parlak gelecek hayali kuran gençlerinin sonra da bu ülkenin eğitimine güvenerek gelen uluslararası öğrencilerimizin haklarını ve eğitim idealini gasp etmektir. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiçbir üniversitede öğrenciler, öğretim elemanları, öğrenci aileleri finansal bir anlaşmazlık nedeniyle cezalandırma yoluna gidilmemiştir. Bu sadece mali bir karar değil, aynı zamanda eğitim-öğretim hayatına vurulmuş bir darbedir.”

HALKBANK: HER TÜRLÜ KOLAYLIĞI GÖSTERDİK. BORCU ÖDEYEMEDİLER

Halkbank tarafından 15.10.2019 tarihinde yapılan açıklamada ise “üniversitenin yaptığı açıklamanın gerçeği yansıtmaktan uzak olduğu” belirtilerek, şunlar kaydedildi:

* “İstanbul Şehir Üniversitesi, Bankamızdan kullanmış olduğu kredileri vadesinde geri ödememiş, bu süreç içerisinde birçok defa ödeme kolaylığı sağlanmasına rağmen yükümlülüklerini yerine getirmemiştir.

* İstanbul Şehir Üniversitesi tarafından Bankamıza sunulan geri ödeme projeksiyonlarının tutmaması, kredilerin teminatına alınan ipoteklerin teminat vasfını yitirmesi ve yapılan görüşmelerden de sonuç alınamaması üzerine, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun getirdiği kamusal sorumluluk gereği, alacağın tahsili süreci başlatılmıştır.

* Gerçekleştirilen takip işlemleri mevzuata, bankacılık teamüllerine ve taraflar arasında imzalanan sözleşmelere uygundur.”

HALKBANK: TEMİNATLARI YOK. GELİRLERİ YOK. GERÇEKÇİ ÖDEME PLANI YOK

Halkbank’tan konuya ilişkin alınan bilgi notunda da “üniversitenin 2016 yılında kredi için bankaya başvurduğu zaman öngörülen öğrenci sayısı ve cironun yıllar itibarıyla gerçekleşmediği, bağışların da kesilmiş olması nedeniyle üniversitenin beklenen geliri üretemediği, 2019 yılı Mart ayından sonra kredi anapara ve faiz geri ödemelerinde gecikmeler yaşanmaya başladığı, ancak üniversitenin geciken tutarları geri ödeyebilmesi için vade ötelemesi de dahil olmak üzere banka tarafından birçok kolaylık sağlandığı” ifade edilmiş ve şu hususlar belirtildi:

“Üniversite’ye ilk ihtar 03.04.2019 tarihinde çekilmiş ve Üniversite’nin durumunu düzeltmesi beklenmiştir. Ayrıca, öğrencilerin mağdur olmaması ve gereken tedbirlerin alınması için YÖK’e 24.07.2019 tarihinde Bankamızca bilgi verilmiştir.
Diğer taraftan, Kartal/Dragos’ta Bankamızın teminatını teşkil eden ve bitişik halde bulunan parsellerden merkezdeki en büyük ve en önemli parselin Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından Üniversite’ye yapılan tapu devrinin iptali için Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği tarafından dava açılmıştır. Danıştay 13. Dairesi tarafından görülen davada, devrin iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle, teminatımızın iktisadi bütünlüğü bozulmuş ve kredi alacağımız önemli derecede teminatsız kalmıştır.

HALKBANK: “ÜNİVERSİTE İLE FİKİR BİRLİĞİNE VARILDI” İFADESİ DOĞRU DEĞİL

* Bu dönem içerisinde Üniversite yetkilileri ile yapılan görüşmelerde, gerek vadesi geçmiş gerekse vadesi gelecek anapara ve faiz geri ödemelerinin hangi kaynaklarla ve ne şekilde yapılabileceği ile ilgili olarak gerçekçi bir projeksiyon alınamamıştır.

* Kredi anapara ve faiz geri ödemelerinde yasal süre olan 90 günün üzerinde gecikme olması, kredi alacağımızın teminatsız kalması ve Üniversite yönetiminin borçların geri ödenmesi ile ilgili gerçekçi projeksiyonunun bulunmaması nedeniyle Bankamız tarafından 30.09.2019 tarihinde takip süreci başlatılmıştır. Gerçekleştirilen takip işlemleri mevzuata, bankacılık teamüllerine ve taraflar arasında imzalanan sözleşmelere uygundur. Yasal takip tarihindeki Bankamız alacağı toplam 412 Milyon TL’dir.

* Üniversite yönetimince 14.10.2019 tarihinde içeriği gerçeklerden uzak bir basın açıklaması yapılarak; yapılan işlemin yasalar, bankacılık teamülleri ve iyi niyet kuralları ile bağdaşmadığı, işlemin amacının Üniversite’yi çalışamaz hale getirmek olduğu duyurulmuştur. Bu açıklamada yer verilen, kredi borcunun ödenebileceğinin anlaşıldığı ve iki kurum yetkililerinin 09.10.2019 tarihinde fikir birliğine vardığı ifadesi doğru değildir.

* 18.10.2019 tarihinde ihtiyati haczin kesin hacze çevrilmesi için ilamsız takip başlatılmış olup, hukuki süreç devam etmektedir.”

 DAVUTOĞLU: ÜNİVERSİTE’YE KARŞI SİYASİ KAMPANYA YAPILIYOR

 Konuyla ilgili 04.11.2019 tarihinde sabah.com.tr’de yayımlanan bir haberde Ahmet Davutoğlu’nun Şehir Üniversitesi’ne usulsüz şekilde arazi tahsis ettiği haberi yapıldı. Bu haber üzerine Ahmet Davutoğlu yaptığı açıklamada, hukuki, idari ve finansal teamüller çerçevesinde atılan bir adıma ilişkin konuyu farklı bir alana çekerek “ülkede siyasetin, alternatif görüşün ve son tahlilde milletin önünün kesilmeye çalışıldığını, İstanbul Şehir Üniversitesi’ne karşı kasıtlı bir siyasi kampanya başlatıldığını” savundu.

CHP HEYETİNDEN ÜNİVERSİTEYE DESTEK ZİYARETİ

Ahmet Davutoğlu’nun Şehir Üniversitesi’ne karşı siyasi kampanya yapıldığı yönündeki açıklamasından sonra 20 Kasım 2019’da CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı beraberindeki heyetle birlikte İstanbul Şehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Peyami Çelikcan’ı ziyaret etti. Ziyarete CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu, İstanbul Milletvekili Zeynel Emre, PM üyeleri Prof. Dr. Yüksel Taşkın, Prof. Dr. Burhan Şenatalar, YDK Üyesi Tuba Torun, İstanbul Kadın Kolları Başkanı Yeşim Ağırman ve İstanbul İl Gençlik Kolları Başkanı Burkay Düzce de katıldı.

CHP heyeti, görüşmede Halkbank tarafından alınan karara tepki gösterirken İstanbul Şehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Peyami Çelikcan’dan hukuki süreçle ilgili bilgi aldı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kağan Salıcı konuyla ilgili yaptığı açıklamada “Şehir Üniversitesi’nde hukuki çerçeve adı altında, siyasi bir mesele oluşmuş durumda. Üniversite öğrencilerini, çalışanlarını, üniversitenin bilimsel çalışmasını mağdur eden ve engelleyen bir süreç yürüyor. Biz bu sürecin bir an önce hukuk eliyle sonlanmasını; adaletin yerini bulmasını ve konunun öğrencilerin, akademik özgürlüğün, velilerin, üniversite çalışanlarının lehine sonuçlanmasını bekliyoruz. Umarım sonuç bu şekilde olur’’ dedi.

Web Banner
Web Banner