Şaka gerçek oldu! « Kamudan Ajans

SON DAKİKA

Şaka gerçek oldu!

Yeni Akit yazarı Zekeriya Say, WhatsApp’ın aldığı son kararı, Cem Yılmaz’ın “Muhittin Topalak ve Kezban” şakası üzerinden değerlendirdi.


Web Banner

İşte Zekeriya Say’ın “CIA, Muhittin Topalak ile Kezban’ın peşinde” başlıklı o yazısı;

“Esasında bu hafta, Marmara Üniversitesi’nden Doç. Dr. Bilal Yorulmaz ile öğretmen Tuğba Sarımsakçı Akar’ın, komedyen Cem Yılmaz’ın 3 filmini izleyerek hazırladıkları bir makaleden bahsetmek istiyordum. “Cem Yılmaz Filmleri’nin Din ve Değerler Açısından İncelenmesi” başlıklı makale, gençlere “rol model” olarak sunulan ağzı bozuk komedyenin, filmlerinde; “cinselliğe”, “dekolteye”, “eşcinselliğe” hatta dini boyutu bir yana, “rol icabı bir maymunla ilişkiye girerek” tıbbî olarak bir cinsel davranış bozukluğu kabul edilen “zoofili”ye bile yer verirken, halkının yüzde doksanından fazlasının Müslüman kabul edildiği bir ülkede, “ima yoluyla” da olsa ibadetlere hiç yer vermediğini gözler önüne sermesi bakımından önemliydi. Fakat Yılmaz’ın filmlerinin artık eskisi gibi izlenmediğini hesaba katınca, daha önemli bir konudan bahsetmenin uygun olacağına karar verdim.

Malumunuz WhatsApp, dikte ettiği zorunlu güncellemeyle, kullanıcılarının kişisel verilerini üçüncü taraflara pazarlamaya hazırlanıyor. Tabii, kimileri Cem Yılmaz adlı “Hokkabaz”ın, Türk halkını “Muhittin Topalak” ile “Kezban” adlı iki vasat karakterle özdeşleştirdiği bir şovunda, insanların sosyal medya hesaplarından takip edilme endişesini, “CIA peşimde” şeklindeki söylemlerle dalga konusu yapsalar da birileri hakikaten insanların kişisel verilerini önemsiyor. Hem de sandığınızdan daha fazla.

Örneğin, İsrail…

Son yıllarda Kudüs’e giden Türk vatandaşları, ilginç olaylarla karşılaşıyorlar.

İsrail tarafından tutuklanarak günlerce sorgulanan Türklere, sorgu sırasında özel hayatlarından tutun da evveliyatı yıllar öncesine uzanan sorular bile soruluyor.

Üç yıl önce, Filistin meselesine dikkat çekmek amacıyla Kudüs’ü ziyaret eden AK Partili İBB Meclis üyelerinden Adnan Yılmaz ile Mehmet Acar ve CHP’li Seyit Ali Aydoğmuş, Ben Gurion Havalimanı’nda alıkonulmuştu. AK Partili üyeler, 1-2 saatlik sorgudan sonra serbest bırakılırken, CHP’li Aydoğmuş’un sorgusu tam 4 saat sürmüştü. Dört saatlik sorguda, CHP’li Aydoğmuş’u en çok şaşırtan ve tedirgin eden şey, geçmişiyle ilgili bilgilere İsrail’in nasıl ulaştığı olmuştu. CHP’li Aydoğmuş, bakın sorgu anını nasıl aktarıyor:

“Tercüman beni başta ‘Sana sordukları soruların cevaplarını biliyorlar. Onun için mümkün olduğu kadar doğru cevap ver’ diye uyardı. Bana, ’12 Eylül’de cezaevine alındın mı? 3 tane mi çocuğun var? 15 Temmuz darbe girişiminde ne yaptın?’ gibi sorular sordular. Garipsediğim yanı, benim 1980’den bu yana gözaltılarım, çocuklarımın durumu, sendikacılık yaptığım bilgisinin İsrail’in elinde olması.”

Bir diğer örnek ise 2017’nin ocak ayından. Siyonistler tarafından gözaltına alınan Yrd. Doç. Dr. Cemil Tekeli, 26 günlük İsrail zulmünü Anadolu Ajansı’na şöyle anlatmıştı:

“Binlerce soru sordular. İlk 2 gün ‘bildiklerini anlat’ dediler. Ben hiçbir şey anlatmadım. Daha sonra resimlerden ve daha başka yerlerden, hayatımda görmediğim, bilmediğim benimle ilgili, başkalarıyla ilgili resimler getirdiler ve ‘anlat’ demeye başladılar.” Gördüğü fotoğraflar karşısında şaşıran Tekeli, “Whatsapplarımız, dijital ortama girmiş olduğumuz hiçbir şeyimiz gizli değil.” diyerek, ilk kez açıkça İsrail’in kişisel verilerine WhatsApp sayesinde ulaştığını açıklamıştı.

Katil devlet İsrail’in, hiçbir gerekçe göstermeden gözaltına aldığı ve 21 gün boyunca esir tuttuğu ve 8 farklı MOSSAD ajanı tarafından sorguladığı Orhan Buyruk da, “Suyu neden sağ elinle içiyorsun?” sorusundan başka sorgulamanın genel olarak “Whatsapp konuşmaları” üzerinden yapıldığını söylemişti.

Hakeza!..

İstanbul’daki Suudi Başkonsolosluğu’nda vahşice öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın eski çalışma arkadaşı Ömer Abdulaziz’in açıklamaları da İsrail’in WhatsApp üzerindeki etkisini ortaya koymuştu. Abdulaziz yaptığı açıklamada, WhatsApp yazışmalarının İsrailler tarafından ele geçirildiğini belirterek “Kaşıkçı’nın öldürülmesinde WhatsApp yazışmaları rol oynamış olabilir” demişti.

Bu iddiaların ardından, ürettiği siber casusluk silahlarını hükümetlere satan İsrailli şirket NSO Group’un “Pegasus” isimli casus yazılımı sayesinde Cemal Kaşıkçı’nın WhatsApp yazışmalarına ulaşıldığı iddia edilmiş…

WhatsApp da muhtemelen bilgileri üçüncü taraflara sattığını gizlemek için İsrail merkezli NSO Group’a göstermelik bir casusluk(!) davası açmıştı.

Özetle!…

WhatsApp’ın, size dikte ettiği zorunlu güncellemesinin esasen bir önemi yok.

Zira ulaşmak istedikleri o veriler yıllardır zaten ellerinin altındaydı.

Bu güncellemeyle, 2 milyara yakın kullanıcısına ilk kez haber vermiş oldu, o kadar.

Bir atasözü der ki; “Bedava peynir ancak fare kapanında olur.”

Sahi, şimdiye kadar kullandığımız WhatsApp’ın neden ücretsiz olduğunu hiç düşündünüz mü? Ya da Facebook, Twitter, Instagram gibi şirketlerin “amme hizmeti” verdiği sanrısına kapıldığınız oldu mu?

Eğer bu zehaba kapılmışsanız, yanlış yapmışsınız.

Wikileaks’ın kurucusu Julian Assange’ın dediği gibi…

“Cep telefonu aslen bir izleme cihazıdır, ara sıra görüşme yapmanıza da izin verilir.”

Anlayacağınız, CIA her zaman “Muhittin Topalak” ile “Kezban”ın peşindeydi.”

Web Banner
Web Banner