Herkese için Eğitim Kampanyası Sonuçları Ne Anlatıyor? « Kamudan Ajans

SON DAKİKA

Herkese için Eğitim Kampanyası Sonuçları Ne Anlatıyor?


Web Banner

Herkes için Eğitim (EFA) UNESCO’nun eğitim alanında geliştirdiği çok önemli programlardan birisidir. Program 1990 yılında düzenlenen Herkes İçin Eğitim Konferansı’nda başlatılmış ancak program hedefleri çok önemli ve yaşamsal olmasına karşın başlatıldığı yıl ülkelerin taahhüt ettikleri hedeflere ulaşılması mümkün olmamış, bu nedenle de programın başlatıldığı dönemden 10 yıl sonra 2015 hedefleri saptanmıştır.

Herkes için eğitim çocukların, gençlerin ve yetişkinlerin temel eğitimden yararlanmasını hedefleyen küresel bir programdır. Programın temel ilgi alanları; temel eğitim, yetişkin okur-yazarlığı, cinsiyet eşitliği daha doğrusu eşitsizliği ve eğitimde kalite sorunu gibi konulardır.

UNESCO’nun 2015 yılına kadar gerçekleştirilmesi amacıyla çocuklar, gençler ve yetişkinler için uluslararası düzlemde belirlenmiş olan altı hedefi bulunmaktadır. Buna hedefler şu şekildedir;[i]

Hedef 1: Okul Öncesi Bakım v e Eğitim.

Hedef 2: İlköğretimde Okullaşmanın Evrenselleştirilmesi.

Hedef 3: Gençlerin ve Yetişkinlerin Becerilerinin Geliştirilmesi.

Hedef 4: Yetişkin Okuryazarlığı.

Hedef 5: Cinsiyet Eşitliği.

Hedef 6: Eğitim Kalitesi.

Hedeflere ulaşma açısından 2015 sonuçları tek tek değerlendirildiğinde şu hususlar tespit edilmiştir;

Hedef 1: Okul Öncesi Bakım v e Eğitim

Çocuk ölüm oranlarındaki % 50’lik düşüşe rağmen, 2013 yılında 6,3 milyon 5 yaş altı çocuğun, çoğunlukla önlenebilir vakalardan dolayı hayatını kaybettiği; çocuk beslenmesi konusunda önemli iyileşmeler sağlanmakla beraber, halen dünyada dört çocuktan birinin beslenme eksikliği nedeniyle yaşına göre kısa boylu olduğu; 2012 yılında 184 milyon çocuğun okul öncesi eğitimde yer aldığı ve bunun 1999 yılına göre 2/3’lük bir artış teşkil ettiği vurgulanmaktadır.

Hedef 2: İlköğretimde Okullaşmanın Evrenselleştirilmesi

İlköğretimdeki okullaşma oranının 1999’da % 84 iken, 2015 yılında % 93 olarak gerçekleşmesinin beklendiği; özellikle Sahraaltı Afrika ülkelerinde okullaşma oranlarında önemli artış yaşandığı; yine de halen 58 milyon çocuğun okula gidemediği; okulu terk oranlarının endişe verici olduğu ve Sahraaltı Afrika’da % 20’ye ulaştığı; 2015 yılı itibarıyla her altı çocuktan birinin, yani yaklaşık 100 milyon çocuğun ilköğrenimini tamamlayamayacağı belirtilmektedir.

Hedef 3: Gençlerin ve Yetişkinlerin Becerilerinin Geliştirilmesi

Erken dönem ortaöğretimde okullaşma oranının 1999’da % 71 iken, 2012’de % 85’e ulaştığı; ancak ilköğretimden ortaöğretime geçişte yüksek gelirli ve düşük gelirli ülkeler arasındaki dengesizliklerin sürdüğü; 1999 yılından bu yana 94 ülkenin parasız ortaöğretime geçtiği ifade edilmektedir.

Hedef 4: Yetişkin Okuryazarlığı

Dünyada 781 milyon okur-yazar olmayan yetişkin bulunduğu; 2000 yılında % 18 olan okur-yazar olmayan yetişkin oranının ancak % 14’e düşürülebildiği; dolayısıyla bu oranın yarı yarıya azaltılması hedefine ulaşılamadığı; bu konuda cinsiyet eşitliğinin sağlanması konusunda ilerleme kaydedilmekle beraber, tam eşitliğe keza ulaşılamadığı belirtilmektedir.

Hedef 5: Cinsiyet Eşitliği

İlköğretimde 2015 yılı itibarıyla, ülkelerin % 69’unun cinsiyet eşitliğine ulaşması beklenirken, ortaöğretimde ilerlemenin daha yavaş olduğu ve bu oranın % 48’de kaldığı; özellikle Sahraaltı Afrika’da en fakir kızların, okula hiç gidememe riskine en fazla maruz durumda oldukları vurgulanmaktadır.

Hedef 6: Eğitim Kalitesi

İlköğretimde öğretmen başına düşen öğrenci sayısının, veri elde edilebilen 146 ülkenin % 83’ünde azaldığı; ülkelerin üçte birinde, ilköğretimdeki öğretmenlerin % 75’ten azının ulusal standartlara uygun şekilde eğitim aldığı; erken dönem ortaöğretimde, veri elde edilebilen 105 ülkeden 87’sinde öğretmen başına düşen öğrenci sayısının 30’un altında olduğu; ülkeler tarafından yapılan öğrenme durumu değerlendirmelerinin sayısı 1990 yılında 12 iken, 2013 yılında bu sayının 101’e çıktığı ifade edilmektedir.

Bu hedefler noktasında, programa katılan 146 ülkeden elde edilen verilere göre; EFA’nın her çocuğun okula gidebilmesini sağlamaya yönelik bir çabadan ibaret olarak algılandığı ve gelişmekte olan ülkeler için daha çok anlam ifade ettiği; bu algının eğitim kalitesi, okul öncesi eğitim ve yetişkinlerin eğitimi gibi önemli konulara ilginin düşük kalmasına sebep olduğu; genel olarak bakıldığında, ilköğretimde okullaşmanın evrensel hale getirilmesi hedefine bile ulaşılamazken, diğer iddialı hedeflerde başarıdan söz edilmesinin mümkün olamayacağı; ancak küçümsenmemesi gereken ilerlemelerin de sağlandığı; eğitimde sağlanan ilerlemelerin izlenmesinin önemli gelişim gösterdiği; sonuç olarak, EFA ortaklarının tüm taahhütlerini yerine getirmemiş olmasına rağmen, programın bazı yönlerden başarılı olarak nitelendirilebileceği; eğitimde ilerleme sağlamak için siyasi iradenin büyük önem arz ettiği kaydedilmektedir.[ii]

Bu genel değerlendirmeden sonra hiçbir yorum katmadan Türkiye sonuçlarını sizlere aktarmak istiyorum;

Ülkemiz Orta ve Doğu Avrupa’da çocuk ölüm oranlarının azaltılmasına ilişkin Bin Yıl Kalkınma Hedefine ulaşma ihtimali düşük olan ülkeler arasında gösterilmekte; çocukların beslenmesinde önemli iyileşme sağlayan ülkeler arasında yer verilmekte; okul öncesi eğitim sistemi ve okullaşma oranlarında hızlı ilerleme sağlayan ülkeler arasında gösterilmekte; ilköğretim okullaşma oranlarında 1999 yılından bu yana ilerleme sağlayan ülkeler arasında yer almakta; 2015 itibarıyla okur-yazar olmayan yetişkinlerin oranını yarı yarıya azaltma hedefine ulaşabilen ülkeler arasında gösterilmekte; okur-yazar yetişkinlerin oranlarında kadın-erkek eşitliğinin sağlanmasında büyük ilerlemeler sağlayan ülkeler arasında Türkiye’ye de yer verilmekte; ilköğretimde kız-erkek okullaşma oranları arasında farkların azalmakla beraber, bazı ülkelerde bu farkın halen yüksek seviyelerde olduğu belirtilmekte; ülkemiz, bu alanda cinsiyet eşitliğini sağlamış ülkeler arasında gösterilmekte; 2004 yılında getirilen yeni müfredatla, geleneksel bilgi temelli müfredattan, iletişim, soruşturma, girişimcilik ve bilgi teknolojilerinin kullanımına odaklanan beceri temelli yaklaşıma geçildiği belirtilmekte; Türkiye’deki sınav uygulamaları, müfredat hedefleriyle uyumlu hale getirilmemiş; bu durumun, okulların eğitim alanında başarıyı garanti etmediği anlayışını yerleştirdiği ve özel ders talebinin artmasına yol açtığı. Ülkelerin genelinin ‘Herkes için Eğitim’ performansına ilişkin tabloda, ülkemize 65. sırada ve orta seviyede ilerleme sağlayan ülkeler arasında yer verilmektedir.

[i] UNESCO Türkiye Millî Komisyonu.

[ii] HERKES İÇİN EĞİTİM 2015 RAPORU. http://egitimteorisi.blogspot.com/2015/06/herkes-icin-egitim-2015-raporu.html

Abdullah DAMARabdullah@hotmail.com
Web Banner
Web Banner