Hekim Hakları Platformu’ndan ‘Malpraktis’ açıklaması « Kamudan Ajans

SON DAKİKA

Hekim Hakları Platformu’ndan ‘Malpraktis’ açıklaması

İstanbul Tabip Odası seçimlerine hazırlanan Hekim Hakları Platformu, ‘Malpraktis’ olarak bilinen ‘Tıbbi Hizmetlerin Kötü Uygulanmasından Doğan Sorumluluk’ hakkında hazırlanan kanun teklifine dair görüşünü açıkladı.


Prof. Dr. Adem Akçakaya başkanlığındaki platformun açıklaması şöyle:

“ACELEYE GELMESİN”

“Hekimliği ve hekimleri yakından ilgilendiren son derece hassas ve önemli bir konu hakkında yeterince hazırlık yapılmadan, konunun taraflarından görüş alınmadan ve etraflı bir çalışma yapılmadan söz konusu kanun teklifinin sunulduğu kanaatindeyiz. Hekimliğin ve hekimlerin lehine olan düzenlemelere, saha gerçeklerini ve hekimlerin hissiyatlarını bilen bir platform olarak her türlü katkıyı verme ve bu nevi çalışmaların içerisinde yer alma noktasında ön yargısız olarak hep var olduk ve bundan sonra da olmaya devam edeceğiz. Daha öncede bu tasarıya benzer çalışmalar yapılmış ve tasarılar hazırlanmıştı. Fakat bu güne kadar bu çalışmalar ne yazık ki hep kadük kaldı. Bu tür önemli ve spesifik hususların konsensusla, konunun tüm detaylarını inceleyerek, konunun taraflarının da görüşü alınarak, siyaset üstü bir yaklaşımla hazırlanması gerektiğini ve bu kapsamda her türlü çalışmaya destek olacağımızı bildirmek isteriz.”

“ORTAK AKLIN ÜRÜNÜ OLMALI”

Teklifle ilgili olarak;

1- Tabip Odaları, Meslek örgütleri, saha uygulamalarına hakim hukukçular, hukuk fakültelerinin tıp ile alakalı ceza-idare-tazminat hukuku alanından hocaların da hazır olacağı, ortak akıl ve çok paydaşlı yapılacak bir çalışmanın çok daha faydalı olacağını,

2- Tasarının eksik ve hatalı kısımlarının da bu suretle ikmal ve tasnif edilebileceğini,

3- Her ne kadar çalışmadan tüm sağlık meslek mensuplarına havi bir çalışma niyeti sezilse de çalışmanın dar bir çerçevede yalnızca hekim özelinde ve daha ziyade müeyyide maddeleri içermekte ve ayrıca kullanılan dil de rahatsız edici üsluptadır. Bu sebeple müspet bir dil ve yaklaşımla tekrar kaleme alınması gerektiğini,

4- Tanımlar kısmında davalarda bolca kullanılan bazı kavramların eksik kalmış olduğu ve tamamlanması gerektiğini,

5- Meri mevzuat ile çakışmalar olduğu, bir kısmının tekrar, bir kısmının aynı bir kısmının da daha farklı kaleme alındığı, bu durumda uygulamada karışıklık doğabileceğini,

6- Online muayenelerin Covid-19 salgınında yaygın uygulama alanı bulmasına rağmen dile getirilmediğini,

7- Uygulamada yaygın olan aydınlatılmış onam yerine kullanılan “bilgilendirilerek izin alma” ibaresinin kafa karışıklığı yaratacağını,

8- Vekil hekim kavramının uygulamada kullanılmayan bir kavram olması hasebiyle gereksiz kavram kargaşasına sebebiyet vereceğini, ve bu tanımlanmamış kelimenin kargaşa çıkaracağını,

9- Vekil hekime hastayı yazılı teslim etmenin pratik karşılığının olamayacağını,

“BÜTÜN SORUMLULUK HEKİME YÜKLENEMEZ”

10- Malpraktisten, öncelikle çalışılan kurum ve kuruluşun sorumlu olması hali düzenlenmiş olmakla beraber devam eden maddelerde müşterek ve müteselsil sorumluluktan bahsedilmiş olmasının tenakuz teşkil ettiğini,

11- Hekimle birlikte çalışan sağlık personelinin sorumluluğunun hekime yüklenilemeyeceğini,

12- Tasarının oldukça fazla sayıda ceza maddelerine yer vermesi sebebiyle olumsuz bir tasarı olduğunu değerlendiriyoruz. Oysa Türk Ceza Kanunu tasarıda atıf yapılan birçok düzenlemeye zaten haizdir. Yeni bir suç tanımlanacak ise tipiklik önemli olduğundan yeniden kaleme alınması gerektiğini,

13- “Ağır para cezası” , cezalar bölümde yer almış ve hapis cezası ile aynı maddede yer almaktadır ancak itiraz için kabahatler kanununa atıf yapılmaktadır, oysa meri hukuk sistemimizde “idari para cezası” ve “ adli para cezası” farklı mantıkla düzenlenmektedir. Terminoloji hukuk sistematiğine uygun olmalıdır. İdari para cezası ile hapis cezasının aynı maddede yer almasının hukuk sistematiğimize uygun olmaması bir tarafa uygulamada da karışıklığa yol açacağını,

14- Ceza kısmında “hasta haklarına uymama” şeklinde bir suç tanımlanmış ancak hasta haklarının nelerden ibaret olduğu ve ne şekilde uyulmayacağı tanımlanmadığından “kanunilik” ilkesine aykırı olduğunu,

15- “Uzlaştırma üst kurulu” kurularak görevleri tanımlanmıştır. Kurul, tüm meslekler açısından malpraktis iddialarını inceleyecektir. Ancak Kurulun oluşumunda diğer meslek temsilcilerine yer verilmemiştir. En azından tıbbi uygulamayı yapan meslek mensubuyla aynı meslek ve akademik unvana sahip bir üye bulundurulacağının yazılmasının gerekli olduğu,

16- Üst uzlaştırma kurulu daha önce KHK ile konulmuş ancak çalışmadığı için kapatılmış idi. Bu nedenle kurulun sulh sağlaması ile ilgili fikre katılmakla beraber sisteminin iyi kurgulanması gerektiği,

17- Sigortayla ilgili maddeler de saha pratiğine uygun olarak yeniden kaleme alınmalıdır. Hekim mesleki mesuliyet sigortası (talep esaslı sigorta) çok sorunlu bir poliçe modelidir. Örneğin mesleki faaliyetin bırakılması sonrası sadece 2 yıl koruma sağladığı, üstelik bu korumanın son yıla ilişkin olduğu, geriye doğru ve ileriye doğru 10 yıllık koruma sağlamadan emekli olmanın risk oluşturacağı hususunun gözden kaçırıldığı.

18- Tıbbi hizmetlere ticari yön verilmesi başlıklı kısımda ticari tanıtımlara engel olacak genişlikte yer verilmemiştir. Uygulamada sosyal medya hesaplarında hastaların mahrem yerleri kapatılmadan ve kimliği gizlenmeden dahi yapılan ameliyatlar ile ilgili görseller paylaşılmaktadır. Bu düzenlemenin bu gibi etik dışı uygulamalara engel olma kabiliyetine haiz olmadığı,

19- Hangi maddelerin yönetmelikle detaylandırılacağı belirtilmemiş, sadece bir yönetmelik maddesi konulmuştur. Bu durumun da kanunilik ilkesine aykırılık teşkil edeceği kanaat ve düşüncesindeyiz.