AYM’den zorunlu din kültürü ve ahlak bilgisi dersi kararı « Kamudan Ajans

SON DAKİKA

AYM’den zorunlu din kültürü ve ahlak bilgisi dersi kararı


Anayasa Mahkemesi (AYM), Din kültürü ve ahlak bilgisi dersinden muaf olmak isteyen bir öğrencinin başvurusunun kabul edilmemesini hukuka aykırı diyerek reddetti.

Resmi Gazete’de yer alan karara göre Anayasa Mahkemesi (AYM), din kültürü ve ahlak bilgisi dersinden muaf tutulmak isteyen bir öğrencinin babasının başvurusunun reddedilmesinin Anayasa’ya aykırı olduğunu hükmetti.

Eskişehir’de yaşayan bir aile, 1 Ekim 2009 tarihinde 4’üncü sınıfa giden kızının okuluna başvurarak, çocuğunun din kültürü ve ahlak bilgisi derisinden muaf tutulmasını istedi.


Başvuru reddedildi

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından dilekçeye yanıt verildi. Tebliğ edilen yazıda, “T.C. uyruklu Hristiyanlık veya Musevilik dinlerine mensup öğrencilerin bu dinlerden birine mensup olduklarını belgelendirilmeleri kaydıyla din dersine girmelerinin zorunlu olmadığı’ öne sürülerek başvuru reddedildi.


İslam ibaresini kaldırttı

Ret cevabının ardından Nüfus Müdürlüğüne başvuran baba, kızının nüfus cüzdanındaki İslam ibaresini kaldırmak istedi.

Bu talep üzerine başvurucu ve kızının nüfus cüzdanının din hanesindeki ibare kaldırıldı.

Ardından başvurucu, Eskişehir 2. İdare Mahkemesine yürütmenin durdurulması talebiyle iptal davası açtı.

Mahkeme kararınca davanın yetki yönünden reddine ve dava dosyasının yetkili mahkeme olan Ankara İdare Mahkemesine gönderilmesine hükmedildi.


Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yaptılar

Ankara 1. İdare Mahkemesi, 29 Nisan 2011’de, “Bu içeriği ile dersin zorunlu tutulmasında hukuka uyarlık bulunmadığı” gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verdi.

Alınan karar temyiz aşamasında Danıştay 8. Dairenin 29 Kasım 2011 tarihli kararıyla bozuldu. Bozma kararına karşı yapılan karar düzeltme başvurusu reddedilirken, temyiz üzerine karar Danıştay 8. Dairesi tarafından 13 Kasım 2013’te onandı.

Bunun üzerine başvurucular, 12 Eylül 2014’te Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yaptı.


20 bin lira manevi tazminat kararı çıktı

Başvuruyu değerlendiren yüksek mahkeme, anayasanın 24. maddesinin dördüncü fıkrasında güvence altına alınan “ebeveynlerin eğitim ve öğretimde dini ve felsefi inançlarına saygı gösterilmesini isteme hakkının ihlal edildiğine” oy çokluğuyla karar verdi.

Mahkeme, bu kapsamda başvuruculara 20 bin lira manevi tazminat ödenmesine karar verdi.


“İnançlarına saygı gösterilmesini isteme hakkını ihlal etmiştir”

Kararda, şu ifadelere yer verildi: “Sonuç olarak 2018-2019 eğitim ve öğretim yılına kadar olan dönemdeki din kültürü ve ahlak bilgisi dersi müfredatı, içerik olarak dinler hakkında yansız ve tanıtıcı bilgiler vermek amacıyla zorunlu olması öngörülen din kültürü öğretimi kapsamında değil din kültürü öğretimini aşan, İslam dininin ve onun belirli bir yorumunun eğitim ve öğretimi kapsamında değerlendirilmiştir. Dolayısıyla anılan din kültürü ve ahlak bilgisi dersini kızına aldırmak istemeyen başvurucu için uygun alternatifler sunulmaması, başvurucunun ebeveynlerin eğitim ve öğretimde dini ve felsefi inançlarına saygı gösterilmesini isteme hakkını ihlal etmiştir.

Bununla birlikte ulaşılan bu sonuçtan okullarda Anayasa’nın 24. maddesi kapsamında İslam dininin eğitim ve öğretimini içeren dersler okutulmasının Anayasa’ya aykırı olduğu anlamının çıkarılamayacağı izahtan varestedir. Zira Anayasa Mahkemesi din eğitim ve öğretimi bağlamında kişilere ‘seçenekler sunan, toplumu oluşturan bireylerin bu alandaki yaygın ve müşterek ihtiyaçlarının karşılanmasını kolaylaştıran tedbir ve uygulamaların, bu bağlamda ‘Kur’an-ı Kerim’ ve ‘Hz. Peygamberimizin Hayatı’ derslerinin ortaokul ve liselerde isteğe bağlı seçmeli ders olarak okutulmasının Anayasa’ya aykırı görülemeyeceğini belirtmiştir.” denildi.


“Öğrenci ya da veli istediği dinin eğitimini talep edebilecektir”

Karara karşı oy kullanan üye görüşünde, “Din dersi zorunluluğunun din ve vicdan hürriyetini ihlal eden bir yönünün bulunmadığı, din dersi içeriğinin yeterli bulunmadığı takdirde öğrenci ya da velinin istediği dinin eğitimini veya öğretimini talep edebilecektir. Bunun devlet tarafından yerine getirilmesi de dini veya felsefi inançlara saygı gösterilmesinin gereğidir.” ifadesine yer verildi.