PCR, KPSS, YHS, VS. VS « Kamudan Ajans

SON DAKİKA

PCR, KPSS, YHS, VS. VS


Web Banner

Her sabah yeni bir sorunla uyandığımız, biri bitmeden diğeri ile uğraşmak zorunda kaldığımız sorunlarla enerjimizi tüketmek zorunda mıyız?

Eğitimciler olarak okulların yüz yüze açılmasına bile sevinemedik. Önce “Hikmetinden sual edilmez(!)” bir  Bilim Kurulu kararıyla aşı olmak istemeyen öğretmenler için haftada iki defa PCR testi zorunluluğu getirildi. Teknik olarak aşı olmayanların  haftada iki defa PCR olduğu vakit hastanelerin kitllenebileceği dahi hesap edilmeden  uygulaması istenen bu kararın, yan etkileri  hesap edildi mi bilmiyorum.

Tedbirlere azami titizlik gösterilerek ve aşı karşıtlığının bir siyasal muhalefet hareketine dönüştürmeden, mesele suhuletle yönetmek mümkün iken, adeta sıkıyönetim tedbirlerini çağrıştıran genelgelerle ve hıfzıssıhha kararlarıyla gereksiz  bir gerilim oluşturuldu. Ve bu özensizlik nedeniyle,  özelde mevcut siyasi iktidarı tırtıklayacak, genelde hepimizi yoracak nur topu gibi bir muhalefet hattı daha doğmuş oldu.

Biz PCR dayatması ile cebelleşirken arada  sözleşmeli öğretmenlerin aile birliği atamaları konusu çıktı. Allah’tan, Sayın Bakan’ın meseleyi doğru okumasıyla bir yanlıştan dönüldü ve atamalar olması gerektiği gibi yapıldı.

Biz aile birliği sevincini yaşarken,i Sayın Cumhurbaşkanı. 15 bin Ek Atama müjdesi verdi ve sevincimiz katmerlendi. Tam bir “Oh!” çekecekken, yine bir tartışmalı tarih kararıyla hem bizim hem de atama bekleyen  öğretmen adaylarının sevinci yarım kaldı hevesleri kursaklarda bırakıldı.

Şimdi insanın sorası geliyor:

Sayın Cumhurbaşkanı’nın  tam zamanında bir irade ortaya koyarak ümitlerin kesildiği bir demde verdiği bu Ek Atama müjdesini değersizleştirmeye hakkımız var mı?

Ortada,  adı üstünde bir ek atama var ve bu atamadan yararlanma hakkının öncelikle kime ait olduğunu hepimiz biliyoruz. İtiraf etmeliyiz ki; bir KPSS  sonuçlarının kullanım süresinin biteceği, diğerinin ise henüz  açıklanacağı bir vakitte yapılan bu müjdenin tarih sıkışmasının farkındayız. Herkesi memnun etmek istediğimizde hiç kimseyi memnun edemeyeceğimiz gerçeği  ortada iken böyle basit bir bürokratik hataya gerek var mıydı?

Bu kadarı yetmezmiş gibi buna bir de YHS (Yardımcı Hizmetler Sınıfı) ile ilgili Sayın Bakan’ın imzasıyla çıkan yazı eklendi. Belli ki, İŞ-KUR marifetiyle verilecek temizlik vs işlerinde istihdam edilecek personel sayısı az olunca ve malûm süreçte temizlik çalışanına ihtiyaç fazla olunca böyle bir karar alınma gereği hissedilmiş. Ancak “Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan edecek” bu yol çözümden ziyade daha büyük sorunları tetikleyeceği ortadadır.

Yıllardır İl Milli Eğitim ve İlçe Milli Eğitim müdürlüklerinde memur olarak görevlendirilen YHS çalışanlarının çoğu bu süreçte 2 yıllık yüksek okul okudu, akademik anlamda kendini geliştirdi. İlçelerin ve İl MEM’in yükünü çeken ve yıllardır memur olarak görevlendirilen bu insanların tek celsede ellerine süpürge vermek doğru mudur?

Sayın bakanın ağyârını mâni efradını câmi bir izah yapıldığında alınan  kararı gözden geçirdiğine bu kısa sürede defalarca şahit olduk.YHS çalışanlarının asli görevlerine dönmesini isteyen  Sayın Bakan’ın bu karar sürecinde,  özellikle taşra teşkilatı tarafından yeterince birife edilmediğini düşünüyorum.

Tüm  YHS çalışanlarının Genel İdari Hizmetler sınıfına geçirilmesini tartıştığımız ve talep ettiğimiz bir  süreçte,  bu talimat kâmilen uygulanırsa hem  İlçe MEM’lerde ve  İl Milli Eğitim müdürlüklerinde bilgisayar başına konulacak personel bulunamaz hem de yıllarca eğitimin yükünü çeken arkadaşlarımıza büyük  haksızlık yapılmış olur.

Sözün bitiminde şunu açıkça ifade etmeliyim ki; “Bâde harabil Basra”  noktasına gelmeden,  gerek  PCR, KPSS ve gerekse  YHS bağlamında gündeme gelen tüm bu tartışmaları,  serin kanlı bir şekilde tekrar ele alacak,  azami  fayda ve çalışma barışını önceleyecek çözüm için yeni bir değerlendirmeye ihtiyaç olduğu unutulmamalıdır vesselam!..

 

 İdris Şekerci

Eğitim Bir Sen İstanbul 6 No’lu Şube Başkanı

İdris ŞEKERCİidrissekerci@kamudanajans.com
Web Banner
Web Banner