Köy çocuklarına ‘abi’ desteği « Kamudan Ajans

SON DAKİKA

Köy çocuklarına ‘abi’ desteği

Korona salgını sonrası uzaktan eğitim sürecini ailesinin yanında Tunceli’de geçiren İzmir Amerikan Koleji öğrencisi 16 yaşındaki Baray Karatay, bu dönemi hem köydeki 7 ve 8’inci sınıf öğrencileri ile okulöncesi miniklere ders vererek hem de yaşlılar için çalışarak geçirdi. Toplumda her bireyin eşit imkanlara sahip olmadığını söyleyen Baray, “Öğrendiklerimi köyümdeki öğrencilere aktarmayı kendime borç biliyorum” diyor.


İzmir Amerikan Koleji’nde tam burslu ve yatılı öğrenim gören Lise ikinci sınıf öğrencisi Baray Karatay, korona salgını sürecini geçirdiği Tunceli’de kendi deyimiyle ‘dezavantajlı gruplar’ için aralıksız olarak çalışmalar yürütüyor. Baray, yaz aylarını bir yandan yaşlı ayrımcılığına karşı çalışmalar yaparak, diğer yandan da köyündeki çocukların uzaktan eğitim sürecindeki eksiklerini gidermek ve yaz tatillerini etkinliklerle değerlendirmelerini sağlamak için gönüllü olarak çalışarak geçirdi.

Tunceli’de büyüyen ve ailesinin tek çocuğu olan Baray’ın annesi Prof. Dr. Gülnaz Karatay Munzur Üniversitesinde sağlık alanında öğretim üyesi olarak çalışırken, babası Mahmut Karatay da aynı üniversitede çocuk gelişimi alanında öğretim görevlisi olarak hizmet veriyor. Çocuklarının gönüllülük ilkesiyle çaba sarf ettiği çalışmalardan gurur duyduklarını söyleyen Gülnaz Karatay, “Çocuklardan beklentimiz elbette akademik anlamda donanım sahibi olmaları ancak öncelikli önem insani duyarlılık kazanmış olmaları. Ben, Baray’a destek vererek onun toplumu gözlemleyen, sorunlara çözüm odaklı yaklaşımlar sunan bir birey olarak akranlarına örnek olmasından ve dezavantajlı insanlar için çalışmasından mutluluk duyuyorum” dedi.

‘HER ÇOCUK EŞİT ŞARTLARA SAHİP DEĞİL’

İlk ve ortaokulu Tunceli’de okuduktan sonra özellikle iyi bir dil eğitimi almak için İzmir Amerikan Koleji’ni (ACI) tercih ettiğini söyleyen Baray ise toplumda her bireyin eşit şartlara sahip olmadığına vurgu yapıyor ve düşüncelerini şu sözlerle aktarıyor: “Tunceli’de büyüdüm. Ninem ve dedemin köyüne küçükken giderdim. Orada arkadaşlarım vardı. İmkansızlıklar içinde büyüyen pek çok çocuk var. Özellikle uzaktan eğitim sürecinde dezavantajlı duruma düşen öğrenciler de var. Ben, doğup büyüdüğüm yerdeki çocuklara destek olmak, onların yaşamına ve eğitimine katkı sağlamak istedim. Öğrendiklerimi köyümdeki öğrencilere aktarmayı kendime borç biliyorum.”

Altı yaşından bu yana gitar ve basketbol eğitimi alan Baray, korona nedeniyle uzaktan eğitime geçilmesiyle birlikte Tunceli’ye döndüğünden bu yana çevresine katkı sağlayabilmek amacıyla yaptığı çalışmaları şöyle anlatıyor: “15 öğrenci ile birlikte hafta sonları ders çalıştık, etkinlikler yaptık. 10 öğrenci 7 ve 8’inci sınıf öğrencisiyken 5 çocuk da okulöncesi eğitimi alıyor. Her hafta sonu köyüme gelerek buradaki öğrencilere matematik, sanat, spor gibi derslerde yardımcı oldum. Ayrıca okulöncesi çocuklar için de kitap boyama, oyun ve müzik gibi etkinlikler yaptık. Projelerime devam etmeyi düşünüyorum. Dilerim başka kişilere de ilham olurum.”

YAŞLI AYRIMCILIĞINA KARŞI DA ÇALIŞIYOR

Yaz boyu projelerine devam eden Baray Karatay, geçtiğimiz yıl okulların uzaktan eğitime geçmesiyle birlikte İzmir’den Tunceli’ye dönünce, pandeminin ilk döneminde riskli gruplar içinde yer alan yaşlılara yönelik empatiden yoksun ve ayrımcılık içeren yaklaşımlar olduğunu gözlemlendiğini söyleyerek, “Ninem ve dedemi düşünerek bu duruma bir dur demek istedim. Bu konuda videolar çekip farkındalık yaratmak için youtube üzerinden yayınladım. Tunceli’deki iki yaşlı bakımevini ziyaret edip hediyeler götürdüm. Sohbetler edip, yaşlı insanlara toplum için ne kadar değerli olduklarını yeniden hatırlatmak istedim” diye konuşuyor.

‘DESTEK OLURSAK HER ŞEYİ BAŞARIRLAR’

Salgın sürecinden özellikle teknolojik olanakları kısıtlı köy çocuklarının daha fazla etkilendiğini, onlara elinden geldiğince destek olmaya çalıştığını anlatan Baray Karatay, amacının yurtdışında eğitim almak olduğunu da belirterek sözlerine şunları ekliyor:

“Benim de çocukluğum Tunceli’de geçti. Doğayla iç içe yaşayan köy çocuklarına imkan sunulması durumunda önemli başarılar elde edeceklerine inanıyorum. Her hafta sonu onlarla bir araya gelmekten büyük mutluluk duyuyorum. Etkinliklerden hem çocuklar hem ben büyük keyif alıyoruz. Etkinliklerimizi, korona önlemleri kapsamında mutlaka maskeyle ve sosyal mesafemizi koruyarak yapıyoruz. Köyümdeki kardeşlerime küçücük de olsa bir desteğim olabiliyorsa ne mutlu bana. Herkes elini taşının altına koyarsa, küçücük desteklerle ülkemize, yaşadığımız topluma büyük katkılar sağlayabileceğimize inanıyorum.”