KEM ÂLÂT VE TOPLU SÖZLEŞME.. « Kamudan Ajans

SON DAKİKA

KEM ÂLÂT VE TOPLU SÖZLEŞME..


Yedinci Toplu Sözleşme sürecinde birçok ilki yaşıyoruz. Hem genel görüşmelerde hem de hizmet kollarında teamül dışı gelişmelere tanık olduk. Kamu İşveren Heyeti adına Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanı ilk teklifini sundu. Hani derler ya “Neresinden tutalım bu meseleyi..”  Sayın Bakan Vedat Işıkhan’ın  kamuoyunun huzurunda kabul sınırlarımızın  fersah fersah ötesinde bir teklif sunduğu ortadadır.

 

 Sürecin başında olduğumuz ve henüz ilk teklif olduğu da doğrudur.  17 Ağustos Perşembe günü itibariyle kamu işvereni ikinci teklifini sunacak. Sunulacak bu  ikinci teklifin  sürecin seyrini belirleyeceği aşikardır. Umarız  ikinci teklif sürecinde kamu işvereni, doğrudan veya dolaylı olarak 5 milyon kişiyi etkileyecek tutum değişikliğine gider.

 

Sözün başında yedinci toplu sözleşme sürecinde teamül dışı gelişmelere tanık olduğunuzu ifade etmiştim. Biraz da bu kanaatimiz ile neyi kastettiğimizi  ifade edelim. Bize memuriyetimizin başında öğretilen  devlette devamlılığın esas   olduğudur. Yedincisi gerçekleşecek toplu sözleşmenin bu vakte kadar hem usül itibariyle hem de esas bakımından bir tecrübe ve teamül oluşturması gerekir. Lakin, her toplu sözleşme sürecinde farklı bir durumla karşılaşınca – ister istemez- yine memuriyete başladığınızda bize öğretilen ikinci husus olan devletin dili yazıdır kuralı  geliyor aklımıza.

 

Malûm, toplu sözleşme,  sadece memur sendikacılığında olan bir şey değildir. İşçi sendikacılığında toplu sözleşme on yıllardır yapılır.

 

 Peki, işçilerin toplu sözleşme safahatında olan bizde olmayan nedir?

 

Her şeyden önce kamu görevlileri için öngörülen toplu sözleşme süresi işçi sendikalarına ayrılan süre bakımından az zamanda çok işler başarma performansı isteyen bir sınırlı süreden söz edebiliriz. Bir başka husus ise  biz de ne hikmetse -âmiyane tabirle – sene 1342’de elde edilen kazanımı her seferinde masaya taşıyarak tekrar imza altına almak gibi, izahı gayrı kâbil bir durum söz konusu.

 

Hafızamızı şöyle geriye dönük yollayalım. Beşinci dönem toplu sözleşme görüşmeleri mutabakatsızlık ile sonuçlanınca, dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanı Zehra Zümrüt Selçuk ‘un  geriye dönük kazanımları da  vermemek için nasıl ayak direttiğini  hatırlayan var mı?

 

Kamu çalışanlarının toplu sözleşme düzeni meşhur deve misali gibi. Sormuşlar ya hani “..Boynun niye eğri? ” diye. O da * Nerem doğru ki!’  demiş. Bizdeki toplu sözleşme  tam da böyle. Neresinden tutsak elimizde kalıyor.

 

Hep birlikte yarın açıklanacak ikinci teklifi duyacağız.  Aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık  misali kabul etseniz de etmeseniz de eleştirinin merkezinde olacak kesim belli ne yazık ki!.

 

Sırtında küfe  taşımayan kim varsa kamu işvereni hedefe koymak yerine imza atmasa da yetkili sendikaları eleştirecek sahte hesapların ve  ortada sendikacıyım diye gezen gerçek kişilerin sahte durumlşlarına tanık olacağız.  Dünden bugüne,  altında imzamız olanyüzlerce kazanım  için bir defa teşekkür etmeyen tuzu kuruların, kabul etmediğimiz ve -nihayetinde mutabakatsızlık olduğunda- imzalamadüğımız toplu sözleşmenin faturasını bize kesmeye çalışacak.

 

Sonuç olarak şunun altını çizerek ifade edelim ki  hakem heyeti hükmen mağlubiyete ayarlı bir sistematik içerisinde hizmet kolu itibariyle var olan kazanımların üzerine ne kadar ekleyebilirsek kardır düşüncesiyle süreci sonuna kadar sürdürmek gibi mecburi istikamet  gerçeği ile karşı karşıyayız. Masayı devirmeden masadan ne alabilirsek kardır demeliyiz. Nihayetinde iyi niyetle yürütülen sürecin sonunda genel görüşmelerde mutabakatsızlık olacaksa dahi mevcudu muhafaza imkânı oluşturulabilsin.

 

Acı ama gerçek olan şu ki toplu sözleşme yasası çalışanları ve kamu işveren heyetinin adil şartlarda bir araya geleceği bir değişiklik yapılana kadar durum budur.

 

Ne diyelim Kem âlat ile kemâlât olmaz!..

 

İdris Şekerci

Eğitim Bir Sen İstanbul 6 Nolu Şube Başkanı

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İdris ŞEKERCİidrissekerci@kamudanajans.com