Bloomberg haber ajansı, Türk seçmenlerin sandığa gitmesine üç haftadan az bir süre kala aralarında Şanlıurfa, Adıyaman ve Kahramanmaraş’ın da bulunduğu güney illerinin nabzını tuttu. “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin muhafazakar ve büyük ölçüde kırsal olan güneydoğu kesiminde yıllardır siyasi olarak dokunulmaz oldu” diyen Bloomberg, geçmiş seçimlerde Erdoğan ve partisinin bölgedeki oyların üçte ikisini kazanmayı başardığını hatırlattı.

Muhaliflerin ve kararsız seçmenlerin hala azınlığı oluşturduğu bölgede Erdoğan’ın büyük bir avantaja sahip olduğunu belirten ajans, Erdoğan’ın en zorlu seçim yarışıyla karşı karşıya olduğunu savundu. Bloomberg, buna rağmen çoğu anket ve analiste göre Erdoğan’ın yenilme şansının az olduğunu yazdı.

WSJ’NİN GÖZÜNDEN KAYSERİ

Amerikan Wall Street Journal gazetesi, Kayseri’nin nabzını tuttuğu haberini ‘Erdoğan ekonomi nedeniyle en büyük meydan okumayla yüz yüze’ başlığıyla sundu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geride kalan 20 yıllık iktidarında milyonlarca Türkü orta sınıfa yükselttiğini hatırlattı.

Mevcut ekonomik zorluklara depremlerin eklendiğini belirten gazetenin muhabirleri, seçimlere günlere kala gezdikleri Kayseri’yi Türkiye’nin merkezinde etrafı dağlarla çevrili 1 milyonluk bir şehir ve Erdoğan’ın anakayalarından biri olarak niteledi.

Kayseri’de bir önceki seçimde yüzde 70 oy alan Erdoğan’ın siyasi kariyerini hatırlatan Wall Street Journal, 14 Mayıs’ta ekonominin belirleyici olacağı yorumunu yaptı.

DİKKAT ÇEKEN İDDİALI DIŞ POLİTİKA

France 24 kanalı ise, ‘Batı ve Rusya Türk seçimlerini nasıl görüyor?’ başlıklı analizinde 14 Mayıs’taki seçimin Batı başkentleri ve Moskova’da şevkle takip edildiğini bildirdi.

Erdoğan’ın iddialı dış politikasıyla son yıllarda fazlasıyla dikkat çektiğini kaydeden France 24, İsveç’in NATO üyeliğine Ankara’nın vetosunu örnek gösterdi. İskandinav ülkesi İsveç, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması üzerine yaklaşık 200 yıllık tarafsızlığına son verip dünyanın en büyük askeri ittifakına katılma kararı aldı. Türkiye, Stockholm yönetiminin terör örgütlerine verdiği destek nedeniyle İsveç’in üyeliğine kırmızı ışık yakıyor.

Halihazırdaki seçim kampanyasında daha acil konular nedeniyle dış politikanın ikinci planda kaldığını belirten France 24, uluslararası ilişkilerin ortalama bir Türk seçmeni için yan başlık olsa dahi muhtelif yabancı güçler için Türkiye’deki seçimlerin çok önemli olduğunu yazdı.

Rusya’nın açık şekilde Erdoğan yönetimini desteklediğini savunan Tom Wheeldon imzalı analiz, Washington merkezli Orta Doğu Enstitüsü ile St. Lawrence Üniversitesi’nin Türkiye araştırmacısı Howard Eissenstat’nın görüşlerine yer verdi. Moskova’nın Türkiye’deki seçim sonucunu çok dikkatli bir şekilde izleyeceği yorumunu yapan Eissenstat, Rusya’nın Erdoğan’ın zaferini umut edeceğini savundu.

2015’te bir Rus savaş uçağının düşürülmesiyle Ankara ve Moskova arasında kopan iplerin bir süre sonra yeniden onarıldığını hatırlatan France 24, tarafların Suriye, Libya ve Dağlık Karabağ’da karşıt taraflarda olsa da ikili ilişkilerin kısa sürede derinleştiğini hatırlattı.

‘KARŞIDAN ESEN TÜM RÜZGARA RAĞMEN…’

2016 yılındaki darbe girişiminin Türkiye ile Batı ilişkilerinde bir ‘ürperti’ye yol açtığı yorumunu yapan televizyon, Erdoğan’ın Rusya ile yakınlaşıp 2017 yılında S-400 füze sistemi almasıyla bir kırılma yaşandığını yazdı. S-400’lerin bir NATO üyesi için kırmızı çizgi olduğunu savunan analist Tom Wheeldon, Moskova’nın ise bu seçimlerden önce doğalgaz ödemelerini ertelediğini kaydetti..

Erdoğan’la yarışan muhalif ittifakın Batıya olumlu sinyaller gönderdiğini dile getiren France 24’e konuşan analistlere göre, seçimleri sessizce izleyen Avrupa ve ABD muhalefeti destekliyor.

Uluslararası ve Stratejik Araştırmalar Merkezi’nden Jeffrey Mankoff, Erdoğan’ın Batı karşıtı duyguları harekete geçirmekte oldukça etkili olduğunu söyleyip ekliyor:

“Karşıdan esen bütün rüzgara rağmen Erdoğan’ın yeniden seçilebileceğine dair makul bir algı da var. Neden onunla aralarını daha da açsınlar ki?”

Ankara’nın Avrupa Birliği ile halihazırda yaşadığı sorunları sıralayan France 24, şartlar ne olursa olsun Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin üyelik sürecinde en büyük sorun olmaya devam edeceğini belirtti.

Ankara-Washington hattında yeni dönemde çözülmeyi bekleyen sorunlar olduğunu da hatırlatan analiz, ‘Daha az zor ancak yine de zor’ yorumunu yaptı.