Sağlık çalışanları cephesi bildiğiniz gibi … « Kamudan Ajans

SON DAKİKA

Sağlık çalışanları cephesi bildiğiniz gibi …


11 Mart 2020 tarihinde ülkemize giren bu küresel kriz, doğrudan sağlık alanıyla ilgili olduğu için fıtratı gereği cepheden asla kaçmayan sağlık emekçileri yine kovid-19’a karşı amansız bir mücadeleye başladılar.
Yüzlerce arkadaşımız ve aile fertleri bu mücadele neticesinde hayatlarını kaybettiler. Sürecin en başında kullanacak maske bulamadılar, kendi imkanlarıyla korunmaya çalıştılar. Vazife gereği kamuya ait araçlarla filyasyon çalışması yaparken yer yer kendi araçlarını ve cep telefonlarını kullandıkları gibi üstüne birde işgüzar trafik müfettişlerinin kestiği trafik cezalarını ödemek durumunda bırakıldılar.
Öğretmenlerimiz hiç kimse kendilerine öyle bir ithamda bulunmadığı halde “biz bakıcı değiliz” diyerek ortaya çıkarak, kreş ve anaokullarının kapalı tutulmasını sağladılar ve olan yine fedakar sağlık çalışanlarına oldu, çocukları ortada kaldı. Her sabah “bugün çocuğumu nereye bıraksam” düşüncesiyle en ön safında mücadele ettikleri pandeminin her türlü dayağını yine sağlık çalışanları yemiş oldu…
Genel merkezimizin yoğun gayretleri neticesinde kısa bir süre sonra kreşler ve ana okulları açıldı ancak kreşi kapalı olduğu için komşusuna emanet ettiği 2 çocuğunu yangında kaybeden Çorum’lu Fatma hemşirenin acısını dindirmek mümkün müdür bu saatten sonra?…..
Peki tüm bunların yanında öteden beri süregelen ücret adaletsizlikleri son mu buldu?
Sağlık çalışanlarının iş yükü mü azaldı?
Mesaileri mi kısaldı?
Ücretleri mi arttı?
Şiddet vakaları eksildi mi?
Hayır, hayır, hayır… Hepsinin cevabı hayır yaşayarak test ettiğiniz gibi değerli dostlar…
Pandemiyle birlikte sağlık çalışanlarının yükü kat be kat arttı. Nöbet sayıları arttı, aldıkları ücretler azaldı. Hatta Maliye bakanlığının yer yer ucun koklattığı destekler haricinde sağlık çalışanlarının gelirleri pandemi öncesinden daha az hale geldi…
Peki bunca fedakarlık ve olumsuzluk karşılığında hiçbir şey almadılar mı?
Haksızlık etmek bize yakışmaz değil mi? Aldılar tabi… Bol bol alkış, kilo kilo takdir ve teşekkür aldınız öyle değil mi? Yoksa siz hala borçlarınızı alkış ve teşekkürle ödeyemiyor musunuz??? Ev sahibinizi alkışladığınızda kirayı ödenmiş saymıyor arkadaşlar???
Değerli dostlar kıymetli misafirler, izahı olmayan şeyin mizahını yapar hale geldik maalesef. Çok acı bir şaka gibi ama maalesef gerçek bu yaşananlar en iyi siz biliyorsunuz, bizde bulduğumuz her ortamda ve platformda dillendirmeye çalışıyoruz…
Şurası artık kesin. Sağlık çalışanlarını ve sorunlarını bilmeyen, duymayan, görmeyen kalmadı. En tepeden en aşağıya kadar tüm yetkililere sorunlarımızı ezberletene kadar durmadan mücadele ettik.
Son olarak biliyorsunuz geçtiğimiz hafta gerçekleştirdiğimiz Sağlık-Sen Başkanlar Kurulu toplantımıza Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca katıldı ve adeta bizim şube başkanlarımızdan biriymiş gibi tüm sorunlarımızı sıralayarak el birliğiyle üstesinden geleceğimiz mesajını verdi. Ertesi gün Bakan beyin bizim toplantımızdaki sözleri ülkemizde yayın yapan belli başlı tüm medya organlarında yer aldı. Hala daha yankıları sürüyor.
Peki biz durduk mu toplantımıza Bakan bey katıldı diye. Elbette hayır.
Hazırlanan eylem planı çerçevesinde Perşembe günü Genel Merkezimizin öncülüğünde 81 ilden gelen şube yöneticilerimizle birlikte Sağlık Bakanlığının önünde başta ücret adaletsizliği ve döner sermaye sorunu olmak üzere bütün sıkıntılarımızı en sert cümlelerle haykırdığımız bir basın açıklaması gerçekleştirdik.
Üstelik Ankara Valiliği bize eylem yeri olarak Ulus Meydanını göstermesine rağmen sendikal haklarımızdan aldığımız güçle “bizim sorunlarımızın muhatabı kimse itirazımızı da onlar dinlemeli” diyerek, olması gereken yerden, Sağlık Bakanlığının önünden seslendik muhataplarımıza…
İtirazımız var, herkes görsün, herkes duysun, herkes bilsin dedik…
İsyanımız var, ücret adaletsizlikleri yüzünden sağlık çalışanları her gün kan ağlarken; “üzerinde çalışıyoruz” cümleleriyle yıllardır bir arpa boyu yol alınmamış olmasına dedik…
Ey yetkililer…
Ey döner sermaye sorununu bir gecede halletme kudretinde olanlar…
Eyy, sorunlarımızı bildiği halde çözüm iradesini ortaya koymayanlar…
Vicdanınız rahat mı? Lütfen söyleyin, vicdanınız rahat mı?
diye haykırdık ilgili tüm yetkililere eylem meydanımızdan…
Üstelik sorun yalnızca ücret adaletsizliği de değil…
Sağlık çalışanlarının sorunları durmadan mutasyona uğrayan kovid-19 virüsü gibi çoğaldıkça çoğalıyor… Çözülmeyen ve ötelenen sorunların çoğalması ve birikmesi gayet doğal değil mi zaten?
Allah aşkına buradan bir kez daha sesleniyorum: Zaten hali hazırda fedakarca mücadele eden, görevini layıkıyla yerine getiren ve karşılığında kamuyu geçtik artık taşeron çalışanlardan bile daha az ücretler alan sözleşmeli arkadaşlarımızın kadroya geçirilmesi ve özlük haklarına kavuşmasını neden hala öteliyorsunuz???
700 küsür bin kişilik sağlık ordumuzun içinde hepi topu 20.000 kişi civarında olan sözleşmeli sağlık çalışanlarını bunca yıldır mali, sosyal, özlük haklardan yoksun bir şekilde çalıştırmak 2021 yılı Türkiyesi’ne yakışıyor mu Allah aşkına…
Dünyanın her yerinde nöbet tutmanın karşılığı normal mesaiden fazla iken bizde neredeyse yarı yarıya daha az olması 2021 Türkiye’sine yakışıyor mu?
Ya icap nöbeti tutturup ücretini ödememek? Sözleşmeli çalışanlarımızın hali ise içler acısı!!!
Veya fiilen genel idari hizmetler kadrosunun işini yapan ama özlük hakları bakımından hala yardımcı hizmetler sınıfında duran arkadaşlarımızın kaybettikleri???
Peki ya kanunen 150 kadının çalıştığı yerlerde kreş açmak zorunlu iken yüzlerce kadının çalıştığı koca koca hastanelerde çiğ köfteciye, simitçiye bile yer bulabilirken kreşe yer vermemek 2021 Türkiye’sine yakışıyor mu???
Kesinlikle yakışmıyor, asla yakışmıyor, hiçbir şekilde yakışmıyor…
Fedakar sağlık çalışanları da bu “ne haliniz varsa görün” muamelesini kesinlikle haketmiyor…
Evet biz, Memur-Sen’imizin kurucusu Mehmet Akif İnan ağabeyimizin çerçevesini çizdiği erdemliler hareketinin mensuplarıyız,
Evet biz, mevzubahis vatansa gerisi teferruattır diyenleriz,
Evet biz, 15 Temmuz hain fetöcü darbe girişiminde sağına soluna bakmadan meydanlara dökülenleriz,
Evet biz söz konusu milli birlik ve beraberliğimiz ise diklenmeden dik duranlarız,
Ancak külfette ve meşakkatte nasıl yük alanlar ve omuz verenler isek, nimet söz konusu olunca da emeğimizin karşılığı olanı almak için artık yeter diyoruz…!
Fedakarlıksa en ön cephesindeyiz,
Cansa can vermeye devam ediyoruz,
Mücadeleyse her alanda mücadelemiz sürüyor,
Artık sıra sorunlarımızı iyice bellettiğimiz ve çözebilecek iradeye sahip yegane kurum olan siyasi iradedir.
Bize ait olmayan, hakkımız olmayan hiçbir şey istemiyoruz.
Sadece ve sadece EŞİTLİK, HAKKANİYET ve ADALET İSTİYORUZ…
Sesimiz ve sözümüzü sadece ve sadece EŞİTLİK, HAKKANİYET ve ADALET için yükseltiyoruz.
Bu doğrultuda sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarımız için mücadeleye hiç durmadan devam edeceğiz.
Son olarak gücünü her zaman üyelerinden alan, tarlada izi olmayanın harmanda yüzü olmaz misali sahanın tozunu yutmuş dertleriyle 24 saat dertlenmiş Durali başkanımızın emaneti İstanbul teşkilatları olarak geçmişte doğru bildiğimiz yolda bedeller ödemeyi göze alarak hiç kimseye biat etmeden sendikacılık görevlerimizin vebalini unutmadan mücadelemizi kendi içimizde yada dışarıda yerine getirdik. Aynı doğrultuda gelecektede bizler varoldukça yol arkadaşlarımızla bunu sürdürmeye devam edeceğiz.
Teşkilatımızın kurumsal terbiyesine uyarak Genel başkanımızın ve genel merkezimizin haklı mücadelesinde söylemde ve eylemde birlik düstürunda sahada bu doğrultuda çalışmaya devam edeceğiz. Sayın genel başkanım sizler, iri oldukça, diri oldukça, dik durdukça çalışma arkadaşlarımla birlikte bizler sahada her türlü zorluğu aşmaya, büyümeye, çoğalmaya devam edeceğiz.
Bu saatten sonra arif olan anlasın artık diyor, hepinizi saygı, sevgi ve muhabbetle selamlıyorum…
Zafer CANER
Sağlık-Sen İstanbul 1 Nolu Şube Başkanı