İBB Başkanı İmamoğlu, Kovid-19 salgının Türkiye’de ve İstanbul’da çok endişe verici boyutlara ulaştığını vurguladı.

İmamoğlu, “Kovid-19 süreci ne yazık ki ülkemizde ve İstanbul’da çok ciddi boyutlara ulaşmıştır. Hiç kimse görmezden gelme ya da duymama konumuna gelemez! Her birey de sorumlu, her birey sorumluluk içerisinde hayatını değiştirmek mecburiyetinde. Bizim gibi yöneticilerin doğruları söyleme ve en doğru metotlarla tedbir almayı aksatmama konusunda hareket etme mecburiyeti var” dedi.

İmamoğlu, şunları ekledi:

“İstanbul’da gerçekten kontrol dışı süreç yaşıyoruz. Ben de bunu deneyimledim. Görüyoruz ve buradaki herkes farkında  bu iş Mart, Nisan, Mayıs dönemindeki gibi değil. Çünkü, çok yakın çevremizde çember gittikçe daralıyor ve herkesin hastalandığını görüyoruz. Salgının yedinci ayına geldik. Her geçen gün artan sayıyla hastanelerde yoğunluk oluştuğunu, hasta yatak sayısı konusunda bazı hastanelerde artık zorlanıldığını birlikte yaşıyoruz. Bunu yaşıyoruz dememin sebebi biz yöneticiler olarak yakın çevremizdeki insanların her türlü talep ve sorunlarını dinlerken bunu deneyimliyoruz. Yer bulma konusundaki sorunlara varıncaya kadar.

Nüfusu İstanbul’dan az olan Avrupa ülkelerinden daha az sayı açıklamak salgınla mücadelede ne anlama geldiğini açıkçası ben anlayabilmiş değilim. Bu sayı açıklamaktaki, ‘toplumun gerçekleri konuşmuyorsunuz’ anlamındaki intibanın oluşmasına katkı sunan bazı yetkililerin bu tavrını ben anlayabilmiş değilim, çözemiyorum.

Ben İstanbul adına konuşmak zorundayım. Madem işin yarısı İstanbul’da, benim de bu anlamda bütün doğruları bütün vatandaşlarımızla ve yetkilileri uyararak paylaşmak zorunluluğum var.

İki adet açılma kriteri var Dünya Sağlık Örgütü’nün. Birincisi en az 14 gün boyunca test sayısı artacak, ama vaka sayısı da azalacak ki açılma olsun. İkincisi en az 14 gün boyunca ölüm sayıları azalacak ve sağlık personeli hastalanması da azalacak ki açılma olsun. Bu, Dünya Sağlık Örgütü’nün söylediği. Özellikle İstanbul’un şu anki verilerine baktığımızda, bu iki kriteri de önümüze koyduğumuzda, kesinlikle bir kapanmanın şartlılığı ortadadır. Bunu buradan, bütün yetkililerle, bütün İstanbul halkımızla paylaşmak zorundayım.

Bu dönemin radikal bir şekilde kontrol etmek adına, 2-3 haftalık bir kapanmanın ve özellikle bu sürecin ardından da takibin, güçlü takip sisteminin, yani filyasyon ve bu vesile ile de kontrollü bir açılma döneminin başlatılmasının şart olduğunu bize önermektedir. Yani, tekrar ifade ediyorum. 2-3 haftalık bir kapanmayı bize öneriyorlar ve ardından da güçlü bir takip, filyasyon dönemiyle beraber kontrollü bir açılma dönemini İstanbul’umuza öneriyorlar.  2-3 haftalık bir kapatmayla bulaşıyı azaltma ve tekrar kontrollü özellikle kontrolü sağlamada imkan yaratacaksa, İstanbul için kapanmanın böylesi bir düzelmeyi ortaya koyacağını bilim bize ifade ediyorsa, bunda direnmemenin özellikle devletimizin yetkili kurulların, hükümetin değerli yetkililerinin değerlendirmesi ve İstanbul’a dair bu konuda çok hızlı hareket etmemiz gerektiğinin altını çizelim.”