Anadolu’da kullanılan; “Deve desem deve değil; kuş desem kuş değil” diye bir laf vardır. Bugünlerde İLKSAN gündemli konuşmaları, yazıları ya da açıklamaları görünce, nedense hep aklıma bu söz geliyor.
İLKSAN, 40’lı yılların anti demokratik ortamında kurulmuş, üyeliği zorunlu bir İlkokul Öğretmenleri sandığıdır. Çok defa bu durum, toplu sözleşme masasında düzeltilmek istense de, antidemokratik vaziyetin imdadına hep jüristokrasi yetişmiş ve çalışanların aleyhine olan bu vaziyet bir türlü değiştirilememiştir.
İşte, “deve mi/ kuş mu?” ikilemi, tam da burada akla geliyor. Bugün, İLKSAN’ı yönetenlerin açıklamalarına bakarsanız “Ne dernek, ne vakıf ne de sendika olmayan” bir yapıyla karşı karşıyayız. Bir zamanların, “Verdimse ben verdim” denilerek arsaları peşkeş çekilmiş, bugünlerin “hokus pokus” yapılarak seçimden kaçırılan ve bu aralıkta mali durumu ibra(!) edilmiş sandıkımsı bir yapısından bahsediyoruz.
Seksenbeşinci dakikada hakem (!) düdüğü ile üyesinin iradesinden kaçırılan İLKSAN, nihayet 19 Haziran 2021 tarihinde tekrar üyelerinin iradesi ile yüzleşecek.
Kendi maaşlarından, kanun zoruyla kesilen aidatları üzerinde kurulan bu saltanatın geleceği hakkında karar verecek tüm İLKSAN üyesi eğitim çalışanlarına tavsiyem, meseleyi kısır sendikal çatışmalardan uzak bir ufukla değerlendirmesidir. Haddizatında, ortada demir perde ülkeleri ya da krallıkla yönetilen Ortadoğu ülkelerinde ancak benzerini bulabileceğimiz malûm sendikalar gibi hareket eden bir saltanatın eserini, hep birlikte müşahede ediyoruz.
Malûm sendikanın- kendi ifadesiyle- son kaleleri olan İLKSAN, artık sendika ayrımı yapmayacak, üst kimlik olarak İLKSAN ÜYELİĞİ’ni önceleyen yeni bir akılla yönetilmeyi hak etmektedir. İLKSAN’ı kendi çiftliği gibi gören bu sendikanın, bir genel merkez yetkilisi ile sandığın baş emanetçisi, çok matah bir şeymiş gibi, “Eğitim Bir Sen,niçin doğrudan kendi adayları ile seçime girmiyor?!” mealinde sözler sarf ederek sağda solda bizi eleştiriyor.
Eğitim Bir Sen olarak biz, İLKSAN seçimlerine aday olan ister şube başkanı, isterse sade bir üyemiz olsun,-bu aralar, beyefendilerin sanki kişisel patentleri altındaymış gibi hareket ettikleri- İLKSAN logosu altında yarışa girmelerini ilkesel karar alarak bu yola çıktık. İLKSAN rozetini, sendika rozetimizden daha öncelikli görmeyi, bir yarış kuralı olarak değerlendirdik.
İşte tam da bu nedenle bayım;
Biz, “İLKSAN’ı bir sendikanın arka bahçesi” hâline getirmeyi etik bulmadığımız için, böyle davranıyoruz.
Kendi rozetimizle girdiğimiz yarışın sonucu ortadadır. 45 sendikanın toplamından daha fazla üyemiz olduğunu bu yıl da resmi gazete marifeti ile tescil ettirdik çok şükür.
Ancak, tüm sendikaların ve İLKSAN’dan başka üyeliği olmayan tüm eğitim çalışanlarının ortak değeri olan İLKSAN, artık taraftar mantığı ile yönetilmeye devam edemez. Buna bir son verme zamanı gelmiştir.
Sendikamız üyesi olan ya da olmayan tüm İLKSAN üyesi arkadaşlarımıza -açıkça- taahhüdümüzdür;
İLKSAN sizindir.Eğer, üyemiz olan adayların yönetiminde bir İLKSAN için tercihte bulunursanız; size ait olan bu sandığı- birileri gibi- bir sendikanın mülkü olarak görme yanlışına son vereceğiz. Unutmayın ki sandık sizindir ve İLKSAN’ın tapusu size aittir.
Artık; sizin adınıza İLKSAN’ı yönetecek iradeyi belirlemek için, sandığa sahip çıkma zamanıdır. Birilerinin yıllardır sizi unutmuşken son süreçteki mesaj yağmuru bundandır. Korkunun ecele faydası yoktur. Ve vakit gelmiştir.
İdris ŞEKERCİ
Eğitim Bir Sen İstanbul 6 No’lu Şube Başkanı
