DADAİZMDEN DATAİZME  « Kamudan Ajans

SON DAKİKA

DADAİZMDEN DATAİZME 


Web Banner

     Sanırım felsefe derslerinden biriydi, kısaca bahsetmişti hocamız. Bilgilerimi hatırlamak için internete tekrar bakmam gerekti. 20. yüzyılın ilk çeyreğinde Tristan Tzara öncülüğünde bir grup şair tarafından “Dadaizm” adlı bir “kuralsızlık” akımı başlatılmıştı. Tristan Tzara ve arkadaşları, Nihilist ve asi tavırlarıyla “kuralsızlıklarını” edebiyata katmışlardı. Dadaizm bir tanımlamaya göre;“Dil ve estetik kurallarını tanımayan, anlatımda başıboş bir yöntem benimseyen, kapalılığı amaçlayan sanat akımıdır… Müntesipleri; Fransızca’da“oyuncak tahta at”anlamına gelen“Dada”sözcüğünü akımlarına isim olarak seçmişler. Birinci Dünya Savaşının ardından kurulan bir akım olduğundan dönemin karamsarlığı, dadaistlere de yansımış, dayandığı temel görüşler dayanaksız olduğu için dadaistler çok kısa bir süre (1916-1922) varlıklarını sürdürebilmişler.(1)

     Dadaizm’den yüz yıl sonra bugünlerde ise “dataizm” konuşuluyor. Kavramı ilk olarak 2013’te “NewYork Times” yazarı “David Brooks” kullanmış. Kavram, yaygın biçimde tartışılmaya başlanmasınıİsrail’li tarihçi/sosyal bilimci/düşünür Profesör Yuval Noah Harari’ye borçlu. Çok satan kitabı“Homo Deus”ta sözkonusu kavramı etraflıca ele alan Harari Türkiye’ye de gelmiş ve “Davos”ta etkili bir sunum yapmış…“Dataizm”, “veri-tapıcılık/vericilik” anlamında bir felsefe ve dijital çağla yükselişe geçen yapay zekâ güdümlü makinelerin yaşantımıza etkisiyle birlikte ele alınıyor.Çünkü dijital çağın veri toplanması ve depolanmasında açtığı çığır, internet ve yapay zekânın kullanımındaki algoritmaların işleme kabiliyetiyle birleşince insanlık tarihinde devrimsel sonuçların meydana gelmesi kaçınılmaz olmuştur. (2)

               Yukarıda zikrettiğimiz kitaptan bahsedecek olursak;“Homo Deus: Yarının Kısa Bir Tarihi”isimli kitaba dair internet ortamında ilginç bilgiler var.   Ayrıca; çeşitli tv kanallarında konuşmacılar da kitaba dair paylaşımlarda bulundular. Bu bilgilerden bazılarına göre;

      Bir Dataist her şeyden önce daha fazla kitle iletişim aracına bağlanarak veri akışını artırmalı, olabildiğinde çok bilgi üretmeli ve tüketmelidir.Dataizm sadece insanların değil her türlü varlığın, mutfaktaki aletlerin, ormandaki ağaçların bile bu “internet”e bağlanmasını ister. Dataizm’de günah, veri akışını engellemektir.Nitekim Dataizm, bilgi edinme özgürlüğünü her şeyin üstünde tutar.” “Veri”lere yani bilgiye tapılacak. “Dataizm içi boş     kehanetlerden            ibaret bir din değildir.Lafın kısası, yarının dünyasında birey, minicik bir çip’e dönüşüyor.Dataizm’de “insan deneyimi” ancak yazı, fotoğraf vs olarak  “ağ”a yüklendiğinde           bir       anlam kazanıyor. Artık hepimizin her an çılgınlar gibi internet ortamından bir şeyler paylaşmamızın, yüklememizin anlamı bu.
Harari, dataist devrimin hemen değilse de 70-80 yıl içersinde diğer tüm dinleri dışlayacağını söylüyor.Dataizm, evrenin “veri akışı”ndan oluştuğunu ve her varlığın değerinin veri işleme sürecine yaptığı “katkı” ile belirlendiği öne sürer, diyor Harari.
Peki diyor Harari, Dataizm dünyayı fethetmeyi başarırsa, insana ne olacak?
Dataizm hümanist istekleri yerine getirmeyi vaat ederek yayılır. Ölümsüzlük, mutluluk, sağlık, güç…Ancak otorite insanlardan algoritmalara (yapay zekâya) geçtiğinde işin rengi değişecek. “Nesnelerin interneti” sorunsuz işlemeye başladığında, her birimiz veri selinde eriyip       gidebiliriz.” Dataizm insanı, insanın diğer hayvanlara yaptığını yapmakla tehdit ediyor: Yok etmekle! (3)

    Aklın hiçbir değerinin olmadığına inanan Dadaistlerden, akıl ürünü yapay zekâyı kullanarak insanı ve dolayısıyla insanlığı yok etmeyi planlayan Dataistlerin düşüncelerine bakınca, gayri İslami beynin çalışma biçimi zihinlerimizi dumura uğratıyor…Hal böyle olunca şu son zamanlarda yaşadıklarımızı gözümüzün önüne getirip, zihnimizde soruları uç uca ekliyoruz. Bu yüzden mi kovid-19 çıktı?Erkan Trükten bir programda; Sars, Mers, Domuz Gribi, H1 N5 v.b isimlendirmelerden, Kovid-19 isimlendirmesine geçilmesi bu virüsün devamının geleceği izlenimi oluşturuyor, diyor. Devam ediyor: Yani başka virüsler gelebilir. Kovid 19, Kovid- 20, Kovid-21.Artık daha çok eve kapanılacak ve dijitalizme mecbur edilecek insanlar.Oyun konsolu satışları arttı, dijital diziler yayımlanmaya başladı. Sonunda insanlar veri olmayı kabullenecekler ve böylece mahremiyetin güme gitmesine razı olunacak.Eğer din olmazsa, iman olmazsa bu dijitalizm dünyayı mahveder, diyor. 

 Kovid-19 musibeti sonrası, okula gidemeyen öğrenciler zaten iyice ekran bağımlısı oldular.Eskiden “köyneğimi satar çocuğumu okuturum diyen ebeveynler şimdilerde “köyneğimi satar, eve internet bağlatırım” durumundalar.Bendeniz fakirin de sıkça değindiği gibi, kovid-19’lu günlerdekültür aktarımı durma noktasına geldi, yaşlılarımız ölüyor. Yeni nesli, yeni kurallarla,kişinin ahiret hayatına ve inancına savaş açarakdomine edecekler. Öyle bir hastalık ki yeni nesle, Z Kuşağına(!), çocuklara pek de zarar vermiyor. Çünkü onları kolaylıkla kendi dünyalarına, internet dünyasına yani dijitalizme çekip alabiliyorlar.

Öldürülen Amerikan Başkanının yeğeni olan Robert F. Kennedy Junior, Berlin’de onbinlerce insanın katıldığı “Pandemi önlemleri adı altında insani hakların kısıtlanmasına karşı yapılan gösteride: Güce aç elitlerin önündeki son engelin bu kalabalık olduğunu söyleyerek;”Üzerinizde korku ile baskı kurmaya çalışıyorlar. Haklarınızı gasp etmek istiyorlar.  Biyogüvenlikçilerin ajandası tüm insan ırkını robotlaştırma/köleleştirme üzerine. Özgürlüklerimizi almanıza, çocuklarımızı elimizden alıp götürmenize müsaade etmeyeceğiz” diyerek İlaç Sektörü ve Siyasetçileri hedef göstermiş. Dadaistleri de açıkça hedef gösterse, sanki daha isabetli olurdu.

   Hülasa; birileri hiç boş durmuyor. “Nesnelerin interneti” ile “Tanrı-İnsan(hâşa) Modeli” ile insanları “Tek Dünya Devleti’ne alıştırmaya çalışıyorlar. Bunu da belki “Z Kuşağı(!)” aracılığıyla başarmayı planlıyorlar.Ramazan Kurtoğlu Hoca; X Kuşağı, Y Kuşağı. Peki bu Z Kuşağı ne diye soruyor. İnsan x ve y kromozomlarından oluşurken “z” de nereden çıktı. “Ahlaksızın elinde Şeytan’ın kılıcı olan bilim”ile fıtrata da müdahaleye yelteniyorlar. Bu anlamda, İstanbul Sözleşmesine de dikkati çekiyor hoca.

    Ülkemizde ise Yusuf Kaplan Hocanın defaten yazdığı gibi; Peygamberi dışarıda bırakarak, kelle sayısı kadar din ortaya çıkarıp İslam protestanlaştırarak işe başlamayı düşünmüş olabilirler. Çünkü bütün kurumlar sekülerleştirilerek İslam’dan arındırılmak isteniyor. Yusuf Kaplan; Türkiye de sağ duduya, insafa bir saldırı var, operasyon var. Tarikata, ihl’lere bir saldırı var, operasyon var. Bu saldırı yarın Alevilere, laiklere olabilir diyor. Türkiye’nin eğitim sistemi bu ülkenin çocuklarının elinde değildir. Baronik, masonik şebekelerin kontrolündedir. Benim çocuğumu alıyor, ailesine düşman ediyor, devletine asileştiriyor diyor. 

  Mevzu derin ama ben bu derin sularda yüzemem. 

   Es-selam…  

1-Geniş bilgi için bkz:https://www.edebiyatogretmeni.org/dadaizm-kuralsizlik

2-Geniş bilgi için bkz: Musa DEDE, Hürriyet 4 Mart 2018, https://www.hurriyet.com.tr/

yazarlar/musa-dede/dataizm-40760298

3-Geniş bilgi için bkzhttps://forum.donanimhaber.com/dunyanin-gelecekteki-dini-dataizm–124622260

Ömer Emir DOĞANomer.dogan.58@hotmail.com
Web Banner
Web Banner