Bosna Hersek’te neler oluyor? « Kamudan Ajans

SON DAKİKA

Bosna Hersek’te neler oluyor?

Bosna’da Sırp lider Dodik’in


Bosna Hersek’te iki entiteden biri olan Sırp Cumhuriyeti lideri Milorad Dodik’in son açıklamaları ortalığı karıştırdı.

Bosna’yı ‘parçalama’ planını açığa vuran Dodik, ülkedeki siyasi kutuplaşmanın “Bosna Hersek’in ortadan kaldırılmasıyla çözüleceğini” söyledi.

Sırp lider, Bosnalı Sırp ordusu oluşturulacağı sözünü verdi.

Dodik planlarını “Dünyada bizi durduracak güç yok” diyerek savunurken bu çıkışa Bosnalı Sırplar da tepki gösterdi.

Dodik’in ülke siyasetindeki gerilimi artırma eğilimi, eski Yüksek Temsilcisi Valentin Unzko’nun 23 Temmuz’da soykırım inkarını suç sayan bir yasa çıkarmasının ardından daha da arttı.

Sırp liderin “yeni ordu kuracağız” çıkışı, 3,2 milyon nüfusa sahip ülkede endişelere neden oldu.

“DAYTON ANLAŞMASI’NDAN BU YANA EN TEHLİKELİ KRİZ”

Devlet Başkanlığı Konseyi’nin Müslüman üyesi Şefik Caferoviç, ülkenin “Dayton Barış Anlaşması’nın imzalanmasından bu yana en tehlikeli krizle karşı karşıya olduğunu” söyledi.

Caferoviç ve diğerlerinin girişimlerine rağmen, uluslararası toplum Dodik’in son hamleleri konusunda büyük ölçüde sessiz kaldı.

“BOSNA’YI SAVUNMA PLANIMIZ VAR”

Devlet Başkanlığı Konseyi’nin Hırvat üyesi Zeljko Komsic, Dodik’in kendi ordusunu kurma sözü vermeye devam etmesi halinde Bosna’yı savunmak için bir planın zaten mevcut olduğunu belirtti.

“ÇOCUKLARINIZA SAHİP ÇIKIN”

Eski Bosna Hersek Güvenlik Bakanı Dragan Mektiç, Bosna Hersek’te savaşa ilişkin strateji geliştirildiğini kesin olarak bildiğini söyleyerek halka çocuklarına sahip çıkma çağrısı yaptı.

Šta god naši političari na obe strane mislili i govorili kako rata neće biti, pouzdano znam da se ratne strategije razrađuju na obe strane. U tome računaju na mlađe generacije. Roditelji čuvajte i nedajte svoju djecu. https://t.co/Ljrg5FCn80

— Dragan Mektić (@DraganMektic) October 28, 2021

 

Twitter’dan konuya ilişkin bir açıklama yayınlayan Mektic, “Savaş olmayacak diyen her iki taraftaki siyasetçilerimiz ne düşünürse düşünsün ve ne söylerse söylesin, her iki tarafta da savaş stratejilerinin geliştirildiğini kesin olarak biliyorum. Genç nesillere güveniyorlar. Ebeveynler dikkat edin ve çocuklarınızı vermeyin. Brcko, tüm stratejilerde en çok bahsedilen yer” diye yazdı.

“HER ŞEY BİR SİLAHIN ATEŞ ALMASINA BAĞLI”

Gazeteci İsmail Kılıçarslan, konuyla ilgili bugünkü köşe yazısında Bosna’daki meslektaşlarından “her şeyin bir silahın ateş almasına bağlı” şeklinde açıklama aldığını yazdı.

Haber7, Bosna Hersek’te yaşanan gelişmeleri daha önce Bosna’da NATO görevi yapan Emekli Kurmay Albay Dr. Savaş Biçer, Balkannews Genel Yayın Yönetmeni Kayhan Gül ve Bosnalı gazeteci İbrahim Delic’e sordu.

“KAN DAVASI HER FIRSATTA SU YÜZÜNE ÇIKACAKTIR”

Bosnalı Sırpların güvenlik gerekçesiyle ordu kurabilme ihtimalinin olduğunu söyleyen Dr. Savaş Biçer, “Bosnalı Sırplar Bosna Hersek ordusu dışında Bosna Sırp Cumhuriyeti anayasasının 68/3 ü bahane ederek, güvenlik gerekçesi ile ordu kurabilir bana göre” diye konuştu.

“Dayton Barışı aslında bir bakıma Birinci Dünya Savaşı sonundaki Versay ve Sevr Barış antlaşmalarına benzetilebilir” diyen Biçer, şöyle devam etti:

“Sorunları sadece halının altına süpürmek gibi. Bosnalı Sırp, Hırvat ve Boşnaklar arasında kan davası var ve her fırsatta su yüzüne çıkacaktır”

Avrupa Birliği’nin (AB) kendi etki bölgesinde yeni bir iç harbe izin ermeyeceğini ifade eden Dr. Savaş Biçer, “Aksi takdirde bu başarısızlık AB’nin siyasi gücünün yeterli, askeri gücünün caydırıcı olmadığının bir anlamda teyidi olacaktır” değerlendirmesini yaptı. 

Biçer, şunları aktardı:

“Türkiye bu gelişmelerden en kötü senaryo olan yani Savaş durumunda, Bosna Hersek devleti ve anayasasının uluslararası hukuk çerçevesinde tarafı olacaktır.”

Balkannews Genel Yayın Yönetmeni Kayhan Gül, Dodik’in açıklamalarının arka planına bakılması gerektiğini ifade etti.

“Malum burada 1992-1995 yılları arasında Boşnak-Hırvat ve Sırp ordular savaştılar. Kanlı bir savaş yaşandı. Hani Boşnak ordusu sadece Boşnaklardan değil tırnak içinde Bosnalıların bağımsızlığını destekleyen Bosnalıların içerisinde yer aldığı bir orduydu. Ama daha sonra 2004 yılında bir ordu reformuyla birbiriyle savaşan 3 ordu birleştirildi. Bundan öncesinde yine Bosna Hersek devleti vardı ama 3 biriminde farklı birlikleri farklı orduları vardı. Bunlar birleştirilip yine uluslararası toplumun baskısıyla birleştirilip ulusal düzeyde bir ordu kurulmuştu. Dodik’in söylediklerini anlamak için aslında geriye bakmak lazım. Dodik diyor ki 2004’te kurulan ordudan çıkacağız diyor”

“Bu bir isyandır ve anayasaya aykırıdır” diyen Gül, “Çünkü sonuçta bu ordu anayasaya göre kurulmuş bir ordudur. Eğer sen şimdi Sırplar ayrı ordu kuracak derseniz otomatikmen bu darbe girişimi de diyebilirsiniz anayasaya başkaldırı da diyebilirsiniz” ifadelerini kullandı.

“DODİK’İN KENDİNİ KURTARMA ÇABALARI”

Dodik’in bu hamleyle kendisini kurtarmaya yönelik hamleler yaptığını aktaran Kayhan Gül, “Dodik 10 yıldır sürekli bunları tekrarlıyor. Genelde oy oranı düştüğünde tekrarlıyor.  Dodik geçen seneki yerel seçimlerde ciddi bir destek kaybetmişti. Aslında bu kaybettiği desteği geri almak için radikal, milliyetçi adımlar atıyor. Bu bir risktir, ama yapabilir mi göreceğiz. Çünkü Sırp muhalefetinin Dodik’e desteği yok. Dodik’in partisinin bildirisi meclisten geçecek çoğunluğa sahip değil şuan. Şu aşamada yapılanlar riskli ama biraz da Dodik’in kendini kurtarma çabası olarak da değerlendirebiliriz.” dedi.

SAVAŞ İHTİMALİNE KARŞI BOSNA HERSEK’TE HAZIRLIK VAR MI?

Gül, “Bosna Hersek’in aslında AB Barış Gücü hala aktif ve Türk ordusu buradaki ikinci büyük ordu. AB üyesi olmayan tek ülke ordusu biziz. Dolayısıyla aslında bir nevi buradaki barışın garantörünün Avrupa, dolayısıyla uluslararası toplum olduğunu gösteriyor” diye konuştu.

Dodik’in geçen haftasonu Belgrad’a yaptığı ziyarete ilişkin konuşan Gül, şunları aktardı:

“Geçen haftasonu Dodik Belgrad’a bir ziyaret yaptı. Aslında ziyaret çok merak ediliyordu. Çünkü en nihayetinde bu hamlelere birisi onay verecekse bu Belgrad’dır. Sırpların merkezi Belgrad’dır. O ziyaretin arkasından ilginç bir açıklama geldi. Dedi ki; “Biz AB Barış Gücü’nün Bosna Hersek’teki görev süresinin uzatılmasını destekliyoruz” dedi. Bu aslında geri vites olarak değerlendirildi. Şimdi bu barış gücünde sadece AB ülkeleri yok. Her zaman Boşnakların yanında olan, Bosna Hersek’in bağımsızlığını ve bütünlüğünü destekleyen Türkiye de var. Herkes Türkiye sessiz yorumlarında bulunuyor ama Türkiye sonuçta AB Barış Gücü bünyesinde görev yapan ülke. Ordusal anlamda zaten sembolik bir ordu. Ama arka planına tabi ki bakmak lazım. Sonuçta bu ülke 25 küsür sene önce savaştan çıkmış bir ülke ve savaşı yaşayan jenerasyon hala hayatta. Tabi ki herkesin bir tedbiri vardır diye düşünüyorum.”