BİR GÖREVİ TEDVİREN YÜRÜTMENİN MEMURA YARARI « Kamudan Ajans

SON DAKİKA

BİR GÖREVİ TEDVİREN YÜRÜTMENİN MEMURA YARARI


Web Banner

Bir göreve asaleten ya da vekâleten atanabilmek için gerekli şartları taşımayanların o görevi yürütmek üzere görevlendirildikleri hallere de rastlanmakla birlikte, bu tür görevlendirmelerin ilgililere ne tür haklar sağladığı konusunda tereddüt yaşanabilmektedir.

Tedviren görevlendirme ya da tedviren atama şeklinde adlandırılan bir uygulamaya imkan veren herhangi bir yasal düzenleme bulunmamasına rağmen, bazı kurumlarda “tedviren görevlendirme/atama” şeklinde işlem tesis edilebilmektedir.

Tedvirin dayanağı

Anayasa, memurların ve diğer kamu görevlilerinin niteliklerinin, atanmalarının, görev ve yetkilerinin, hak ve yükümlülüklerinin, aylık ödeneklerinin ve diğer özlük işlerinin kanunla düzenleneceğini hükme bağlarken, personel mevzuatına ilişkin yasal düzenlemelerde ise “tedviren görevlendirme” ya da “tedviren atama” şeklinde bir uygulamaya yer verilmemiştir.

Öte yandan, 99 Seri Numaralı Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliğinde; “Asilde aranan şartlara sahip vekil memur bulunamadığı takdirde, hizmetin aksamadan yürütülebilmesi bakımından herhangi bir şekilde boşalmış veya boş bulunan bir görevin öncelikle varsa yardımcıları yoksa asilde aranan şartlara en yakın personel tarafından tedviren gördürülmesi mümkün görülmektedir.” denilmek suretiyle tedvir uygulamasından söz edilmiş, ancak bu yola sadece istisnai hallerde (asil ya da vekil olarak atanabilecek hiçbir memurun bulunmaması durumunda hizmetin aksamaması için) başvurulabileceği belirtilmiştir.

Ancak, herhangi bir görevi asaleten ya da vekaleten yürütecek bir memurun bulunmaması halinin günümüzde pek mümkün olamayacağını düşündüğümüzde, 99 Seri Numaralı Tebliğde belirtilen “tedvir” halinin de gerçekleşmeyeceğini değerlendirmekteyiz.

Tedvirin memura yararı

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, bir göreve asaleten atanabilmek için gerekli niteliklere sahip kişilere, o görevin vekâleten ya da ikinci görev olarak veya ders görevi verilmek suretiyle gördürülebilmesine de imkan tanımıştır. Ayrıca, usulüne uygun şekilde kendilerine vekalet, ikinci görev veya ders görevi verilenlere hangi ödemelerin yapılacağıyla ilgili olarak 657 sayılı Kanun, 375 sayılı KHK ve Yan Ödeme Kararnamesinde çeşitli hükümler yer almıştır.

Bu düzenlemelerde, asilde aranan şartlara sahip olmadan bir görevi yürütenlere, yürütülen görevden kaynaklı herhangi bir ödemenin yapılabilmesine imkan tanıyan hükümler yer almamıştır.

Öte yandan, asilde aranan şartları taşımayanların o görevi yürütmek üzere görevlendirilmesinin (tedviren) hukuki dayanağının olmadığı, Danıştay tarafından verilmiş çeşitli kararlarda belirtilmiş olmakla birlikte, bu görevlendirmeler nedeniyle yapılacak ödemeler konusunda ise idari yargı yerlerince verilmiş farklı kararlara da rastlanabilmektedir.

Ancak, söz konusu mevzuat düzenlemelerini memurunyeri.com olarak değerlendirdiğimizde, asilde aranan şartlara sahip olmadan bir görevi yürüten (tedviren) memurun, o göreve ilişkin; gösterge, ek gösterge, ek ödeme, zam ve tazminatlar, makam tazminatı ve temsil/görev tazminatı gibi ödeme unsurlarından yararlanamayacağı sonucuna ulaşmakla birlikte, tedviren görevlendirildikleri kadronun bazı mali haklardan yararlandırılmadıkları için dava açacak memurlarla ilgili olarak idari yargı yerleri tarafından farklı kararlar verilebileceğini de düşünmekteyiz.

Web Banner
Web Banner