Kamuoyunda 4. Yargı Paketi olarak bilinen Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaştı.

Kanuna göre, idari başvurulara cevap verme süresi 60 günden 30 güne, cevap verme süresinin kısaltılmasına bağlı olarak kesin olmayan cevaplar için öngörülen bekleme süresi ise 6 aydan 4 aya indirilecek.

İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda yapılacak değişiklikle, üst makamın veya üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamın cevap verme süresi 60 günden 30 güne indirilecek. İdari eylemler nedeniyle dava açmadan önce idareye yapılan zorunlu başvurulara ilişkin idareye tanınan 60 günlük cevap verme süresi de 30 güne düşürülecek.

Yargılamada yaşanan gecikmelerin önüne geçilmesi ve makul sürede yargılanma hakkı ile hak arama hürriyetinin daha etkin korunması için idari yargı mercilerince verilen nihai kararlar, gerekçesiyle birlikte en geç 30 gün içinde yazılacak.

Düzenlemenin yasalaşarak yürürlüğe girmesinden önce yapılmış idari başvurular bakımından, idarenin cevap verme süresi 60 gün, kesin olmayan cevaplar için öngörülen bekleme süresi ise 6 ay olarak devam edecek.

Kadına karşı şiddetle ilgili düzenlemelerin de yer aldığı kanuna göre, karşı işlenen “kasten öldürme”, “kasten yaralama”, “eziyet” ve “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçlarında kabul edilen cezayı artırıcı nedenler, boşanılan eşi de kapsayacak.

ADLİ KONTROL YÜKÜMLÜLÜĞÜ SÜRESİZ OLMAYACAK

Katalog suçlarda bir kişinin tutuklanabilmesi, kuvvetli suç şüphesinin somut delillere dayanmasına bağlı hale getirilecek.

Tutuklamaya, tutuklamanın devamına veya bu konudaki bir tahliye isteminin reddine ilişkin hakim veya mahkeme kararlarında, mevcut koşullara ilave olarak adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacağını gösteren deliller de somut olayda gösterilecek ve kararda yer alacak.

Konutu terk etmeme yükümlülüğü, şahsi hürriyeti sınırlama sebebi sayılarak, bu yükümlülük altında geçen her 2 gün, cezanın mahsubunda 1 gün olarak dikkate alınacak.

Düzenlemeyle gerek soruşturma gerekse kovuşturma evresinde adli kontrol yükümlülüğünün devamının gerekip gerekmeyeceği hususunun, yargı mercilerince belirli aralıklarla incelenmesi zorunlu hale getirilecek.

Soruşturma evresinde, şüphelinin adli kontrol yükümlülüğünün devamının gerekip gerekmeyeceği hususunda en geç 4 aylık aralıklarla Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hakimi tarafından bir karar verilecek.

Kovuşturma evresinde ise mahkeme, hakkında adli kontrol kararı bulunan sanığın bu yükümlülüğünün devam edip etmeyeceğine en geç 4 aylık süre içinde resen karar verecek.

Adli kontrol süresi, ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen işlerde en çok 2 yıl olup, bu süre, zorunlu hallerde gerekçesi gösterilerek 1 yıl daha uzatılabilecek. Ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde ise adli kontrol süresi en çok 3 yıl olup, bu süre, zorunlu hallerde gerekçesi gösterilerek uzatılabilecek.

Ancak uzatma süresi, toplam 3 yılı, Türk Ceza Kanunu’nun İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlarda 4 yılı geçemeyecek.

Korona virüsü (Covid-19) salgını nedeniyle; açık ceza infaz kurumlarında bulunanlar ile kapalı cezaevlerinde bulunup da açık ceza infaz kurumlarına ayrılmaya hak kazanan hükümlüler, denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezasının infazına karar verilen hükümlüler ve denetimli serbestlik tedbirinden yararlanan hükümlülerin izinli sayılmalarına ilişkin sürenin, en fazla 30 Kasım 2021’e kadar uzatılabilmesi öngörülüyor.

Hakim adayları ile avukat stajyerlerine Anayasa Mahkemesinde staj yapma imkanı getirilecek.