Vali mi, Öğretmen mi Haklı? « Kamudan Ajans

SON DAKİKA

Vali mi, Öğretmen mi Haklı?


Hepimiz duyduk işittik, 24 Kasım öğretmenler günü münasebetiyle Konya’da düzenlenen törende nahoş bir vakıa yaşandı.

“Vali’den 24 Kasım’da öğretmene azar” başlığıyla verilen haberlerde özetle;

Konya’da kutlanan 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde Vali Cüneyit Orhan Toprak, konuşma yapacağı sırada karşısında bacak bacak üstüne attı diye bir öğretmeni herkesin içerisinde azarladı. Bu duruma sinirlenen Toprak, “Sen öğretmen misin birader? Öğretmen gibi otur da bir görelim” dediği belirtildi. Yazılı ve görsel medyada bu haber günlerce gündemi meşgul etti. Olayın öğretmenler günü kutlama programında yaşanması, olayın faili olduğu iddia edilen öğretmen lehine duygusallığa neden oldu. Konuya ilişkin yazıp-çizenlerin kahir ekserisi , “hoş görülebilirdi, daha nezaketli uyarılabilirdi, herkesin içinde uyarmamalıydı, Vali olmuş ama adam olamamış vb.” yorumlarla Valiyi suçladılar. Bilahare yapılan açıklamada Vali Toprak’ın uyardığı kişinin öğretmen değil yerel gazeteci olduğu açıklandı.

Vali, İçişleri Bakanlığına bağlıdır. İdari teşkilat içinde İçişleri Bakanlığının memurudur. Bakanlığın teklifi, Bakanlar Kurulunun tayini ve Cumhurbaşkanının imzalamasıyla tayin edilir. Vali olmak için Türk olmak, medeni ve siyasi haklara sahip olmak şartı aranır. Valilik; istisnai memurluktur. Protokol sıralamasında Milletvekillerinden bile önce gelir, il protokolünün başında yer alır, Vali, bir il’de merkezi idarenin yürütme organının başıdır. Vali bakanlar kurulu kararı ve cumhurbaşkanının onayı ile atanır ve merkezi idarenin ildeki en büyük temsilcisi konumundadır. Hem merkezi idare temsilcisi konumunda hem de yerel bir yönetim birimi olan il özel idaresinin başında görev yapar. Bir ilde hükumeti temsil eden en büyük memurdur. Vali, ilde devletin ve hükumetin temsilcisi ve ayrı ayrı her bakanın mümessili ve bunların idari ve siyasi yürütme vasıtasıdır. İl Özel İdarelerinin başı, belediye ve köy mahalli idarelerinin idari vesayet makamıdır. Vali, ilin genel idaresinden ve gidişinden sorumludur. Kanun, tüzük, yönetmelik ve hükumet kararlarını yayımlar, ilan eder. Uygular, askeri ve adli teşkilatlar dışında kalan bütün devlet daire müessese ve işletmelerinin özel işyerlerini, özel idare, belediye ve köy idareleri ve bunlara bağlı bütün müesseseleri denetler ve teftiş eder; suç işlenmesini önleyen, amme (kamu) düzen ve güvenliğini sağlayan tedbirleri alır. Plan ve programlarla il’e verilen görevlerin plan gayelerine uygun şekilde gerçekleşmesini denetler. İl dâhilindeki bütün kalkınma çabalarını ve yatırımları takip eder, değerlendirir, aralarında işbirliği ve koordinasyonu sağlar.

Vali, bir il’de merkezi idarenin yürütme organının başıdır. Vali bakanlar kurulu kararı ve cumhurbaşkanının onayı ile atanır ve merkezi idarenin ildeki en büyük temsilcisi konumundadır. Hem merkezi idare temsilcisi konumunda hem de yerel bir yönetim birimi olan il özel idaresinin başında görev yapar. Bir ilde hükumeti temsil eden en büyük memur. Vali, ilde devletin ve hükumetin temsilcisi ve ayrı ayrı her bakanın mümessili ve bunların idari ve siyasi yürütme vasıtasıdır. İl Özel İdarelerinin başı, belediye ve köy mahalli idarelerinin idari vesayet makamıdır. Vali, ilin genel idaresinden ve gidişinden sorumludur. Kanun, tüzük, yönetmelik ve hükumet kararlarını yayımlar, ilan eder. Uygular, askeri ve adli

teşkilatlar dışında kalan bütün devlet daire müessese ve işletmelerinin özel işyerlerini, özel idare, belediye ve köy idareleri ve bunlara bağlı bütün müesseseleri denetler ve teftiş eder; suç işlenmesini önleyen, amme (kamu) düzen ve güvenliğini sağlayan tedbirleri alır. Plan ve programlarla il’e verilen görevlerin plan gayelerine uygun şekilde gerçekleşmesini denetler. İl dâhilindeki bütün kalkınma çabalarını ve yatırımları takip eder, değerlendirir, aralarında işbirliği ve koordinasyonu sağlar.

Kısaca özetleyecek olursak İlin Valisi devleti temsil eden, büyük yetkilerle donatılmış, ilin en büyük mülki amiridir, en büyük memurudur, tabir yerinde ise ilin patronudur.

Devlet işleyişinde, ”resmiyetteki nezaket kuralları” olarak da ifade edebileceğimiz “Protokol kuralları” uygulanır. Kim, nerede, kimin yanında, nasıl konuşmalı, nasıl davranmalı, nerede, nasıl oturmalı vb. birçok kural belirlenmiş olup, tüm memur adaylarına daha stajyer memurluk dönemlerinde protokol kuralları öğretilir. İlin en büyük amiri, devletin, Cumhurbaşkanının, tüm Bakanların ildeki temsilcisi olan Valinin karşısında haberde iddia edildiği gibi oturmak, ne nezakete, ne memuriyete, ne gelenek ve göreneklerimize asla uymaz. Vali devleti temsil ettiğine göre, Valiye yapılan nezaketsizlik devlete yapılmış sayılır. Bir memur, bırakınınız Valiyi, kendi kurum müdürünün yanında bile bu şekilde oturamaz, oturmamalıdır.

Şimdi, duygusallığı bir tarafa bırakıp sağduyulu düşünme vaktidir. Anlık dalgınlıklar, anlık hatalar olabilir. Ancak gerekçe ne olursa olsun bunları savunmak doğru değildir. Hele ki, lisans derecesine sahip, topluma önderlik etmesi, geleceğimizin teminatı çocuklarımızı yetiştirmesi, doğruyu- yanlışı öğretmesi beklenilen Öğretmenin böyle bir olası hatası daha da vahimdir. Hatadan dönmek erdemdir. Bu vesileyle devlet işleyiş sistemimizdeki protokol kuralları, sosyal hayatımızdaki nezaket-adab-ı muaşeret kurallarımızı bir kez daha hatırlamak, çocuklarımıza ve gençlerimize de örnekliğimizle belletmek doğru olacaktır. Önümüzdeki süreçte okullarımızda” adab-ı muaşeret” dersleri mutlaka okutulmalıdır.

Şeref ŞEN

serefsen4848@gmail.com