ÜNDER YÜKSEKÖĞRETİM DEĞERLENDİRME ÇALIŞTAYI « Kamudan Ajans

SON DAKİKA

ÜNDER YÜKSEKÖĞRETİM DEĞERLENDİRME ÇALIŞTAYI

ÜNİVERSİTE ÖĞRETİM ELEMANLARI DAYANIŞMA DERNEĞİ
YÜKSEKÖĞRETİM DEĞERLENDİRME ÇALIŞTAYI


Web Banner
Üniversite Öğretim Elemanları Dayanışma Derneği (ÜNDER) olarak, Maltepe Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Şahin Karasar’ın ev sahipliğinde 9-10 Ekim 2021 tarihlerinde düzenlediğimiz “Yükseköğretim Değerlendirme Çalıştayı”na davetimize olumlu karşılık veren çeşitli üniversitelerimizden akademisyenler katıldılar. Ev sahipiği yapan rektörümüze ve toplantıya katılarak katkı sunan meslektaşlarımıza teşekkür ederiz.
Çalıştayımızda, süre elverdiği ölçüde üniversitelerimizin öncelikli konuları arasında olması gerektiğini düşündüğümüz belli başlı bazı konular ele alındı ve çözüm önerileri üzerinde duruldu. Beş ana başlık altında topladığımız; Üniversitelerde Fakülte, MYO, Bölüm/AnabilimDalı/Program açılması için gerekli şartların belirlenmesi; Yurt dışındaki üniversite ve araştırma merkezleri ile kısa süreli değişim programlarının geliştirilmesi; Üniversitelerimizdeki yönetim anlayışı ve yönetici atamaları; Türkiye’deki tıp eğitiminin durumu; Yurt dışında yüksek lisans ve doktora deneyimi konuları tartışıldı.
Ele aldığımız bu konuların her birisi için toplantıya katılan ve katılamayan kişilerinde görüşlerine açık tutularak ayrıntılı raporların hazırlanmasının yerinde olacağı ortak kanaati oluştu. Bu doğrultuda hazrlamakta olduğumuz raporlar, katkı sunabilecek tüm akademisyenlerin görüş ve önerilerine açıktır.
Etkileşimli ve katılımcı bir ortamda yürütülen tartışmalarda ön plana çıkan ortak ve vurgulanmaya değer noktaları kısaca özetlemek isteriz.
Üniversiteler bulundukları çevre ve ülke başta olmak üzere insanlığın gelişimi için yeni bilgilerin üretilmesi ve topluma aktarılması bakımından dinamik ve en öncü kurumlardır. Bu yönüyle içinde bulunduğu toplum için hem bir hafıza hem de o toplumun “beyni” gibi rol üstlenebilmektedir. Bu bağlamda üniversitelerin toplumun diğer kurumlarıyla ilişkisi bir bütünlük taşımaktadır.Bir 1 kişi ve ayakta görseli olabilir
Üniversitelerin sağlıklı işlemesi inisiyatif sahiplerine de yol gösterici olmayı sağlayacaktır. İnsan bedenindeki beynin diğer organlarla ilişkisindeki uyum ve senkronize çalışma biçiminde olduğu gibi üniversitelerin verimliliği de diğer kurum, kuruluş ve sosyal oluşumlarla bağlantılıdır. Toplumsal şartlara, çevrenin kültürel zenginliği ve gelişmişliği ile toplumda var olan toplam kalite düzeyine de bağlıdır. Dolayısıyla günümüzde üniversite problemini daha geniş bir yelpazede, üniversiteyi etkileyen bütün bileşen ve paydaşlarıyla birlikte ele almak ve mevcut paradigmalarda yeni yaklaşımlara yönelmek gerekir.
Üniversiteyle ilgili her teknik detay ve uygulama, ferdin ve toplumun bilgi ve ahlâki olguları ile ilintilidir. Üniversitelerde normatif olarak özgün geleneklerin istikrarlı biçimde yaşatılması ve kendi iç dinamikleri ile sürekli geliştirilmesi doğaldır.Bir 1 kişi ve ayakta görseli olabilir
Üniversitelerimizle ilgili kronik hale gelen bazı problemler, değişen siyasi iktidara, kurumdaki ve kurumun bağlantılı olduğu üst makamlardaki yönetimlere ve değişen sistemlere rağmen hep aynı kalıyorsa, problemin sistemin ötesinde doğrudan insan kalitesiyle ilgili olduğunu kabul etmek doğru bir seçenek olacaktır. Elbette sosyal bir varlık olan insan etkilemeye ve etkilenmeye açıktır. Fertlerin üzerindeki çevre etkisinin önemi göz ardı edilemez. Ancak sonuçta bütün sistemlerin yine fertlerin bilgi ve ahlâk çıtasına göre şekillendiği bir hakikattir. O halde üniversitelerimizin asıl hedefi hem yüksek bilgi sahibi hem de bu bilgiyi ahlâki erdemler çerçevesinde kullanacak şahsiyetli bilim insanları yetiştirmek olmalıdır. Bu vasıftaki ilim adamları topluma örnek olabilir ve her türlü sosyal baskıyı göğüsleyebilir.
Üniversitelerin böyle bir misyonu üstlenebilmesi için evvelemirde kendi mensupları arasında bir görüş ve anlayış birliğine, diğer bir tabirle “ortak bir akademik dile” ihtiyaç vardır. Bu anlayışın esası temel ahlâki ve insani değerlerdir. Zira akademik etik de evrensel ahlâki değerlerden bağımsız olamaz.Bir 1 kişi ve ayakta görseli olabilir
Araştırma görevlisi seçiminden rektör seçimine kadar hemen hemen her hususta evrensel ahlâki değerlere, yani adalete ve liyakata uygun hareket etmek gerekir. Bu fikir ise zümrevi mensubiyetlerin yol açtığı çürütücü tarafgirlikten uzak olmayı ve vazifelerimizi ifa ederken her türlü kanuni denetimin ötesinde vicdani bir denetim şuuruyla hareket etmeyi gerektirir. Bütün bunlar öğretim üyelerinin sahip olması beklenen yüksek vasıflar olmalıdır. Tabiatıyla toplumun bir parçası olan öğretim üyesinin de fikrî, dinî, zümrevî bir mensubiyeti olması doğaldır. Bununla beraber bu mensubiyetlerin hak ihlaline aracı kılınması kabul edilebilir bir şey değildir.Bir 1 kişi ve ayakta görseli olabilir
Üniversiteler nasıl topluma örnek olmakla mükellef ise öğretim üyelerinin de tutum ve davranışlarıyla, mesleki aktiviteleri ile örnek alınmaya değer vasıfları olmalıdır. Akademik camianın, içinde yaşadığı toplumda da sözü dinlenen ve bilgisine başvurulan kesim olması için bir çabası olmalıdır. Bu bağlamda akademisyenlerin yer aldığı ve/veya oluşturduğu topluluğun diğer meslektaşlarına örnek olması gerekir.Bir bir veya daha fazla kişi, ayakta duran insanlar ve iç mekan görseli olabilir
Bu değerlendirmeler ışığında belirtmek isteriz ki; ÜNDER burada kısaca özetlenen evrensel ahlâki değerlere bağlı kalmayı, başka bir anlayışı o değerlerin üstüne çıkarmamayı taahhüt eder. Evrensel akademik değerlere bağlılık ekseninde farklı dünya görüşlerine sahip meslektaşlara da çatısı altında yer verir.
Kamuoyunun dikkatine saygıyla arz ederiz.

Web Banner
Web Banner