SSB Başkanı Demir’den açık davet! « Kamudan Ajans

SON DAKİKA

SSB Başkanı Demir’den açık davet!

Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, İstanbul Teknik Üniversitesi’nin çevrim içi olarak düzenlemiş olduğu “Geleceğin Türkiye’si ve Mühendislik” konulu yıl sonu toplantısında konuştu.


Savunma Sanayii Başkanlığı’nın görevlerini anlatan Demir, savunmanın temel olarak ülkenin çok önemli bir kurumu, kavramı ve teknolojinin de “mızrak ucu” olarak tabir edilen bir alanı olduğunu belirtti.

Demir, 1970’li senelerın, Kıbrıs Harekatı sonrası senelerın, Türkiye’de sanayi ve teknolojinin, özellikle savunma sanayinin ne kadar değerli olduğunu gösteren bir dönem olduğunu ifade ederek, “Bizim de o senelerde uçak mühendisliğini seçmemizde önemli bir rol oynadı. O senelerde uçak mühendisliğinin Türkiye’de en yüksek puanlı yer olmasında da bir rol oynadı diyebiliriz. Yani Türkiye, o senelerde yaşadıklarıyla birlikte bağımsız bir ülke olabilmenin anahtarının sanayileşmeden, özellikle de savunma sınırından geçtiğini anladı.” biçiminde konuştu.

Bunun üzerine savunma sanayi yapılanmasının, tedarik sisteminin, alımlarının artık bağımlı şekilde yürütülmemesi gerekli olduğu düşüncesinin öne çıktığını aktaran Demir, bu bağlamda da üniversitelerin ve burada bulunan iş birliğinin çok önemli olduğunu vurguladı.

“ÜNİVERSİTELİ HOCALARIMIZIN ÖZELLİKLE SANAYİYE ÇOK YAKIN DURMALARI GEREKİYOR”

İsmail Demir, şöyle devam etti:

“Peki bu yapıda, bu çatı altında üretilen bilgiyi nasıl alana transfer edeceğiz? Türkiye’nin senelerdir düşündüğü, konuştuğu, üstünde kafa yorduğu, bazen başarılı uygulamaları yapmış olduğu ama çok daha fazla yol almamız gerekli olduğuni düşündüğümüz bir alan. Bu bağlantıyı kurma anlamında da üniversiteli hocalarımızın özellikle sanayiye çok yakın durmaları gerekmektedir. Yine sanayi piyasasının de bilim dünyasını çok iyi tanıması ve güvenmesi gerekmektedir. Bu güven eksikliği hep var oldu. Ne kadar azalsa da üreticiye sorduğumuzda, sanayiciye sorduğumuzda, ‘bana ürün lazım, ben hocanın işte şu kadar zaman uğraşmasını kaldıramam’ tezi var. Bir taraftan bilim yaparken, öte taraftan hocalarımızın iğneyle kuyu kazar gibi olsa bile derinliği sağlamaları gerekmektedir. Aksi takdirde yüzeysel olarak, başkalarının sağlamış olduğu bilgilerle ve lisans hakları bir yere kadar gideriz. Ondan sonrasına gidemeyiz.

Bugün teknoloji anlamında özellikle savunma sanayi dediğimizde iyi bir yürüyüşümüz var diyebiliriz. Ama ben daima diyorum; yürümek yetmez, koşmalıyız. Çünkü mesafe çok. Koşmak için de bir kas kuvveti gücü lazım. Bu da bilgidir. Bilgi de yine bu çatı altında var. Bunun transfer edilmesiyle ilgili çok yakın temasın olması gerekli olduğuni de tekrar vurguluyorum.”

“AR-GE’NİN NE OLDUĞUYLA İLGİLİ MÜTHİŞ BİR KAFA KARIŞIKLIĞI VAR”

Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Demir, Ar-Ge çalışmalarına ilişkin de değerlendirmelerde bulundu.

Savunma sanayinde araştırma ve projelere senede 5 milyar dolara yakın bir harcama yapıldığını bildiren Demir, “Şimdi bu kadar miktar paranın döndüğü bir yer… Yani bu kabaca 30 küsur milyar lira yapıyor. Üniversite çatısı altında düşündüğümüzde bu kadar paradan, biz işte, 1 milyarını ayırsak diyelim, müthiş bir iş olur.” dedi.

Ar-Ge konusunda belirli yatırımların, belirli çalışmaların yapıldığına ancak Ar-Ge kavramının yanlış anlaşıldığına dikkat çeken Demir, “Ar-Ge’nin ne olduğuyla ilgili müthiş bir kafa karışıklığı var piyasada. Bir ürünü geliştirmenin Ar-Ge olarak adlandırıldığı bir sistemin entegre edilmesinin Ar-Ge olarak anlaşıldığı bir dünyadayız. O açıdan da üniversitedeki Ar-Ge’nin ve uygulamalı bilimlerdeki Ar-Ge’nin ne olduğuyla ilgili anlayış eksikliğinden dolayı maalesef kıymet bilmez bir davranış da var. ‘Ar-Ge yapmaktayım’ adı altında harcanan paraların çoğu ürün ve sistem geliştirmeye yönelik ya da belli şeyleri kopyalamaya yönelik faaliyetler. Bugün Ar-Ge harcamaları olarak verilen rakamların çoğu da maalesef bu tür nitelikte. Ama hem temel hem de uygulamalı Ar-Ge’nin Türkiye’nin önünü açacak, Türkiye’nin önümüzdeki on, yirmi, otuz senelerını güvence altına alacak faaliyetler olduğunu görmemiz ve bunu gerçekleştirmemiz lazım.” biçiminde konuştu.

Bu anlamda da özellikle sanayi ve üniversitenin birbirini tanıma, yapılan işlerden haberdar olma anlamında da çok yakın bir temas ve ilişki içinde olması gerekli olduğunin önemini vurgulayan Demir, şunları kaydetti:

“Bu açıdan da gerek İstanbul Teknik Üniversitesi ile gerek diğer üniversitelerle düzenli bir biçimde, adına tanışma diyelim… Bizim ihtiyaç duyduğumuz bir dizi araştırma konusu, uygulamalı araştırma, hatta teknoloji geliştirme ve ürün geliştirme konuları var. Bunların her birinde siz kıymetli hocalarımızın önemli katkıları olabilir, ekip çalışması olabilir ve bizler de acelecilikte olmayız, olmamalıyız ve olmayacağımızı söylüyorum. Bilimsel çalışmanın uzun süreli olduğunu biliyoruz. Bilimsel çalışma, belki bir problemler yumağının ya da bir ürüne giden yol haritasında bir noktayı çözer. Ama bu noktaları birleştirdiğinizde oraya gidersiniz. Şu anda teknolojinin geldiği noktada çok ince ve derin konular var. Bu derin konuların her birisinin bir ya da birkaç kişi tarafından bilinmesini beklemek de çok akıl karı bir iş değil. Bazen böyle beklentiler oluyor. Hatta bu iddia ile gelen bazı kişilere kıymet verildiği ama sonra da hüsranla sonuçlandığı görmüş olduğumuz faaliyetler var.”

“CANIGÖNÜLDEN, CAN KULAĞIYLA DİNLEMEYE HAZIRIZ”

Bu tanıma ve tanışma meselesine önem verdiğini belirten Demir, “Sizlere bu açık davetimizdir. Dilerseniz bunu bir organize ve sistematik şekilde yapalım. Ama bizlerin neye ihtiyacı var? Sizler ne yapıyorsunuz? Bunu çok yakından görmemiz lazım. Çünkü ben şunu çok net hissediyorum. Biliyorum demiyorum. Çünkü teker teker bu bilgiye sahip değilim. Ama çok net hissediyorum. Bugün çalışmaya ihtiyacımız olan, teknolojisini edinmek istediğimiz pek çok alanda üniversitede en azından belirli düzeyde ve belirli alanlarda çok önemli yetkinlikler ve kabiliyetler var. İletişimimizi başlatmak üzere bugünkü buluşmamız bir miat olsun, sizlere açık davetimiz var. Yapılan, yapılacak faaliyetlerle ilgili bizlerin çağrıları, ihtiyaçları olabilir ya da sizlerin enteresan proje tavsiyeleri olabilir. Biz bunları çok canıgönülden, can kulağıyla dinlemeye hazırız.” diye konuştu.

“TÜRKİYE’NİN BİR KÜRESEL GÜÇ OLMA VİZYONUNDA ATILACAK ÖNEMLİ ADIMLAR VAR”

İsmail Demir, bugünki noktada Türkiye’nin bir global güç olma vizyonunda atılacak önemli adımlar olduğunu belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bugün ulus olarak çok kritik günlerden geçiyoruz. Ülkemizin etrafı bir anda ateş çemberine çevrildi. Hatırlarsanız, 2010’lara gidelim, 2009, 2008’lere gidelim. Türkiye’nin sıfır problem politikalarını hatırlayalım. Komşularıyla, dostlarıyla iyi geçindiği seneler… Birden iklim değişti.

Bugünlerde net olarak görüyoruz ki biz bunu savunma sanayi olarak çok net yaşıyoruz. Aslında 4-5 senedir yaşıyorduk. Dışarıdan hiçbir sistemi, hiçbir kritik teknolojiyi alamaz durumdayız ve almak da istemiyoruz esasında. Biz sizlere güveniyoruz. Teknoloji dendiğinde, bir şeyin yapılması dendiğinde bir şey insan yapısı ise biz daha iyisini yaparız. Gençlerimize, öğrencilerimize bu güveni verelim.”