MTSK, Milli Eğitim’in yaptığı sınavlardan iki tarafı da imtihan eden bir sınavdır desek abartmış olmayız. MTSK sınavlarından söz edecekseniz o sınavlarda mutlaka görev almanız gerekir. Yıllarca görev aldım MTSK sınavlarında.
MTSK sınavlarının “Mış gibi” yapıldığı yıllarda da, hakkını vererek yapıldığı günlerde de görev aldım.Dünü konuşacak değiliz. Bugüne bakmak ve mevcut sorunlara odaklanalım isterseniz. Sabahın ilk ışıkları ile karanlığın son demlerinin ayırt edilemediği bir vakitte sınav alanında olmak, sınav görevlisinin ilk imtihanıdır. Vaktinde sınav yerinde olunca her şey bitmiyor elbet.
Maişeti için sınavın erken saatte başlamasını dert etmeyen sınav görevlisi öğretmenin ikinci imtihanı ise kuşkusuz güvenlik riskidir. Başarısız olan sürücü adayını araçtan indirdiğinde her zaman teşekkür edilmediğini -sanırım- söylemeye gerek yok. Bir defasında usta öğretici ile aday arasında çıkan tartışmada aracı olan bir öğretmen arkadaşın uğradığı şiddete şahit olmuştum.
Sabahın ilk ışıklarından akşamın geç vaktine kadar görevinin başında olan sınav görevlisinin, en temel insani ihtiyaçlarını gidermek için dahi fırsat kollamak zorunda bırakan bir sınav planlamasının artık tartışmaya açılması gerekmez mi?
Tabi meselenin bir de denetim boyutu var. Sınav süresine riayetten kural uyumuna kadar birçok noktada sınav görevlisini denetleyen denetim görevlilerinin, sınav güvenliğine ilişkin değerlendirme yapma görevleri de olsaydı fena olmazdı. Adil bir denetim için bu gerekmez mi? Disiplin Kurulu’na gelen itirazlara bakılırsa tek kabahatli sınav görevlisi her zamanki gibi(!) Subjektif kararlar ile hem disiplin yönünden hem de idari bakımdan ceza verilen görevli arkadaşların sesine kulak vermenin zamanı geldi de geçiyor.
MTSK Sınavlarında çözüm bekleyen başka sorun yok mu? Elbette ki bunlar sadece birkaçı. Başlangıç olarak; daha önce 14 olan halen 12 olan komisyon başına düşen aday sayısı 10’a düşürülerek hem temel insani ihtiyaçlar için ilave zaman üretilmiş olur hem de sınav başlama ve bitiş saatleri daha insani hâle getirilebilir mesela.
Meselenin bir de ekonomik boyutu var. Ocak ayından itibaren uygulanan vergi indirimi asgari ücret tutarında gelirin vergiden muaf olduğunu güvence altına almıştı. Asgari ücret tutarında yylık gelir belirlenmesinin herkesin ortak geliri maaşlar üzerinden belirlenmesi ve MTSK dahil tüm ekstra gelirlerden sadece %15 gelir vergisi ile yetinilmelidir.
Vergi matrahı ve vergi dilimi hesaplamalarında MTSK sınav ücretlerinin kapsam dışında tutulması ile buna bir başlangıç yapılabilir.Geçen sene 432 ile başlayan sınav ücretinin Eylül ayında 342 TL’ye düşmesi bu konuda ne demek istediğimize ipucu olacaktır sanırım.
Peki bu sene durum farklı mı?
Alandan gelen tepkilere bakıldığında durumun farklı olduğunu söylemek pek de mümkün değil. Sınava girecek adaylara yapılan zam ile sınav görevlilerine yapılan zammı kıyasladığımızda ortada adil olmayan bir durumun olduğunu söylememiz gerekiyor. Zira sınavların ekonomik yönetimi merkezi bütçeden karşılamadığına göre oluşan farkın neyeye kullanıldığını bilmemiz en doğal hakkımız değil midir?
Sınava girecek adaylardan elde edilen gelir üzerinden oluşan bütçenin- tabidir ki- sınavları yapan kişilere öncelikli olarak aktarılması gerekir. Bu anlamda çok da rantabl olduğu söylenemeyecek İl ve İlçe kontenjanlı denetim görevlisi sayısı, yürütme komisyonu, denetim ve daha bir çok açıdan sınav yönetim şemasının paydaşlarla istişare edilerek revize edilmesi gerekmektedir.
Yıllarca bu sınavlarda görev almış birisi olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim:
Sınav görevlisi arkadaşlarımız görevlerini hakkıyla yerine getirmektedir. Onların yükünü hafifletecek; sınav güvenliği ve elde edilecek gelir başta olmak üzere MTSK Sınavları tekrardan masaya yatırılması ve azami memnuniyet üretecek çözümün ortaya konması gerekmektedir.
İdris Şekerci
Eğitim Bir Sen İstanbul 6 Nolu Şube Başkanı
