Mısırlı istihbarat memurunun sözleri, bölgedeki güç dengelerinin nasıl şekillendiğine dair alışılmışın dışında bilgiler veriyor. Ona göre, son yıllarda Ortadoğu’da yaşanan gelişmeler yalnızca “halk hareketleri” ya da “tesadüfi olaylar” değil, aksine büyük devletlerin masasında yıllar öncesinden çizilmiş bir senaryonun parçaları.
Özellikle Filistin meselesi, yalnızca İsrail ve Gazze arasındaki çatışmadan ibaret değil. İddialara göre Mısır hükümeti, zaman zaman Gazze’yi rahatlatıyor gibi görünse de perde arkasında farklı pazarlıklar yürütüyor. Bu pazarlıkların temelinde ise hem bölgedeki dengeleri korumak hem de Mısır’ın kendi iç istikrarını sağlamak var. Ancak bu süreçte en çok zararı yine masum siviller görüyor.
İstihbaratçı, “Bölgedeki bazı örgütlerin kime hizmet ettiğini sandığınız kadar net bilmiyorsunuz. Bir kısmı Batı’ya, bir kısmı İran’a, bir kısmı da farklı Arap başkentlerine bağlı. Ancak hepsinin ortak noktası, halkların inançlarını ve acılarını birer koz olarak kullanmalarıdır” sözleriyle tabloyu özetliyor.
Bu açıklamalar, Ortadoğu’da yıllardır süregelen kardeş kavgalarının aslında kimlerin işine yaradığını bir kez daha gözler önüne seriyor. Görünen o ki, bölgedeki hiçbir gelişme tesadüf değil; aksine titizlikle planlanmış, satranç hamleleri gibi adım adım uygulanıyor.
RÖPORTAJ:
Bünyamin Erdemir: Sisi, “Gazze halkının yanında olacağız” diyor. Gerçekte bu sözlerin anlamı nedir?
Mısırlı İstihbarat Memuru: O sözler sadece vitrin. Gerçekte yönetimin tek korkusu, yüz binlerce Gazze’lilerin Sina Çölü’ne yerleşmesi. Bu durum Mısır’ın güvenlik dengesini altüst eder. Çünkü Sina zaten silahlı grupların yıllardır pusuda beklediği bir bölge. Eğer göç olursa, orası fiilen yeni bir cepheye dönüşür.
________________________________________
Bünyamin Erdemir: Yani Sisi insani kaygılarla değil, güvenlik endişesiyle mi hareket ediyor?
Mısırlı İstihbarat Memuru: Evet, ama sadece güvenlik de değil. Sisi yönetiminin gizli hedefi, Gazze’deki halkı “kontrollü açlık ve baskı” politikasıyla yerinde tutmak. Böylece hem İsrail’e “biz sınırları kapalı tutuyoruz” mesajı veriyor hem de Batı’ya “yardım kapısıyız” propagandası yapıyor. Bu çift taraflı oyunun adı bizde “Çifte Dosya Planı”. Bu konuda hem İsrail’den hem de Avrupa’da İsrail’i destekleyen ülkelerden para alıyor. Refah kapısını kapattığı için İsrail’den yardım aldığını Mısır kamuoyu biliyor.
________________________________________
Bünyamin Erdemir: Peki bu “Çifte Dosya Planı” tam olarak neyi kapsıyor?
Mısırlı İstihbarat Memuru: Birincisi, yardım malzemelerini sınırlı geçirme. Böylece halk tamamen nefes alamıyor, ama uluslararası medyaya “yardım girdi” mesajı veriliyor. İkincisi, göç ihtimalini koz olarak masada kullanma. Eğer İsrail destekli Batı’dan yeterli ekonomik destek alınmazsa, “Gazze’lileri Mısır’a veya Sina’ya almayız” tehdidi masaya sürülüyor. Yani halkın kaderi diplomatik pazarlık konusu. Mısır öncelik olarak kendi çıkarlarını Gazze’lilerin üzerinden pazarlık yaparak ön plana çıkarıyor.
________________________________________
Bünyamin Erdemir: Bu inanılmaz bir iddia. İsrail’in bu süreçteki rolü nedir?
Mısırlı İstihbarat Memuru: İsrail perde arkasında sürekli baskı yapıyor. Onların istediği şey çok net: “Gazze boşalsın, Sina’da kamplar kurulsun.” Ancak Mısır bunu resmen kabul etmiyor çünkü Sina’da yeni bir Filistin devleti doğma ihtimalinden korkuyor. Yani bir yandan İsrail’e göz kırpıyorlar, bir yandan da “asla kabul etmeyiz” diyerek halkı oyalıyorlar. Çünkü Sina’da yapılacak bir kamp Mısır’daki İhvan hareketini canlandırır ve jeopolitik olarak Mısır’ın iç siyasetindeki dengeyi İhvan lehine çevirebilir. Ayrıca Gazze’liler içinden silahlı mücadele taraftarları İhvan’ı etkileyebilir; Sisi sadece siyasette değil sahada da çatışmak zorunda kalır. Böyle bir durumda savaş, kara kuyu gibidir: istediği kadar insan ölsün, silah tükenmez; Mısır böyle bir savaşı kendi topraklarında istemez çünkü destek almadan Sisi yönetimi bununla baş edemeyeceğini bilir.
________________________________________
Bünyamin Erdemir: Uluslararası toplum bu oyunu görmüyor mu?
Mısırlı İstihbarat Memuru: Görüyor ama işine geliyor. Çünkü herkes sorumluluktan kaçıyor. Avrupa yeni mülteci dalgası istemiyor. Amerika ise İsrail’in güvenliği dışında pek bir şey düşünmüyor. Dolayısıyla Sisi’nin ikiyüzlü politikası aslında küresel aktörler için de uygun bir senaryo. Amerika orada yeni yaşam vaadiyle söylemde bulunuyor ama aslında Gazze’nin üstündeki çıkarları onu ilgilendiriyor. Çünkü 5–6 milyar dolarlık gaz rezervi olduğu söyleniyor. Ayrıca Akdeniz’in merkezi orası; Rusya ve diğer ülkeler için güvenlik adına kullanabileceği bir alan.
________________________________________
Bünyamin Erdemir: Peki bu planın Mısır halkına yansıması nasıl oluyor?
Mısırlı İstihbarat Memuru: Halkın büyük bölümü resmi açıklamalara inanıyor. Ama özellikle sınır bölgelerinde yaşayanlar gerçeği biliyor: ordu sınırları kapalı tutuyor, yardımların çoğu kamyonlarla haftalarca bekletiliyor, siviller ise çaresiz bırakılıyor. Bu da yönetimin “biz insaniyiz” propagandasını çürütüyor. Bir de yardım olayının şöyle bir gerçeği var: Gazze’ye gelen araçların birçoğu Mısır güvenlik ekiplerince el konularak, sınır’a ulaşamadan el değiştiriyor. Kısacası bazı resmi kurumların eliyle illegal şekilde el konularak kara borsada Mısır halkının haberi olmadan satılıyor. Bunu bölgedeki market, bakkal ve toptancılarda görebilirsiniz; dışarıdan gelen ürünlerin markalarının birçoğu Mısır’da resmi olarak yok; öyleyse nasıl satışı oluyor? Hatta çuvalla gelen bakliyatlar restoran ve lokantalara veriliyor.
________________________________________
Bünyamin Erdemir: Son olarak, sizin gözünüzden Sisi’nin gerçek niyeti nedir?
Mısırlı İstihbarat Memuru: Açık söyleyeyim: Sisi’nin niyeti Gazze halkını korumak değil, kendi iktidarını korumak. Gazze üzerinden hem İsrail’e hem Batı’ya pazarlık yapıyor, hem de kendi halkına “güvenliği sağladık” mesajı veriyor. Yani Gazze bir dram olmaktan öte, Kahire için sadece bir satranç taşı. Çünkü hiç zararı olmayan, taraflarla alâkası olmayan ve sana sadece kazanım sağlayacak bir oyun varsa neden kazanan taraf olmayasın?
——————————————-
Bünyamin Erdemir: Peki Sina meselesi neden bu kadar kritik?
Mısırlı İstihbarat Memuru: Çünkü Sina’da hâlâ çözülememiş bir Müslüman Kardeşler meselesi var. 2013’te darbeyle Müslüman Kardeşler’i tasfiye ettiğini sanan Sisi, aslında onları tamamen bitirememişti. Sina’da hâlâ örgütlenmeleri var; bazı hücreler uyuyor. Eğer Gazze’den yüz binlerce insan oraya geçerse, bu yapıların yeniden canlanmasından korkuyor. İsrail de aynı gerekçeyle bu senaryoyu istemiyor. Orada hâlâ silahlı gruplar var; geçmişte Mısır ordu ile savaşmışlardı. Kabul etmesek de bir çok savaş yetisine ve operasyonel kabiliyete sahip kişiler bir kişiyi, bin kişiyi tetikleyebilir.
________________________________________
Bünyamin Erdemir: Yani Gazze halkını korumuyorlar, kendi iktidarlarını koruyorlar?
Mısırlı İstihbarat Memuru: Aynen öyle. Hatta daha ileri gideyim: Sisi, Müslüman Kardeşler’i bahane ederek Sina’da çok sert askeri operasyonlar planlıyor. İsrail istihbaratıyla koordineli yürütülen bu operasyonlar, bir bakıma Filistinlilerin de geçişini engelleme stratejisi.
————————————————————
Bünyamin Erdemir: Bu işin global boyutu var mı? ABD veya Körfez ülkeleri nasıl devreye giriyor?
Mısırlı İstihbarat Memuru: ABD, Sisi’nin bu politikasını destekliyor çünkü onlar için öncelik İsrail’in güvenliği ve Gazze’nin gaz rezervleri. Körfez ülkeleri ise iki yüzlü bir tavır içinde. Bir yandan Gazze’ye yardım görüntüsü veriyorlar, diğer yandan Mısır’a milyarlarca dolar fon sağlayarak Sisi’nin rejimini ayakta tutuyorlar. Yani Gazze halkı, aslında büyük güçlerin pazarlığında bir “rehine” gibi kullanılıyor.
———————————————————-
Bünyamin Erdemir: Peki Sisi’nin uzun vadeli planı nedir?
Mısırlı İstihbarat Memuru: Uzun vadede Sina’yı tamamen askeri bir tampon bölgeye çevirmek. Gazze’den gelen kimseleri oraya kalıcı olarak yerleştirmek istemiyor. Bunun yerine Sisi, Gazze’nin tamamen İsrail kontrolüne girmesine göz yumacak; kendisi de “biz geçişleri sınırladık” diyerek İsrail’den siyasi kredi toplayacak. Yani görünürde Filistin’e sahip çıkan bir lider imajı sergilerken, perde arkasında Tel Aviv ile aynı masada oturan bir figür olacak.
Bünyamin Erdemir: Müslüman Kardeşler’in yeniden güç kazanma ihtimali bu planları bozabilir mi?
Mısırlı İstihbarat Memuru: İşte en büyük korkuları o. Çünkü Mısır’da hâlâ yeraltına inmiş büyük bir kitle var. Eğer Gazze’den gelenlerle birleşirlerse Sisi’nin rejimi çok ciddi bir tehdit altına girer. Bu yüzden Müslüman Kardeşler meselesini İsrail’le “ortak düşman” gibi görüyorlar. Ve perde arkasında ABD’den de bunun için destek alıyorlar. İhvanın saha tecrübesi Gazze’lilerdeki tecrübeyle birleştiğinde bu Mısır hükümeti için devamlı bir tehlike arz edecek. Bunun yanında dış etkenler de var; bazı ülkeler Mısır iç siyasetine müdahale etmek için bu birleşime ekonomik ve askeri destek sağlayabilir.
________________________________________
Bünyamin Erdemir: Yani özetle; kamuoyuna açıklananlar tamamen sahte bir vitrin, gerçek planlar ise Gazze’yi yalnız bırakmak, Sina’yı askerileştirmek ve Müslüman Kardeşler’i tamamen bitirmek üzerine kurulu…
Mısırlı İstihbarat Memuru: Evet, gerçek tablo budur. Gazze halkı, bölgesel ve küresel satrançta sadece bir piyon. Sisi’nin söylemlerine aldananlar, perdenin arkasındaki kirli oyunu göremiyor ya da görseler de çıkarları bu yönde olduğu için yuvarlak ve anlamsız açıklamalarla geçiştiriyorlar.
—————————————–
Bünyamin Erdemir: Gazze’lilerin gerçekten Sina’ya geçip hayatlarını kurtarma olasılığı hiç mi yok? Biz veya uluslararası kamuoyu bunun için bir şey yapamaz mı?
Mısırlı İstihbarat Memuru: Kitlesel olarak hayır; bunu iki yıllık süreçte gördük. Binlerce protesto yapıldı, sonuç ne oldu, hiçbir şey. Bunu ancak uluslararası kamuoyunda alınacak, milletler topluluğu gibi ciddi adımlarla görebiliriz.
——————————————–
Bünyamin Erdemir:
Devletlerin en ve tek gerçeği milletlerdir. Halk ayağa kalktığında kendi devletini, hükümetini bile değiştirebilir. Siz “hiç” olarak değerlendiriyorsunuz ama yapılan protestolar İspanya gibi devletlerin karar almasına neden oldu; dış siyaset, iç siyasete sirayet etti. Bu konuda ciddi yaptırımlar yapıldı İsrail’e… Bugün Mısır’ın ekonomik şartları ortada; gereken ekonomik yardım ve güvence Mısır hükümetine verilirse, İsrail’in aleyhine karar alması çok mu zor? Niketim ülkelerde arası ebedi dostluk ve düşmanlık kavramları sonsuza kadar sürmez ve çıkar ekseninde hesaplanır mı?
Mısırlı İstihbarat Memuru: Evet. Geçen yıl Mısır ve İsrail arasında vekiller arasındaki gizli bir toplantıda şöyle bir not geçti: “Siz Gazze’lileri alın ve bize zaman verin; bu süreçte Mısır’da Gazze’lileri bırakmayalım, onları gruplar halinde başka ülkelere gönderelim. Bu süreçte onların bakımı için belli bir bütçe ayıralım.” İsrail tarafı böyle bir teklif sundu.
——————————————————
Bünyamin Erdemir: Mısırlı yetkililerin cevabı ne oldu?
Mısırlı İstihbarat Memuru: Aslında olumlu baktılar ama şöyle bir bahane öne sürdüler: Mısır halkı duygusal ve inancına bağlıdır; Gazze’liler bu hâli gördüklerinde bize baskı yapacaklar ve bu durum haber olacak; sosyal medya aracılığıyla kitleler içeride harekete geçebilir; bu da hükümeti ve devleti zora sokar. İsrailli heyet hazırlıklı gelmişti; her verilen cevaba alternatif sundular. Mesela buna karşı “Gazze’li aileler ve yaralılarla iletişimi zorlaştırın; zaten devlet yardım ediyor, sizin yardım etmenize gerek yok; güvenlik açısından görüşüştüremiyoruz; bu onların güvenliği için devletin aldığı bir karardır; direnmeyin, ısrarda bulunursanız tutuklanırsınız” gibi haberleri halkın kulağına fısıldayabilirsiniz. Sonrasında Gazze’lilerin Mısır’da çalışmalarını yasaklayın; iş kurmalarını veya bir yere ortak olmalarını, hatta işçilik yapmalarını yasaklayın — bunu resmi yapmanıza gerek yok, kendi şirket ve yerel esnafınıza iletin. Hatta Gazze’lilere “eğer devletin yasakladığı kişiler ve kurumlarla görüşürseniz, adli bir olaya karışırsanız sizi Afrika’ya veya yaşam şartları zor olan ülkelere göndeririz” teklifinde bulunabilirsiniz. Masada İsrailli konuşan yetkilinin yanında oturan kişi “Senegal” diye mırıldanmıştı.
Mısırlı yetkili gelen yardımları koordine etmek için fikrini İsrailli yetkililere sordu. İsrailli taraf “Bunlara el konularak Mısır hükümeti yardımları kendi koordine etsin; bu konuda bir kurum öne çıkararak duyurabilirsiniz; hatta biz yardımların belli ölçüde alınacağını varsayıyoruz; fazlasını siz kendi inisiyatifinizde kullanabilirsiniz” dedi. (Çalın demek bu.)
________________________________________
Bünyamin Erdemir: Şimdi aklıma geldi: Gazze’nin ilk yılında bazı Gazze’liler Refah kapısından çıkmak istiyordu; bunu koordine eden Mısırlı subaylar rüşvet karşılığında Gazze’lileri ordan çıkarıyordu. Nasıl?
Mısırlı İstihbarat Memuru: Bunun için bir ekip kuruldu; başlarında Cumhurbaşkanı Sisi’nin oğlu Mahmud es-Sisi vardı. Tüm rüşvet, gasp ve illegal işler bunun üzerinden yürütülüyordu.
Bünyamin Erdemir: İşleyiş hakkında daha açık bilgi verirsiniz?
Mısırlı İstihbarat Memuru: Mahmud es-Sisi Refah kapısından sorumludur ve kendi ekibi orayla ilgilenir; hatta rüşvet karşılığında İsrail’den habersiz bazı Hamas’ın istediği adamları bile çıkardılar. Orada Gazze’liler için şöyle yapıyorlardı: Kapıda duran Mısırlı yetkililer, çıkmak isteyen kişilerin pasaport ve bilgilerini alıyorlardı ve gizlice İsrail istihbaratına yolluyorlardı; bu kişilerin çıkmasında sorun var mı diye. Eğer İsrail istihbaratı “yok” derse, 2 bin veya 2.500 dolar karşılığında çıkarıyorlardı. Hatta Gazze’de resmi görevli Hamas heyetinde biri vardı; 50 bin dolara bu kişiyi bizzat Mısırlı istihbaratçılar çıkardı. Bu paraların bir kısmı Mahmud es-Sisi’ye gidiyordu; burada İsrailli ve Mısırlı subaylar da memnundu.
Bünyamin Erdemir: Parası olmayan Gazze’liler ne oluyor?
Mısırlı İstihbarat Memuru: Cennet’e…!
________________________________________
Bünyamin Erdemir: Peki dünya oraya yardım etmek için birbiri ile yarıştı; bunca tır yardım içeri sokulmadı; nerede bunlar ve neden sizden başka kimse bunları dile getirmedi?
Mısırlı İstihbarat Memuru: Bu iki yıl boyunca benim neler çektiğimi yalnız Allah bilir. Bazen sabaha kadar namaz kılıp tevbe ediyordum ve o şekilde hiç uyumadan baş ve diz ağrısıyla işe gidiyordum; vicdanım kaldırmıyor. Çevremdeki bazı subay ve astlarım da benimle aynı fikirde ama yapacak bir şey yok; en ufak bir söylem hayatımıza, hatta ailelerimizin hayatına mal olabilir. Bunu yazabilirsiniz. Geçen yıl Mısır’ın İskenderun şehrinde bizzat İsrailliler tarafından bir operasyon yaptık! Ekibin içinde bendim ama komuta eden değildim. İskenderun’da biri vardı, M.E. adında; paylaşımları devamlı Gazze hakkındaydı, kitlesi fazlaydı ve takipçi kitlesini yönlendirme becerisi olduğu için İsrailli yetkililerin dikkatini çekmişti. Resmen suç sayılmadığı için Mısır kanunlarına göre bir şey yapamazdık; o yüzden onu aradılar ve İskenderiye’nin sahil kısmında bulunan Elite Hotel’in adresini verdiler. Orada emniyet binası veya karakol olmadığını söyleyen M.E., gelmeyeceğini, eğer gerçekten polis iseler en yakın karakola gideceklerini söyledi. Bunun üzerine ekip üstlerine bilgi verdi ve kabul ettiler; ama karakola gelmeden, içeri girmeden almalarını, resmi bir işlem yapılmamasını talimat verdiler. İki yıl önce Mısırlı bir polis İsrailli iki kişi öldürmüştü; yanlış hatırlamıyorsam 7 Ekim sonrası, Gazze halkı için bunu yapmıştı. Şahıs, Ebu Kuber Caddesi’ndeki sahildeki Sidi Gaber polis merkezine çağrıldı; akşam saat 20:15 gibiydi; sonra havanın kararmasıyla etrafa dağılan ekip fiziki şekilde gözlemledi ve arka sokakta, emniyete gelirken Ibn Azab Caddesi’nde aldılar, araca bindirdiler ve Kahire’ye gönderdiler. O hafta bize zarf içinde neredeyse yarım yıllık maaşımız kadar para verdiler; normalde böyle bir durum söz konusu değildir. Daha sonradan öğrendiğim kadarıyla bu şekilde Mısır’da 60 kişi, resmi olmayan bir şekilde tutuklanmış ve 6–7 ay gibi cezaevinde kaldıktan sonra serbest bırakılmış; tabi gereken uyarılar yapıldıktan ve kabul edildikten sonra.
Bünyamin Erdemir: Peki kaç para aldınız? Ve ne parası diye sormadınız mı?
Mısırlı İstihbarat Memuru: Sorduk tabii ki; ama cevap olarak “gerimi alalım” diyerek dağıtan kişi sırıttı. 500 dolar vardı; bu da birkaç aylık maaşa denk geliyordu Mısır’da.
Bünyamin Erdemir: Peki oradaki polis, asker, doktorların veya öğretmenlerin maaşları ne kadar?
Mısırlı İstihbarat Memuru: Aylık: öğretmenler 65 dolar, polisler 90 dolar, komiserler 120 dolar, doktorlar 160 dolar alırlar.
________________________________________
Bünyamin Erdemir: Anladığım kadarıyla bu tip paylaşımlar İhvan’ı harekete geçirebilir endişesi taşıyorsunuz.
Mısırlı İstihbarat Memuru: Biz değil, Sisi ve hükümeti!
Bünyamin Erdemir: Bunu kast etmiştim, özür dilerim…
Mısırlı İstihbarat Memuru: Bir ay önce Mısır Refah kapısına bir yürüyüş düzenlendi. Evet, bu gerçekten yetkilileri endişelendirdi çünkü her milletten insan vardı; kimi nasıl engelleyeceklerini ve ulusal mahkemelerden korktular. Birkaç gün beklediler; sonra İsrail’den herhangi bir yaptırım olmayacağı sözü alındığında göstericilere müdahale ettiler. Kadınları bile meydan ve sokaklarda jop’la dövdüler, otellere hapsettiler sizin bilginiz vardır Türklerde vardı orda ama onlara biraz daha kibar davrandılar. Hatta İran’a karşı göstermelik birkaç hafta süren bir savaş ilan ettiler. Eğer bunu yapmasalardı göstericiler bunu başaracaktı; mesela Mısır’ın yaptığını İsrail askeri veya polisi yapamazdı! Ve ambargo gerçekten bitecekti ve dünya karışacaktı. Mısır, İsrail için gerçekten her zaman kurtarıcıdır, tıpkı İran gibi…
————————————————
Bünyamin Erdemir: İran konusunu işledim; röportaj yaptım, hatta dışişleri nazırı ile bir röportaj yaptım; Suriye halkından özür dile… (M.E. buna gülümsedi). Bunu başka zaman detaylı konuşuruz. Peki son olarak İsrail–Türkiye savaşında siz nerede durursunuz taraf olarak Mısır halkı nerede durur? Veya yöneticileri?
Mısırlı İstihbarat Memuru: Türkiye kadim ve güçlü bir devlettir ve başınızda gerçekten samimi ve akıllı bir lider var; sizleri yani halkını çok seviyor! Onu her gün televizyonlara görüyoruz başka şehir ve ülkelerde hiç yorulmuyor bu adam diye espiri yaparak güldüğümüz oluyor! Arap liderler gibi boyun eğmiyor; tek kalsa da her zaman kendi fikrini savunuyor ve masada son 10 yıldır kazanıyor. Gerek Rus–Ukrayna savaşı, gerek ABD–Rusya ya da Batı ve Suriye olayında; 2. Dünya Savaşı’ndan beri meşru olarak toprağını genişleten ülke Türkiye’dir. Ben Sırbistan’a gitmiştim eğitim için; orada sizin için bir atasözü söylemişlerdi: “Eğer bir savaşta Türkler yoksa önemseme.” Merakımdan neden dedim; “sanki öldüklerinde dünya onlara verilecekmiş gibi savaşıyorlar” demişti oradaki subay.
Bünyamin Erdemir: İsrail ile bir savaş olursa sadece Mısır’ın yüzde kaçı doğrudan veya dolaylı yollardan Türkiye’nin yanında olur?
Mısırlı İstihbarat Memuru: Halk olarak! Evet ama hükümet çıkarlarına bakarak hareket edenler olacaktır ama büyük ihtimal sadece Mısır değil birçok İslam veya gayri Müslim ülke Türkiye’nin yanında durur çünkü Türkiye insanı, lider ve cesaretli insanlar ve siyaseti Araplardan daha iyi biliyorlar. Bugün Mısır veya başka bir İslam ülkesinde Erdoğan “sokağa çıkın” dese bir bildiği vardır diye insanlar akın eder! Erdoğan’a sevgi ve güven tam; bugüne kadar İsrail’e bir şey yapmadıysa bizim ve sizin bilmediğimiz onu engelleyen bir şey var; ama ilk fırsatta İsrail’i dümdüz edeceğinizden eminim…
————————————————
Bünyamin Erdemir: Neden ve nasıl eminsiniz?
Mısırlı İstihbarat Memuru: Dünyanın en iyi ikinci ordususunuz! Ayrıca son 20 yılda dünyadaki savaşların aslına baktığınızda vekalet savaşlarının aslı İsrail ve Türkiye arasında—bunu görmek, okumak gerek. Irak, Suriye, Libya, Somali, Sudan… Türkiye dünyanın her yerinde; İsrail ve Amerikalıların çıkarlarını engelleyen tek ülke. Kıbrıs’ta büyük bir mücadele var şu an…
Bünyamin Erdemir: Neden ve nasıl eminsiniz? Kafanız açıkçası bizim muhalefetten iyi çalışıyor, hatta gözleriniz onlardan daha iyi görüyor… Teşekkür ederim ülkemiz için düşündüğünüz olumluluklardan dolayı…
________________________________________
Bünyamin Erdemir: Son olarak Mısır Cumhurbaşkanı Sisi, İsrail için sert bir söylemle yaptırım kararı aldı ve tehdit etti: “Katar’a yapılan bizim ülkemize yapılırsa İsrail ağır bedel öder, hesap verir” gibi; hatta HAMAS’lı bazı yetkilileri ülkesine davet ederek koruma sözü verdi. Buna inanmalı mıyız?
Mısırlı İstihbarat Memuru: Evet; ilk o açıklamayı duyduğumda planı ne diye merak ettik. Hepimiz şaşırmıştık ama aklımıza gelen tek şey oldu: Birkaç ay veya yıl içinde tüm Hamas’lı yetkilileri toplayıp bir yere yığdıktan sonra 1 milyar dolara İsrail’e onların yerlerini söylemek ve hepsini öldürtmek için olabilir! Ayrıca İhvan kardeşler içinde sempati kazanmak için bunu yapmış olabilir. Sisi’nin en çok korktuğu şey dünyadaki insanların Mısır Refah kapısında toplanması ve ambargoyu delmek için zorla İsrail’e girmesi; bu onu gerçek manada tedirgin ediyor! Çünkü zor ve şiddet kullanmadan bunu önleyemez; ama oraya gelenlerin hepsi Arap olmayacak; Avrupa ve birçok milletten gelecekler. Eğer Sisi birkaçını kazara öldürürse o ülkenin halkları ayağa kalkar ve kendi ülkelerindeki hükümeti Sisi’ye karşı kışkırtır; tabi ki kimse Sisi için kendi hükümetini ve koltuğunu kaybetmek istemez.İsrail Gazzelileri aç bırakarak onları işkence etti şimdide kurtulmaları için asıl istediği şey yani göç etmek ve sürgün etmek için ipleri gevşetti.! Sisi’de böyle güvence verdiği için Gazzeliler kaçıp kurtulsun diye sözde iyi yapıyor ama israil’in işini kolaylaştırıyor.Bu bir tuzak aslında çünkü Gazzeliler ordan çıktıktan sonra bir daha geri dönemeyeceğini biliyolar.!
Bünyamin Erdemir: Vermiş olduğunuz bilgiler için teşekkür ederim artık benimde Mısır’a girmem imkansız olacak ama olsun, biz Gazze tarafında değil, bizzat GAZZE’liyiz…
Belki bir gün Gazze topraklarında sizinle buluşma fırsatımız olur!
O zaman bir kahve içeriz…