Sapkınlık haberleri, her yıl düzenli aralıklarla medyada yer almakta ve çocuklarla ilgili olanları toplum vicdanını derinden yaralamaktadır. Yüce dinimizi bu çirkin ve insanlık dışı olaylarla irtibatlandıran başta fail olmak üzere tüm kişileri şiddetle kınıyor, zihniyetlerinin tehlikesine dikkat çekiyoruz.İslam Dünyasında ve özelde de ülkemizde sistematik olarak din istismarcılığı bir silah gibi kullanılarak, Müslümanlar en hassas yerinden vurulmak istenmektedir.Kamuoyunun dikkatine birkaç soru yönelterek, dinimizin nasıl bir yakıştırma ile karşı karşıya olduğunun altını çizmek istiyoruz.Bugünlerde gündemi meşgul eden taciz olayı haberini okuyanların, bu çirkin işin failinin bir din adamı olduğu kanaatini haber üzerinden edinmeleri mümkün müdür?Söz konusu haberin detaylarındaki ifadelerin, normal düzeyde ruh sağlığı taşıyan bir insana ait olduğu kanaatine varılabilinir mi?Bu taciz olayı, “Sahte din adamı” algısını mı yoksa “dindarlar sahtekâr” algısını mı beslemiştir?Akli selim ve vicdan sahibi kişilerin bu sorulara vereceği cevap nasıl bir toplumsal kışkırtma hareketi ile karşı karşıya olduğumuzu gösterecektir. Müslümanlar, dini karalama kampanyalarının bir parçası haline gelmemelidirler. Derenin taşıyla, derenin kuşunu vurmak isteyenlerin tuzağına düşmemeliyiz.Çağımız Müslümanlarının en büyük zaafları, dini bilgisizlik ve ilimsizliktir. Düşmanlarımız bu açık kapıdan girerek, dinimizi istismar edip, kaos ve çatışma çıkartma peşindedirler.Asıl ile sahtenin mihenk taşı ilim ve doğru bilgidir. Din istismarcıları Müslümanların bu eksikliğinden menfaat devşirmektedirler. Tecavüz, hırsızlık, sahtekarlık vs. ile dinimizi yanyana gösterip, dini kurumlara saldıranlar da en az “sahte şeyhler” kadar yüce dinimize zarar verdiklerinin farkında olmalıdırlar.Her Müslümanın dinini en güzel şekilde temsil etme ve onun yüklediği sorumlulukları yerine getirme görevi vardır. Ülkemizde din eğitimi konusunun ne kadar önemli olduğunu bir kere daha acı bir olayla hatırlamış olduk. Bugün din eğitimi deyince tüyleri diken diken olanlar, oturup bir kez daha düşünmelidirler. Çözüm dini terketmekte olmadığına göre, çocuklarımıza ve milletimize doğru dini öğretecek kurumlarımızı hep beraber kurmalı ve yaşatmalıyız. İlimsiz kötü niyetli bir adamın, ilimsiz iyi niyetli binlerce kişiyi nasıl mağdur ettiğini yine üzülerek tecrübe etmiş olduk.Ailelerimiz, çocuklarının eğitimi için güvenilir ve doğru yerleri seçmeye itina göstermelidir. Diyanet işleri başkanlığımız din eğitimi veren kurum ve kişilerin yeterliliklerini belgelendirmeli ve ilim sahibi hocalarımızın buralarda verilen dini hizmetlere rehberlik yapması sağlanmalıdır. Dini faaliyet gösterilen bina ve tesisler her yönüyle denetlenmelidir. Medya üzerinden topluma ve özellikle de çocuklarımıza sunulan içeriklerin ve rol modellerin dini ve ahlaki erozyona sebebiyet vermemesi için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Dizi, film, oyun ve çocuk medyalarında dinimiz doğru anlatılmalı, dini simgelerin ve kişilerin itibarları korunmalıdır.Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı üyeleriyle birlikte, din istismarcılığı içinde yer alarak, dinimize zarar veren tüm kurum ve kişileri telin ettiğimizi, milletimizin birleştirici değeri olan dinimizin yasalarla koruma altına alınması gerektiğini, din istismarcılığı ile tüm Müslümanların birlikte mücadele etmesi gerektiğini, sahih ve güvenilir din eğitimi için tüm kurumlarımızın gerekli tedbirleri ivedi olarak alınması hususlarını kamuoyumuza saygıyla arz ederiz.Av. Hamza AkbulutTGTV Yönetim ve İcra Kurulu Başkanı
