Üstat Necip Fazıl, sultan-uş-şuara/ şairler sultanı olmasının yanı sıra hazır cevap kişiliği ile de meşhur bir sanatçıdır. Coronavirüs/Covid-19 günlerinde yaşadıklarımız, duyduklarımız ve sosyal medyada yazılıp çizilenler, Üstadın meşhur muhalefet tanımını getirdi aklıma. Hani diyordu ya Üstat;

“-Bugün bizdeki muhalefet, iktidarı düşürme şartıyla vatanı düşürmeye bile razıdır.”

Cumhurbaşkanlığı, “Biz Bize Yeteriz! Türkiye’m!” mottosuyla, Çin’den başlayarak Avrupa, ABD dahil, tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını ile mücadelede deyim yerindeyse seferberlik ilan ederken kimi çevreler bu durumu, devletin milletinden dilenmesi olarak etiketlemeyi tercih etti. Oysa birçok ülkede benzer çağrılar yapılıyor ve olumlu tepki alıyor halkının tüm kesimlerinden.

Sağlık bakanlığı bünyesinde oluşturulan Bilim Kurulu’nun aldığı tavsiye kararları yürütme tarafından harfiyen uygulama safhasına geçiyor. Bir çok ülkede (ABD ve Avrupa) Covit-19 tedavisi ücretliyken devlet tüm imkanlarıyla vatandaşına hizmet için cansiperane gayret etmektedir. Bir taraftan sosyal mesafeye uyulması ve gerekmedikçe dışarı çıkılmaması yönünde çağrılar yapılırken diğer taraftan, salgından en fazla etkilenen İstanbul’un Büyükşehir Belediyesi-sekiz sütuna manşet olacak bir pişkinlikle- Başakşehir’e yapılan Şehir Hastanesi’ne yol yapamayacağını, bütçe bahanesiyle kitabına uydurarak açıklamaya çalışıyor. Yetmezmiş gibi; Sağlık, tedarik, gıda ve güvenlik gibi devleti bu salgında ayakta tutacak çalışma alanlarında hizmet verenlerin sosyal mesafe kurallarını temin edecek düzeyde ve sayıda toplu taşıma imkanı sunması gerekirken evlere şenlik bir karar alarak sefer sayılarını ve araç sayısını da azaltıyor.

Siyasi kaygıların buzdolabına konması gereken zamanlar vardır. Ulusal meseleler olduğunda ya da herkesi etkileyen afet, salgın vb durumlar söz konusu ise hepimizin ortak tepkisi;

“-Ülkem için ben ne yapabilirim?”

olmalıdır. Devletin tüm organlarının eş güdüm içerisinde hareket etmesi, merkezi hükümet ve yerel yönetimlerin senkronize olması, devlet millet dayanışması bakımından hayati önem taşımaktadır. Aksayan bir durum olduğunda, çözüm üretmek adına resmi ya da özel tüm sektörlerin imkanlarını seferber etmesi gerekir.

Ortalama tarih bilgisine sahip olan herkesin malumudur ki, biz dışarıdan ziyade içeriden mağlup edilen bir milletiz. Elazığ’da depremin yarası sarılırken, fahiş fiyatla battaniye satan esnafı ya da iki katına çıkan kiraları ne çabuk unuttuk?

Ya da yerel seçimler arifesinde, milletin yediği patates soğanın fiyatı düşmesin diye -ucuza alınıp- çöpe dökülen görüntüleri unutmak mümkün müdür?

Müslüman, diyor Peygamberimiz;

“Bir delikten iki kere ısırılmaz”.

Aynı mahfillerin benzer oyunlarına bu günlerde de görmüyor değiliz. Alış veriş merkezlerinde maske zorunluluğu gelince kimi istismarcılar ederi 1 TL olan tek kullanımlık maskeyi 5 TL’ye satmaya kalktı. Neyse ki devlet zamanında müdahale ederek ücretsiz maske dağıtımı için düğmeye bastı. Lakin bu sefer de başkaları çıktı. Milletin hep birden yüklenmesiyle PTT’nin sitesi kilitlenince e-devlet üzerinden talep alınmasını diline doladı ve böylece 1TL’lik maske ile maskeleri düştü müzmin muhaliflerin.

Hani zor vakitlerde hepimizin diline pelesenk ettiği, “Hepimiz aynı gemideyiz” sözü bilmem ne ifade ediyor bu tipler için. Covit-19 yüzünden sistem çökerse, zil takıp oynayacak değildir her halde bu arkadaşlar..

Dedik ya;
Hepimiz aynı gemideyiz!…
İdris ŞEKERCİ
EBS İstanbul 6 No.lu Şube Başkanı