Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, basın mensuplarıyla gerçekleştirdiği iftar programında gündeme dair açıklamalarda bulundu. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Tunç, İmralı’nın terör örgütüne silah bırakma çağrısı yapmasının ardından ortaya atılan “Umut Hakkı” iddialarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Bakan Tunç, “Ölüm cezasından ağırlaştırılmış müebbete çevrilen suçluların, koşullu salıverilme hakkı bulunmamaktadır.” diyerek bu konuda bir düzenleme yapılmasının söz konusu olmadığını belirtti.

Öcalan’ın Nevruz Bayramı’na ilişkin bir mesaj iletme talebinde bulunması halinde bunun değerlendirileceğini belirten Tunç, “Nevruzu kutlamak için bir mektup gönderecekse, zaten o mektubun bu çağrının ruhuna uygun olması gerekir. Aksi halde çağrının bir anlamı kalmaz. Çağrıyı bu sefer siz yırtıp atmış olursunuz.” ifadelerini kullandı.

PKK’nın Silah Bırakması

Tunç, süreçle ilgili şu anda terör örgütünün kendini feshetmesi ve silahları bırakması konusuna odaklandıklarını belirterek, “Diğer konularla ilgili herhangi bir çalışma yok.” dedi.

DEM Parti heyetinin görüşmeleri ve Öcalan’ın tecrit koşullarına ilişkin taleplerin gündeme getirilmesi üzerine Tunç, “Önce tecridi düzeltelim, orada bir tecrit yok. Daha önce de ‘tecrit var, sağlık sorunu var’ dediler, bunların hepsinin dezenformasyon olduğu ortaya çıktı.” şeklinde konuştu.

Öcalan’ın çağrısıyla ilgili olarak da, “Terör örgütünün silah bırakmasına ve kendini feshetmesine yönelik bir çağrı var. Burada muhatap devlet değil, örgüttür.” ifadelerini kullandı.

Sürecin Kesintiye Uğramaması Gerekiyor

Tunç, PKK yöneticilerinden Cemil Bayık’ın “Silah bırakmamızın tek şartı, Abdullah Öcalan’ın gelip kongreyi toplamasıdır.” şeklindeki açıklamasına ilişkin ise şu değerlendirmeyi yaptı:

“İmralı’nın çağrısında bir şart söz konusu değil. Eğer silah bırakma gerçekleşmezse, terörle mücadele devam eder. Devletin terörle mücadeleden vazgeçmesi söz konusu olamaz. Hedefimiz, ülkemizi terörden kurtarmaktır. ‘Bundan sonraki adımlar ne olabilir’ şeklindeki tartışmalar doğru değildir. Sürecin akamete uğramaması önemlidir. İnsanlar umutlu, ‘çocuklarımız kaçırılmasın, birlik beraberlik içinde olalım’ diyorlar. Hepimiz bunu istiyoruz. Demokratik siyaset kanalları açıktır. Eğer çağrının muhatabı olumlu cevap verirse, Türkiye’de terör sona ermiş olur.”

Kişiye Özel Bir Düzenleme Yok

Kişiye özel bir düzenleme yapılmadığını vurgulayan Tunç, “Mevzuatımızda sürekli iyileştirmeler yapıyoruz. Yargı reformu strateji belgesi hazırlıyoruz. Mesela ‘hasta hükümlüler cezaevinde ölmesin, bu insan haklarına aykırı’ diyoruz. Ancak bu gibi düzenlemelerin genel af şeklinde yorumlanması doğru değil.” ifadelerini kullandı.

Af Gündemde Değil

Tunç, açık cezaevindeki hükümlülerin Kovid-19 salgını döneminde tahliye edilmesine ilişkin düzenlemeye değinerek, “31 Temmuz 2023 itibarıyla cezası kesinleşmiş olanlar bu düzenlemeden yararlandı. Ancak o tarihte henüz cezası kesinleşmemiş olanlar, ‘yargılama süreci uzadığı için biz yararlanamadık’ diyerek talepte bulunuyorlar. Bu doğrultuda bir düzenleme yapılabilir. Ancak bu bir af değildir, sadece belli bir tarihten sonra cezası kesinleşenleri kapsayabilir. Gündemde bir af çalışması yok.” dedi.

Öcalan’a Canlı Bağlantı İzni Yok

Bakan Tunç, “Ceza infaz mevzuatında hükümlülerin yakınlarıyla ve dış dünya ile nasıl iletişim kurabileceği bellidir. Mektup gönderebilirler, telefon görüşmesi yapabilirler. Ancak video ile canlı bağlantı kurmaları mümkün değildir.” ifadelerini kullandı.

Öcalan’ın Nevruz mesajına ilişkin olarak ise, “Eğer bir mektup gönderecekse, bunun çağrının ruhuna uygun olması gerekir. Aksi halde çağrının anlamı kalmaz.” dedi.

Öcalan ile Son Görüşmede Video Kaydı Alındı

DEM Parti heyetinin İmralı ziyaretinde video çekilip çekilmediği sorusuna yanıt veren Tunç, “Fotoğraf da çekildi, video da alındı. Bu kayıtlar tamamen devletin güvenliği ve istihbaratı açısından çekildi.” diye konuştu.

İmamoğlu’na Yanıt

Bakan Tunç, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun hakkındaki davalarla ilgili yaptığı açıklamalara da değinerek, “Cumhurbaşkanımıza yönelik ifadeleri çok çirkindir. Bir belediye başkanının böyle konuşması hem CHP hem de kendi adına talihsizliktir.” dedi.

İmamoğlu’nun yargı süreciyle ilgili “bana yargı tacizi uygulanıyor” şeklindeki iddialarına ilişkin Tunç, “Yargılandığı konular bellidir. Yüksek Seçim Kurulu üyelerine söylediği sözlerle ilgili istinafta bir süreç devam ediyor. ‘İstinaf neden karar vermiyor?’ diye soruyor. Yargı, kararını ne zaman vereceğini ona sormayacak.” ifadelerini kullandı.

“Ordu Valisine söylediği sözler nedeniyle Yargıtay’dan ceza almıştı, cezası para cezasına çevrildi. Esenyurt Belediye Başkanı ile ilgili soruşturma sonrası İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı ve Cumhurbaşkanımıza yönelik sözleriyle ilgili açılan davalar var. Ayrıca diploma konusundaki iddialar da yargının gündemindedir. Yargıyı hedef alarak mağduriyet algısı oluşturmak doğru değildir. Yargının işleyişini etkilemeye çalışmak, kamuoyunu yanlış yönlendirmek hiçbir şekilde kabul edilemez.” dedi.