Murat GÖZÜDOK yayımladığı mesajda;”Bugün 106 yıl önce I. Dünya Savaşı’nın en çetin günlerinde düşman ordularına geçit vermeyen ve Türk tarihinine altın harflerle yazılan Çanakkale Deniz Zaferinin yıl dönümünü kutlamanın ve mukaddes vatanımız için canını feda eden aziz şehitlerimizin Şehitler Günü’nü idrak etmenin büyük onurunu yaşamaktayız.

Geçen hafta İstiklal Marşı’nı kabulünün 100. yılında andığımız merhum Mehmed Akife, nasıl ki “İstiklal Şairi” tabiri tam olarak uyuyorsa Çanakkale Destanı için de “İstiklal Ruhu” ifadesi öyle bir anlam taşır.

Çanakkale, İstiklal Şairimiz Mehmed Akif’in mimsiz medeniyet yani deniyyet diye ifade ettiği Batı medeniyetinin, İslam’ın ve insanlığın son adası olan Osmanlı Devleti’ne topyekün saldırdığı yerin adıdır. Yine şairin ifadesiyle, Sen ki, son ehl-i salîbin kırarak savletini, Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddîn’i, Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran… diyerek tarif ettiği bu Necip milletin kahraman evlatlarının, 15’li kınalı kuzuların şehadete yürüdüğü bir yerdir Çanakkale…

Çanakkale, geçmişi binlerce yıla dayalı devlet geleneği olan dünyanın farklı coğrafyalarında vatan mayasını tutturmuş ve bu sebeple insanlık tarihi sahnesinde müstesna bir yeri olan aziz Türk milletinin varlık ve yokluk mücadelesi olarak nitelendirilen Milli Mücadelenin arefesi, yani önsözüdür. Çanakkale Zaferi olmasaydı, belki bir İstiklal Harbi’nden söz etmek mümkün olmayabilirdi. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu liderleri başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Fevzi Çakmak, Kazım Karabekir Paşalar olmak üzere nice büyük komutanlar ile yüce Türk milletinin kahraman erleri bu savaşa katılmış ve Çanakkale Zaferi’nden 4 yıl sonra Türk vatanının işgalden kurtuluşu için yapılan Kurtuluş Savaşı’nın mimarları olmuşlardır.

Çanakkale, sadece Anadolu’nun ya da Türklerin değil bütün bir gönül coğrafyasının “Anadolu düşerse biz de düşeriz” diyen, “Türk tökezlerse biz de tökezleriz” diyen cihanşümül bir mefkureyi bize anlatır. Orada Halepli ile Tokatlı yan yanadır. Orada Batumlu ile Bitlisli sırt sırtadır. Orada Dimetokalıyla Trabzonlu omuz omuzadır. Orada Kerküklü ile Manisalı diz dizedir. Gönül coğrafyamızın nice yerinden aziz evlatları mukaddes Türk vatanında ya şehit olmuşlardır ya da gazi…

Çanakkale’de bir milletin kaderini değiştiren, vatanımızı ve istiklalimizi, sarsılmaz imanlarıyla eşsiz cesaretlerine borçlu olduğumuz aziz şehitlerimiz, dünyada eşi benzeri olmayan bir destan yazmıştır. Çanakkale Destanı’nın özellikle genç nesillere iyi anlatılması, ecdadımıza ve şehitlerimize bir borcumuz olduğu gibi, geleceğimizin de teminatıdır. Çünkü Çanakkale’de Asım’ın Nesli namusunu çiğnetmemiştir. “Çanakkale Geçilmez” demiştir… Bu istiklal ruhu nasıl Kurtuluş Savaşı’na zemin hazırladıysa 15 Temmuz hain darbe ve işgal girişiminde de kendini yeniden göstermiş, Türk milleti düşmana ve onun maşalarına geçit vermemiştir.

Eşsiz örneklerini Çanakkale’de gördüğümüz Türk milletinin bu İstiklal ruhu, binlerce yıl öteden esarete karşı direnen Kürşad ve yiğitlerinden, Battalgazilere, Sarı Saltuklara, Ulubatlı Hasanlara, Nene Hatunlara, Koca Seyitlere, Şerife Bacılara ve Şehit Astsubay Ömer Halisdemirlere kadar kendini tarih sahnesinde hep göstermiştir ve bir mihenk taşı edasıyla tarihin akışını değiştirmiştir.

İşte Türk milletinin İstikbal davasının dayanağı olan “İstiklal ruhu” budur. Bu dava günümüzde Suriye’de, Irak’ta, Doğu Akdeniz’de, Kıbrıs’ta, Ege’de, Karabağ’da yoluna dimdik devam etmektedir. Tıpkı 106 yıl önce Çanakkale’de olduğu gibi sınırlarımızın dibinde, hemen ötesinde yapılan emperyalist operasyonlara, terör koridorlarına karşı Türk milleti hainlerin ve onların uzantılarına asla geçit vermemiş ve vermeyecektir!

Bu duygu ve düşüncelerle Çanakkale Deniz Zaferi’nin Yıldönümünde, Milli Mücadele’nin başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını, Çanakkale gazileri ve şehitlerimiz ile bugüne dek vermiş olduğumuz tüm aziz şehitlerimizi, Şehitler Günü münasebetiyle, bir kez daha saygı ve şükranla anıyor, yüce Allah’tan rahmet diliyorum. Ruhları şad olsun.”ifadelerini kullandı.