Spor kulüplerine yönelik hazırlanan raporda, aklayıcıların, suç gelirlerini gizlemek için finansal olmayan kuruluşları kullanmaya başladığına işaret edilerek, “Spor kulüplerinin mevzuatımızda riskli görülmesinin nedeni, özellikle futbol piyasasının son dönemlerde gittikçe artan gelirleri ve sektördeki ekonomik faaliyetlerinin ülkenin en çok para akışının olduğu faaliyetler arasına girmesi olarak gösterilebilir. Yüksek meblağlarla yapılan futbolcu transferleri ve şike iddiaları akla suç gelirlerinin bu sektöre girebilme ihtimalini getirmektedir.” ifadelerine yer verildi.
OECD bünyesindeki Mali Eylem Görev Gücü (FATF) tarafından hazırlanan “Futbol Sektörü Yoluyla Karapara Aklama” başlıklı raporda da kulüplerin, futbolcu alım-satımı, bahis faaliyetleri, isim hakkı, sponsorluk ve reklam tanıtım gelirleri yolu ile aklama amaçlı kullanıldıklarının ifade edildiğine dikkati çekilerek, bu çerçevede futbolun da ülkelerin ve yükümlülerin özellikle dikkat etmeleri gerekli olan bir sektör haline geldiği belirtildi.
“FİNANSAL KURULUŞLAR İLAVE TEDBİR UYGULAMALI”
Raporda, spor kulüplerinin gerçekleştirdikleri belirli meblağın üstündeki işlemlerin bir üst organ vasıtası ile MASAK’a iletilmesinin önem taşıdığı belirtilerek, kulüplerin direk olarak “yükümlü” sıfatıyla kuruma bilgi vermesinin verimli olmadığı aktarıldı. Aklayıcıların, dışarıdan kulüplerin müşterileri olarak değil, bizzat kendilerinin, kulüpleri kullanmak sureti ile suç gelirlerini akladığına dikkat çekilen raporda, “Bu durumda, spor kulüpleri şüpheli işlem bildirim yükümlülüğü kapsamında, kendi kendilerini ihbar etme durumuna düşmektedir. Bu durumun da aklamayla mücadelede etkin olmayacağı açıktır. Bu anlamda, spor kulüplerinin yapmış oldukları işlemlerden belirli limitin üstünde olanların sürekli bilgi verme kapsamında MASAK’a bildirilmesi yolunun seçilmesinde yarar bulunur. Diğer taraftan, finansal kuruluşların, spor kulüplerinin ve bunların yöneticilerinin işlemlerini, yüksek riskli ve özel dikkat gösterilmesi gerekli olan işlemler arasında değerlendirerek, bu işlemlere ilişkin ilave tedbirler uygulaması, yine spor kulüplerine ilişkin mali denetimlerin etkinliğinin artırılmasına yönelik mevzuat düzenlemelerinin yapılması daha isabetli bir yaklaşım olacaktır.” değerlendirmesinde bulunuldu.
Raporda, bir futbol kulübünün, futbolcusunu diğer bir kulübe satması durumunda, sattığı kulübün kimliğini tespit etmek durumunda olduğu ifade edilerek, “Futbolcu transferlerinden başka isim haklarını, yayın haklarını, maç biletlerini ve lisanslı ürünlerini de satan kulüplerin bu satışlarla ilgili de 20 000 lira ve üzeri işlemlerde kimlik tespiti yapması gerekmektedir. Spor kulüpleri için risk esaslı değerlendirme kapsamında, bunların yüksek meblağlı nakit işlemlerini hedefleyen yalnızca nakit işlem bildirim yükümlülüğü getirilmesi yerinde bir uygulama olacaktır.” tespitinde bulunuldu.
“SUÇ GELİRİ ELDE EDENLERE KARŞI SAVUNMASIZ KALIYORLAR”
Spor kulüpleri ve özellikle de futbol kulüplerinin Türkiye’de olduğu gibi tüm dünyade göz önünde bulunduğu hatırlatılan raporda, şunlar kaydedildi:
“Çok büyük paraların dönmesi bu kurumları suç geliri elde edenlere karşı savunmasız kılmakta ve suç gelirlerinin aklanmasında riskli alan haline getirmektedir. Spor kulüplerinin kimlik tespiti ve şüpheli işlem bildirim yükümlülüklerinin etkin ve anlamlı olmadığı düşünüldüğünden, bahsedilen yükümlülüklerin yanında nakit işlem bildirim yükümlülüğünün de getirilmesinin uygun olacağı değerlendirilmektedir. Söz konusu nakit akışları ve bunların nedenlerine ilişkin denetim ve önleyici önlemlerin ilişkili oldukları diğer yükümlü gruplarınca yapılmasının çok daha uygun olduğu değerlendirilmektedir. Bankalar, mali kuruluşlar, serbest ve yeminli mali müşavirler gibi sektörün yakından ilişki içinde olduğu yükümlü gruplarının spor kulüpleri ile iş ilişkileri sırasında özel dikkat ve özen göstermeleri gerekiyor.”
