Kazım Ergün, yapmış olduğu açıklamada, salgının insan sağlığının yanında ülke ekonomisini de olumsuz etkilediğini, ekonomilerdeki olumsuzlukların başta emekliler olmak üzere tüm dar gelirli kesimi etkilediğini söyledi.

Emeklinin önemli bir bölümünün asgari ücretin bile altında aylık aldığına ve bunun dışında hiçbir geliri bulunmadığına dikkat çeken Ergün, şöyle konuştu:

“Kovid-19, hem insanların sağlığını hem de gelirlerini olumsuz etkiledi. Salgınla bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de mecburi harcama kalıpları değişti. Yapılan zamların da etkisiyle bütçemizde gıda, elektrik, su, doğalgaz, internet faturaları ve temizlik malzemelerinin payı arttı. Bunun yanında, maske, siperlik ve takviye vitaminler bütçemize ek yük getirdi. Zaten sabit ve kıt gelirle ay sonunu getirme mücadelesi veren emeklilerimiz bundan olumsuz etkilendi. Salgın sebebiyle ortaya çıkan ek maddi giderler ve çarşı-pazardaki yüksek enflasyon, emeklilerimizin gelirlerini ciddi oranda eritti. Geçim şartları giderek zorlaşan emeklilerin rahat bir nefes alması için %li artışlar yerine seyyanen zam istiyoruz.”

“2000 ÖNCESİ TABANDAN AYLIK ALAN EMEKLİYE TAHMİNİ ZAM 181 LİRA”

İşçi emekli aylıklarına her sene ocak ve temmuz aylarında bir önceki altı aylık dönemdeki enflasyon oranı kadar zam yapıldığını anımsatan Ergün, kamu personeli emeklilerinin aylıklarının ise toplu sözleşmedeki oran ve enflasyon farkı hesaplanarak artırıldığını hatırlattı.

TÜİK’in açıkladığı Tüketici Fiyat Endeksinin (TÜFE) kasımda geçen senenin aynı ayına göre % 14,03 yükseldiğini belirten Ergün, bu sonuçlara göre temmuz-kasım dönemini kapsayan beş ayda TÜFE oranının % 7,02 olarak hesaplandığına dikkati çekti.

Bu orana aralık ayı TÜFE oranı da ekleneceğini ve emeklilerin aylıklarına yapılacak yeni zam oranın belirleneceğini dile getiren Ergün, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Aralık ayında TÜFE’deki artışın % 1 olduğunu varsayarsak, TÜFE’de altı aylık kümülatif toplam % 8,09 olur. Yani emekli, dul ve yetimlerin aylık ve gelirlerine 2021’nin ilk altı ayında uygulaması yapılacak zam oranı bu biçimde netleşir. Bu rakamdan hareketle 2000 senesinden önce emekli olmuş, en düşük işçi emeklisi aylığı 2 000 232 liradan 2 000 413 tl’ye yükselir. Zamla gelen 181 lira günlük 6 tl’ye karşılık gelir. Bu da günlük yalnızca bir şişe süt demektir. Biz işte bunun için seyyanen zam talep ediyoruz.”

Emekli aylığı hesaplama kriterindeki değişiklik sebebiyle 2000 yılı sonrası emekli olanlara 2000 öncesi emekli olanların bir hayli altında aylık bağlandığına dikkat çeken Ergün, sosyal güvenliğin eşitlik kuralının 4447 ve 5510 sayılı Kanunlarla bozulduğunu, sigortalı çalışma süresinin artmasına rağmen emekli aylıklarının düşmesine bir çözüm getirilmesini istedi.

“TÜİK ENFLASYON SEPETİNİ GÜNCELLEMELİ”

Ergün, enflasyondan kaynaklı artışların emeklilerin giderlerindeki artışları karşılamakta yetersiz kaldığını belirterek, TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranları ile hane halkı tüketim harcamaları rakamlarının vatandaşların yaşam şartlarından uzak olduğunu kaydetti.

Sokağın enflasyonunun TÜİK’in açıkladığı enflasyonun üstünde olduğuna dikkat çeken Ergün, TÜİK’in enflasyon hesaplamasında kullanmış olduğu sepette temel gereksinimlerin payının yükseltilmesini ve Kovid-19 salgını da göz önüne alınarak özellikle konut (ısınma, elektrik, su ve kira) ve gıdanın enflasyon sepetindeki ağırlığının yükseltilmesini talep etti.

Dört kişilik bir ailenin daha sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gerekli olan aylık gıda harcaması tutarı dile getiren açlık sınırının 2 000 516 lira olduğunu vurgulayan Ergün, ülkenin kalkınması, büyümesi ve refahı için yılarca emek veren emeklilerin yaşam şartlarının iyileştirilmesi gerektiğini dile getirdi.

SEYYANEN ZAM NE DEMEKTİR?

Seyyanen zam tüm çalışanlara eşit zam yapılması manasına geliyor. Yani belli bir çalışan grubuna %lik zam değil, eşit zam yapılmasıdır. Yüzdelik zamda herkes maaşına göre farklı zam alır. Seyyanen zamda ise söz gelimi zam 50 tl ise, herkezin maaşı o kadar artar. Bu açıdan seyyanen zam, düşük maaşlı çalışan için faydalıdır.