EBEDE AKAN NEHİRLER -I- « Kamudan Ajans

SON DAKİKA

EBEDE AKAN NEHİRLER -I-


Hz. Peygamber’in sözlerini, fiillerini ve tasviplerini ifade eden terime “hadis”, hadislerin senet ve metinlerini, râvîlerin isim ve durumlarını bilen, hadisleri öğrenip rivayet etmekle meşgul olan kimseye ise “muhaddis” denir.

Hz. Peygamber döneminde ashabın Hz. Peygamber’in hadislerini öğrenme yolu ezberleme şeklindeydi. Kur’an-ı Kerim’le karışması endişesi ile hadisler yazılmıyor, sahabe hadisleri ezberliyor ve ezberlediklerini insanlara yine ezber yoluyla aktarıyorlardı. Hz. Peygamber’in ilim meclislerinde sadece erkekler değil, pek çok kadın da erkekler gibi Mescid’e geliyor ve hadis dinliyordu. Hz Peygamber’in Müslüman kabilelere, Kur’an ve Sünnet’in hükümlerini öğretmek için gönderdiği heyetler de hadislerin yayılmasında önemli bir yol olmuştu. Bunun gibi Hz. Peygamber’e gelen heyetlerin de hadisin yayılmasında katkısı olmuştu. Veda Haccında Peygamberimizin irat ettiği hutbe de hadisin yayılmasına en güzel örnektir.

Sahabe döneminde karışıklıklara vesile olmaması için hadis rivayetleri teşvik edilmemiş, bilakis Raşit Halifeler ile onların yolundan giden sahâbîler hem bu konuda çekimser davranmış, hem de hadis ve hadisi aktaran kişiler hakkında temkinli davranmışlardır. Daha da ileri giderek sahabe, râvîlere halkın yanlış anlayabileceği hadisleri rivayet etmelerini yasaklamıştı.

Raşit Halifelerden sonra, Hariciler ve Şiiler döneminde bazı siyasi nedenlerle uydurma hadislere rastlanır. Hz. Peygamber’in Sünnet’ine yönelik hiçbir müdahaleye izin vermeyen Müslümanlar, Sünnet’i bu uydurmalardan korumuşlardır.

İslam fetihlerinin genişlemesi ve sahabenin birçok şehre dağılması ile Medine-i Münevvere’de, Mekke-i Mükerreme’de, Küfe’de, Basra’da, Şam’da, Mısır’da oluşan ilim merkezleriyle hadisler yayılmaya başladı. Böylece sahabenin elinde yetişen her gruptan Tabiîler vasıtasıyla hadislerin yayılması devam etti. Hadis elde etmek için bilginlerin yaptığı yolculukların hadislerin ayıklanmasında çok büyük etkisi olmuştur. Bu yolculuklarla beraber hadis uydurmaya karşı hadis bilginlerinin mücadelesi de başlamış oldu.

Gerek sahabe ve Tabiin hadisçilerinin çoğunun vefatı, gerekse bidat ehlinden birçok kişinin hadislere asılsız şeyleri katmaları gibi sebepler sonucunda, Halife Ömer b. Abdülaziz, hadislerin toplanması ve yazılması emrini verdi.

Hz. Peygamber’den hadis rivayet eden sahâbîlerin sayısı gerçekten çoktur; ancak hadis aktarmayla ün kazanmış olanlar Ebû Hüreyre, Ebû Said el-Hudrî, Cabir b. Abdullah, Enes b. Malik, Müminlerin Annesi Aişe, Abdullah b. Abbas, Abdullah b. Ömer b. El-Hattap, Abdullah b. Amr b. el-As, Abdullah b. Mesut’tur. İbn Şihab ez-Zührî, İkrime, Ömer b. Abdülaziz, Ka’bü’l-Ahbâr, Vehb b. Münebbih, Said b. El-Müseyyeb, Urve b. Zübeyr, Nâfi, Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe, Sabit b. Abdullah b. Ömer, Şa’bî, İbrahim en-Nehaî ve Alkame’de tabiilerden bazı hadis aktarıcılarıdır.

İmam Mâlik b. Enes, Yahya b. Said el Kattân, Vekî’ b. El-Cerrah, Süfyan es-Sevrî, Süfyan b. Uyeyne, Şu’be b. Haccâc, Abdurrahman b. Mehdî, Evza’î, Leys b. Sa’d ve İmam Şafiî, Hicri 2. yüzyılda yetişen tanınmış hadisçilerden bazılarıdır.

Ali b. El-Medînî, Yahya b. Ma’în, Ebûbekir b. Ebû Şeybe, Ebû Zur’a er-Râzî, Ebû Hâtim er-Râzî, Muhammed b.Cerîr et-Taberî, İbn Huzeyme, Muhammed b. Sa’d, İshak b. Râhûye, İmam Ahmed b. Hanbel, İmam Buhârî, İmam Müslim b. El-Haccâc, İmam Nesâî, Ebû Davut, Tirmizi, İbn Mâce ve İmam İbn Kuteybe ed-Dineverî ise Hicri 3. yüzyıl hadis bilginlerindendir.

  1. yüzyıl ve sonrasındaki hadisçilerdenHâkim, Darekutnî, İbn Hibbân, Taberanî, Kasım b. Asbâğ, İbnü’s-Seken ve Tahavî’yi sayabiliriz.

Eserleriyle birlikte saymak gerekirse, dönemlerine bakmaksızın meşhur hadis âlimlerinden bazıları şunlardır:

Ebû Abdullah Muhammed b. İsmail b. İbrahim el-Cu‘fî el-Buhârî… Kur’ân-ı Kerîm’den sonra en güvenilir kitap kabul edilen el-Câmiu’s-Sahîh adlı eseriyle tanınmış büyük muhaddis… 600.000 kadar hadis arasından seçerek on altı yılda meydana getirip yazdığı Sahih-i Buhârî diye bilinen eser, sonradan Ehl-i Sünnet için güvenilir hadis kaynaklarını teşkil eden ve Kütüb-i Sitte diye anılan serinin ilk kitabıdır. (Devam edecek)

(MEDENİYETİMİZİN MİMARLARI)

Bu vesile ile ebediyete irtihal eden ülkemizin önde gelen hadis ulemasından, büyük İslam alimi, müfessir, mühaddis ve mütefekkir, muhterem Muhammed Emin Saraç Hocamıza Cenab-ı Allah’tan rahmet, sevenlerine sabr-ı cemil niyaz ediyorum. Mekânı cennet, makâmı âli olsun…

Kâmil ÇAKIRkamilcakir61@gmail.com