AHDE VEFA « Kamudan Ajans

SON DAKİKA

AHDE VEFA


Hz. Ömer (r.a) odasında kalabalık bir gurupla görüşme halindeyken  iki gencin başka bir genci kolundan tutarak getirdiklerini  gördü. “Bir meseleniz mi var?” diye sorunca, gençlerden biri “Var, ya Ömer! Bu genç bizim babamızı öldürdü!” dedi.

Hz. Ömer hayretle gence dönerek “Ne diyor bunlar, doğru mu söylüyorlar?” diye sorunca, genç “Evet, ya Ömer, doğru söylüyorlar!” dedi.

Hz. Ömer “O zaman nasıl oldu, anlat da dinleyeyim!” deyince, genç:

“Ya Ömer, benim çok güzel ve çok hünerli bir atım vardı. Atımı gören, döner bir daha, bir daha bakardı. Yarışlarda da hep birinci gelirdi. Nasıl olmuşsa hayvan bunların bahçesine girip biraz zarar vermiş, bunu gören babaları bir taş atarak atımın ölümüne sebep oldu.  Ben haber alıp atımı bahçede ölü vaziyette görünce sinirlendim ve ben de  babalarına bir taş attım, kafasına isabet edip oracıkta can verdi. Kastım o değildi ama adamın ölümüne sebep oldum” dedi.

Hz. Ömer olayı dinledikten sonra:

“Kısasa kısas uygulanacak. Öldürmenin cezası ölümdür!”dedi.

Genç:

“Kararınıza itiraz edecek değilim, hakkıma razıyım; ancak ben buraya ticaret için gelmiştim, buralı değilim, ben yetim biriyim ve küçük bir kardeşim var. Babamdan kalan altınları evimizde bir yere gizlemiştim, kardeşim onların yerini bilemez. Ben ölürsem çok mağdur olur, çünkü başkaca bir malımız yok. Bana üç gün  müsaade ederseniz, ben gidip kardeşimin emanetini kendisine teslim ederim, ondan sonra döner gelirim. Şeriatın önünde boynum kıldan incedir!” der.

Hz. Ömer:

“Gidebilmen için birinin sana kefil olması gerekir, böyle bir yakının var mı peki?” der.

Genç odadaki insanları şöyle bir süzdükten sonra, “Var!” der, “Şu genç bana kefil olur.”

Kefil olur dediği insan, meşhur sahâbî  Amr b. el-Ass’dır. Amr tanımadığı gencin söyledikleri karşısında şaşkın vaziyettedir. Hz. Ömer’in “Ne diyorsun,  kefil olacak mısın?” sorusuna bir an  duraklayan Amr, “Evet,ya Ömer!” diye cevap verir. “Kefil oluyorum ve onun yerine kalıyorum.”

Genç teşekkür edip izin alarak odadan ayrılır ve köyüne gider.Birgün, iki gün derken üçüncü gün dolmuş, gençten hâlâ bir haber gelmemiştir.

Gencin yerine Amr’ın idam edilmesi gerekmektedir. Şehrin uluları devreye girerek Amr’ın bir günahının olmadığını söyleyip diyet ödeyerek bu cezadan kurtulmasını isterler. Ancak oğullar “Babamızın kanına karşı kesinlikle kısas isteriz, neden ona kefil oldu? Katilin kaçmasına sebep oldu.  Olmasaydı!”diyerek  diyete razı olmazlar.

Yapılacak başka bir şey yoktur. Amr idam edilecektir. Cezanın infazı için hazırlıklar yapılır. Amr artık  kürsüdedir, nefesler tutulmuştur, idam an meselesidir.

Alanı dolduranlar sessizce ve korkuyla infazı beklerken, kalabalığa doğru bir gencin “Durun, durun, geliyorum!” diye nefes nefese bağırarak koştuğunu görürler.

Gelen genç odur. Yolda başından geçenleri, neden geciktiğini anlatarak özür diler ve cezasının infaz edilmesini ister.

Hz. Ömer gence dönerek  “Şayet gelmeseydin Amr senin yerine cezalandırılacak, sen ise ölümden kurtulacaktın, neden geldin?” der.

Genç Hz. Ömer’in sorusuna şöyle cevap verir:

“Dünyada ahde vefa öldü demesinler diye geldim!”

Hz. Ömer bu defa Amr’a döner:

“Ya  Amr, sen tanımadığın halde bu gence neden kefil oldun, canını neden ortaya koydun?” deyince, Amr:

“Bu genç o kadar insan içerisinde güvenilir görüp beni işaret etti. ‘Bu dünyada insanlık ölmüş!’ dedirtemezdim!” der.

Bu konuşmaları hayretle dinleyen davacı gençler Hz. Ömer’e dönerek:

“Biz davamızdan vazgeçtik, ya Ömer!” derler.

Hz. Ömer:

“Daha bugün diyeti dahi kabul etmeyip ‘Babamızın kanını isteriz!’ diye ısrar ediyordunuz. Neden kararınız değişti,  ne oldu size?” diye sorar.

Gençler:

“Biz de ‘Dünyada merhamet öldü’ denilsin istemiyoruz!”diye cevap verirler.

Kâmil ÇAKIRkamilcakir61@gmail.com