Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, “Yargının yegâne ideolojisi adalettir, aklını, vicdanını kiraya vermiş kişi asla ama asla yargı mensubu olamaz” derken, hâkimlere sosyal medya uyarısında da bulundu. Kamuoyunda bazı yargısal süreçlere ilişkin yaşanan tartışmalara dikkat çeken Gül, “İster mağdur, ister suçlu hakkında yürütülsün, kampanya ile oluşan peşin hüküm, delile ve gerekçeye dayanan adil kararın yerini asla tutmaz” dedi.Türkiye Adalet Akademisi’nin, hâkim ve savcı adaylarının eğitimlerine yönelik düzenlediği yarışmalarda dereceye giren 25. dönem adli yargı ile 15. dönem idari yargı adaylarının ödül töreninde konuşan Gül, özetle şunları söyledi:“Yargı mensupları, bütün karar ve davranışlarında insan ve toplum hayatına tesir edeceklerinin bilincinde olmalıdırlar. Tarafsızlığın ve bağımsızlığın temel şartı, aklı ve vicdanı hür bireyler olmak. Türkiye, FETÖ’nün aklını kiraya vermiş militanlarından çok çekti. Onların bağımsız yargıda açtığı yaraları halen tümüyle sarabilmiş değiliz. Adaletin, ancak ve sadece ona sadakat gösterenlerin ellerinde yükselebileceğini milletçe bir kez daha gördük.YARGININ YEGÂNE İDEOLOJİSİ ADALETYargının yegâne ideolojisi adalettir. Anayasamızda ‘mahkemeler şu grubun, bu zümrenin adına’ demiyor, ‘Türk milleti adına karar verir’ diyor. Aklını kiraya vermiş, vicdanını hukuk dışında bir merciye ya da kişiye emanet etmiş kişi, asla ama asla yargı mensubu olamaz. Adalet, insanlığın en yüce erdemidir. Toplumu bir arada tutan ortak değer adalettir. Yargı ele geçirilecek bir merci değildir, asla ama asla el değmeyecek, el uzatılmayacak bir mercidir. Yargı, adalet arayan herkesin en nihayetinde sığınacağı tek limandır.KAMPANYAYLA ADALET TECELLİ ETMEZAdalet, mahkeme salonlarında tecelli eder, hâkimin hükmünde hayat bulur. Hukukun üstünlüğüne inanıyorsak, delilden sanığa giden yargı yolunu benimsemeliyiz, içselleştirmeliyiz. Yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını benimsemeliyiz, içselleştirmeliyiz. Hangi suç kim tarafından işlenirse işlensin, faile değil fiile bakarak karar verin. Kişilerin dinine, diline, inancına, yaşam tarzına, siyasetine, felsefi anlayışına, mezhebine, doğduğu yere değil, dosyadaki delillere bakarak karar verin.Dosyadan ve delilden haberi olmayanların oluşturduğu yaygın kampanyanın, hâkim ve savcıların adil kararını etkilememesi gerekir. Bu kabil kampanyaların yargıyı yıpratma gayretlerine hizmet ettiği de açıktır. ”
