Bir dost meclisinde “alay” tecrübesi görmüş “mektep” yöneticisi bir müdürümüz, “Bürokrasi, aşağıdan gelen yazıyı yukarıya, yukarıdan gelen yazıyı aşağıya aktarmaktır.” diyerek tanımlamıştı vaziyetimizi izah ederken. Bu durum düzeltilmedikçe, kurumların başına kim gelirse gelsin mesafe alınamayacağını da ilave etmişti. “yukarıdan” gelen talimatların, “aşağıda” ne kadarının uygulanabileceği hakkında bilgi vermeyi üstüne vazife görmeyen bürokratik maraza ile malül olunca da -doğal olarak –talimatı verenler, her şey yolunda zannetmektedir. Bürokrasi geleneğimizde de, siyaset geleneğimizde de maalesef durum bundan ibaret.Siyasete denk düşen bu soruna neşter atmayı, siyasetçilere bırakalım. Biz kendi derdimize derman derdine düşelim. Her senenin başında eğitim öğretime okulların hazır edilmesi için “yukarıdan” talimat gelir. Ve okullar da –bir şekilde- eğitim öğretime hazır edilir. Bu sene de öyle oldu. Her şeye rağmen okul yöneticilerinin özverili gayretleri ve fedakarlıklarıyla okullar eğitim öğretime hazır edildi. “Maske İstasyonu” kurulsun dendi; kuruldu. Sınıflar temiz tutulsun, teneffüs aralarında havalandırmak için tedbir alınsın, giriş çıkışlar kontrol altına alınsın, ziyaretçi kısıtlamasına riayet edilmesi için gerekli önlemler alınsın dendi; alındı.Bu söylediklerimizi ve daha pek çok talimatı yerine getirmek için yeterli imkanın olup olmadığı ya da temizlik ve güvenlik ihtiyacının nasıl karşılandığına ilişkin “aşağıdan” “yukarıya” sorun iletilmeyince sorun yok mu oluyor? Bir şube Başkanı arkadaş, okulların temizlik ve güvenlik sorunu hakkında konuşurken bir anekdot paylaştı. Okul müdürü olan bir üyesinin, TYP kapsamında temizlik personeli verilmeyince ve OAB hesaplarında para da olmayınca eleman çalıştıramadıklarından, okulu eğitim öğretime hazır etmek için eşi ve çocukları ile geceleyin temizlemişler okulu. Daha buna benzer pek çok hikaye vardır; okul müdürleri dinlenilse.Şimdi siz- bir üst yönetici olarak- bürokrasideki kronikleşen ifade etmeye çalıştığımız rahatsızlığa neşter atmazsanız her şeyi “güllük gülistanlık” olduğunu vehmedebilirsiniz. Açıkça söylüyoruz. Okulların temizlik ve personel sorunu çözülmüş değil. Bu sorun YHS kadrosunda olup da idari iş ve işlemlerde görevlendirilen çalışanlar asıl işlerine göndermekle çözülemez. Bu palyatif tedbir, “Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan eden” bir zaafı beraberinde getirecektir. Yıllarca idari işlerde görevlendirilen bu arkadaşların eksikliği idari işlerin aksamasına neden olacaktır. Yani günün sonunda “Ne İsa’ya ne de Musa’ya..” yaramayan bir durum ortaya çıktığı yetmiyormuş gibi bu arkadaşlar da gereksiz yere devletine küsecektir.O halde çözüm nedir?Kısa vadede, TYP kapsamında çalıştırılan personel sayısını artırmak için ilgili bakanlık ile çözüm üretmektir. Bu kapsamda-hala verilip verilemeyeceği belli olmayan- çalıştırılacak güvenlik elemanlarının bir an önce göreve başlatılmasıdır. TYP kapsamında çalıştırılacak çalışanlara ilişkin teoride kulağa hoş gelen kısıtların pratikte hangi zorluklara neden olduğu hakkında okul yöneticilerine kulak verilmelidir.Orta ve uzun vadede ise;YHS çalışanları için yeni bir sınav hakkı verilmek suretiyle; yazılı sınavlarda başarılı olanların tamamının idari hizmetlere alınarak Bakan Bey’in “asli göreve iade” talimatının, kalan kısım çalışan ile sınırlandırılmasıdır. Ayrıca, birkaç yıl evvel uygulanan “kısmi zamanlı sözleşme “ ile okullara verilen çalışan istihdamına benzer işçi temizlik işçisi alımına gidilmelidir. Köklü çözüm için ise-uzun zamandır yapılmayan- hizmetli kadrosunda istihdam yoluna gidilmelidir.İdris ŞEKERCİEğitim Bir Sen İstanbul 6 No.lu Şube Başkanı
