Diyarbakır annelerini ziyaret ettiler diye ihraç edildiler « Kamudan Ajans

SON DAKİKA

Diyarbakır annelerini ziyaret ettiler diye ihraç edildiler

Eğitim İş üyesi 7 öğretmen 21 Eylül’de Diyarbakır’a giderek, HDP önünde evlatlarını geri isteyen annelerin başlattığı nöbeti ziyaret etti. Ziyaretin ardından başlayan tartışma 7 üyenin sendikadan ihracıyla devam etmişti. Anneleri ziyaret eden öğretmenlerden açıklama geldi.


Web Banner

Eğitim İş üyesi 7 öğretmen 21 Eylül’de Diyarbakır’a giderek, HDP önünde evlatlarını geri isteyen annelerin başlattığı nöbeti ziyaret etti.

Burada yapılan açıklamada “Birleşik Kamu İş Sendikası içinde örgütlü Eğitim İş Sendikası içindeki Hepimizin Sendikasıyız Grubu” adına ziyaretin yapıldığı belirtildi.

Ziyaretin ardından başlayan tartışma, 7 üyenin sendikadan ihracıyla devam ediyor.

Dün hükümete yakın Sabah gazetesinin manşetinde yer alan olayda, Sabah gazetesi “Annelere değil teröristlere mi gitseydik” manşetini attı.

Tekrardan alevlenen tartışmada, Odatv taraflara yaşananları sordu.

SALMANLI: BU ARKADAŞLAR BU KARARLA PKK’YI SEVİNDİRMİŞLERDİR

Diyarbakır’a giden grubun sözcüsü Ayla Salmanlı, Odatv’ye yaptığı açıklamada, Eğitim İş Genel Kurulu tarafından onaylanan ihraç kararının hukuksuz olduğunu söyledi.

Salmanlı, “21 Eylül’de Diyarbakır’a gittik. Grup Sözcüsü olarak açıklamayı ben yaptım. Hepimizin Sendikasıyız Grubu olarak gittiğimizi söyledik. Konfederasyon ya da sendikanın ziyareti olduğunu söylemedik. 23 Eylül’de Konfederasyon disipline sevkimiz için Eğitim İş’e önerge verdi. 28 Eylül’de Eğitim İş olağanüstü Başkanlar Kurulu toplandı. Diyarbakır ziyareti tek gündemdi. ‘İhraç edilecek’ denilerek Disiplin Kurulu’na talimat verdiler” dedi.

İhraç kararının siyasi olduğunu savunan Ayla Salmanlı, dava açtıklarını, mahkemenin bu kararı ortadan kaldıracağını söyledi.

Kendilerine yönelik “AK Partili olduğu” iddialarına yanıt veren Salmanlı, şunları kaydetti:

AK Partili olmadığım çok açık. Sabah’ta, A Haber’de çıkması mesele değil. Olayın aslına bakacaksınız.

Ben anneyim. Benim çocuğum kucağımda. Ama orada nöbette olan annelerin çocukları dağa çıkarılmış. Ben öğretmenim, Bu PKK’ya karşı bir eylem. Öğretmen olan Necmettin Yılmaz ve Aybüke Yalçın’ı öldüren elle çocukları dağa çıkaran el aynı. O eli kırmak isteyen kişilerle aynı yerde oluruz.

Bu arkadaşlar bu kararla HDP’yi, PKK’yı sevindirmişlerdir. Bu karardan vazgeçmelidirler.”

EĞİTİM İŞ AÇIKLAMA YAPTI: İKTİDARIN KOLTUK DEĞNEKLERİ TARAFINDAN SALDIRAYA UĞRADIK

Eğitim İş Merkez Yönetim Kurulu dün yaptığı yazılı açıklamada, sendikanın hiç şaşırtıcı olmayan bir biçimde iktidarın koltuk değnekleri tarafından saldırıya uğradığı belirtildi.

Açıklamada yaşananlarla ilgili olarak şu ifadeler yer aldı:

“Bilindiği üzere Diyarbakır’da HDP binası önünde çocuklarına kavuşma isteğindeki anneler oturma eylemi başlatmış ancak bu eylem iktidar tarafından siyasi bir şova dönüştürülmüştü. Söz konusu eyleme, bir grup üyemiz, merkezi bir karar alınmamış olmasına rağmen gitmiş, sendikamızın ve bağlı bulunduğumuz konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş’in adını kullanmıştır. Örgütlü bir bireyin, örgütünden bağımsız ve üstelik örgütünün adını kullanarak yaptığı bu eylem, her örgütte olduğu gibi bizde de bir disiplin kurulu konusu olmuştur. Son süreçte iktidarın her yaptığını onaylayıp destekleyen bu grup, Merkez Disiplin Kurulu’na makul bir açıklama yapamasa da önce kendi siyasi hareketlerinin kanalında, sonra tüm iktidar eksenli medyada örgütümüz aleyhine karalama kampanyasının başlamasına yol açmıştır.”

“SÖYLEDİKLERİ ‘ANALARIN YANINDA YER ALDIĞIMIZ İÇİN İHRAÇ EDİLDİK’ YALANININ AKSİNE…”

Eğitim İş açıklamasında ayrıca şunları belirtti:

“O günden bu yana saldırılar/iftiralar giderek artmış, had ve mantık sınırlarını aşmıştır. Eğitim-İş olarak yaşananlar konusunda kamuoyunu doğru bilgilendirmek şart olmuştur:

1- Haklarında ihraç kararı alınan bu 7 kişinin örgütle ilişkisi, yandaş medyada ezbere söyledikleri ‘Anaların yanında yer aldığımız için ihraç edildik’ yalanının aksine, Eğitim-İş Disiplin ya da Genel Kurulu tarafından Diyarbakır annelerini ziyaret ettikleri gerekçesiyle üyelikten çıkarılan tek bir kişi bile yoktur. Söz konusu kişiler ‘üyelikle bağdaşmayan fiiller’ nedeniyle ihraç edilmiştir. Bu fiiller kısaca;

– Örgütümüzün yetkili kurullarının bir kararı olmadığı halde, örgüt adımızı kullanarak Eğitim-İş’in merkeziyetini çiğnemeye çalışmak,

– Örgütümüzün şehit öğretmenlere, analara karşı hassasiyeti ve terörle mücadeledeki duruşu tüm kamuoyunca bilinmesine rağmen, bu duruşu karalamaya gayret etmektir.

Henüz 2017’de yapılan Olağan Genel Kurula şehit öğretmenlerimiz Aybüke Yalçın ve Necmettin Yılmaz’ın adını veren örgütümüz, bu şahıslar tarafından PKK’lı olmakla suçlanmıştır! İktidarı elinde tutanlar henüz “kandırıldığını” anlamadığı ve FETÖ’ye muhalefet edenlerin hedef alındığı dönemde bile karanlık tarikatlara karşı alenen mücadele etmiş olan Eğitim-İş’imiz için bu şahıslar FETÖ’cü demiştir!”

“SAVUNMA HAKKI VERİLDİ”

İhraç kararlarının, sendikanın en üst organı olan Genel Kurulda, büyük bir oy çoğunluyla alındığı belirtilen açıklamada “Bu şahıslar, kendilerine söz hakkı verilmeden ihraç edildiklerini de iddia etmiştir. Örgütümüzün demokratik iç işleyişi kapsamında kendilerinden ilgili organ tarafından savunma alınmış ancak bu şahıslar savunma hakkını konuyla ilgisi olmayan ezbere siyasi cümleler kurarak kullanmıştır. Yazılı savunmanın yanında üyelikten çıkarmanın görüşüldüğü Genel Kurul’da sözlü savunma hakkı da verilmiştir” denildi.

“ÖRGÜTÜMÜZDE, TÜM BU DEĞERLERE SALDIRANLARLA YÜRÜYEN VE DESTEK VEREN, ‘KATİLİNE AŞIK İNSANLAR’ BARINAMAZ”

Açıklamada ayrıca şu satırlar yer aldı:

“Eğitim-İş’e yapılan bu saldırıların planlayıcıları, bu piyonların sahipleri bilsin ki Atatürk’ün önderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını, egemenliğini, ulus ve ülke bütünlüğünü, laik düzeni, demokratik ve ulusal eğitim değerlerini korumak ve sonsuza kadar yaşatmak için kurulan Eğitim-İş, tüm bu alçaklıkları göze alarak yola çıkmıştır. Daha yakın zamanda Ergenekon kumpaslarına karşı çıktığı için iktidar eksenli medyanın manşetlerinde hedef aldığı Eğitim-İş, bu karanlık saldırılara göğsünü siper etmeyi her zaman bilmiştir.

Cumhuriyet değerlerine, laikliğe, çağdaşlığa, hukukun üstünlüğüne sımsıkı bağlı olan örgütümüzde, tüm bu değerlere saldıranlarla yürüyen ve destek veren, ‘katiline aşık insanlar’ barınamaz!

Eğitim-İş, başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün neferleri olma yolunda mücadele eden eğitim çalışanlarının demokrasi kalesidir. Eğitim-İş’in üyelerinin vatan sevgisini de, bu vatanın cefakar annelerine duyduğu saygıyı da sorgulamak kimsenin haddine değildir. Eğitim-İş Cumartesi Annelerinin de Diyarbakır Annelerinin de Gezi olaylarında hayatını kaybetmiş çocuklarımızın annelerinin de acısını yüreğinde hisseder.

Diğer birçok sendikanın aksine, Eğitim-İş, yıllardır ve defaten eğitim alanının dışında yaptığı açıklamalarda terörle mücadelenin hakkınca yapılmadığına işaret etmiş, terörle mücadelenin bir vatan meselesi olduğunu vurgulamıştır.

Ülkeye yaşatılanlar bir yana dursun; sendikamızın faaliyet alanı olan eğitimi; gericileştiren, yoksul evlatlarımızı tarikat yurtlarına ve imam hatiplere mecbur bırakan, ulusal bayramlarımıza bile alerji duyan, öğretmenlerimizi yoksulluktan intihar edecek hale getiren, FETÖ’den gerekli dersi çıkarmayıp tarikatları, cemaatleri bir kamu hizmeti olan eğitime taşeron yapan zihniyetin ve destekçilerinin bize saldırması, biz Cumhuriyet aşıkları için rotamızın sağlamasıdır!”

GENEL BAŞKAN YILDIRIM: HERHANGİ BİR SİYASİ PARTİNİN SENDİKAYA SIZMASINA İZİN VERMECEĞİZ

Eğitim İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım ise Odatv’ye yaptığı açıklamada “Bireysel olarak istediklerini yapabilirler ama kurum adımızı karar olmadan belirtemezler” dedi. İhraç süreciyle ilgili çok sayıda üyelerinin ve konfederasyon yönetiminin dilekçe verdiğini kaydeden Yıldırım, “Disiplin Kurulu’nun verdiği ihraç kararlarını onaylamak için olağanüstü Genel Kurul toplandı. Genel Kurul’da arkadaşlarımız savunmalarını yaptılar. Kürsüden savlarını delegasyona anlattılar. Genel Kurul’a katılan delegasyonun büyük çoğunluğu ihraç yönünde oy kullandı” ifadelerini kullandı.

Eğitim İş tüzüğüne atıfta bulunan Orhan Yıldırım, şu ifadeleri kullandı:

“Tüzüğümüzde bölücülüğe, gericiliğe karşılık var. PKK ve FETÖ suçlaması bizim kabul edebileceğimiz bir şey değil. Bugüne kadar bizi takip eden herkes bilir ki Eğitim İş, bölücülüğe, gericiliğe karşı mücadele verir.

Eğitim sisteminin durumu ortadayken, öğrencilerin aç kaldığı, intihar ettiği bir dönemde, bu gündemi gölgelemeye çalışmak beyhude bir çabadır. Biz çağdaş, laik eğitim mücadelemizi devam ettireceğiz.

İktidara göz kırkıp, yandaş medyayı bu tartışmaya dahil ettiler. Ama biz sakiniz. Mücadelemizi sürdüreceğiz.

Herhangi bir siyasi partinin sendikaya sızmasına izin vermeceğiz.”

Web Banner
Web Banner