2025 yılı yaz ayları… Öğretmenler olarak aylarca çalışıp, başvuru dosyalarıyla, sınav puanlarıyla, hizmet puanlarıyla uğraşılan “yönetici görevlendirme” sürecinin sonuçları nihayet açıklandı. Her öğretmenin içinde bir umut… “Acaba tercih ettiğim okula yerleşebildim mi?”
Umudu Anadolu İmam Hatip Lisesi olanları sürpriz bekliyordu. Gerek puanı, gerek yöneticilik tecrübesi, gerekse özverili geçmişi le o okullar için için hazırdılar Ancak yayımlanan listelerde adlarına herhangi bir yerleştirme yapılmadığını gördüler . Daha da ilginci, ilk sırada yer verdikleri okula puanı kendinden düşük bir adayın yerleştiğini fark ettiler.
İlk tepki, elbette bir hata olmuş olabileceği yönündeydi. Fakat sonra açıklanan değerlendirmelerde bu durumun “Millî Eğitim Bakanlığı Yönetici Görevlendirme Yönetmeliği”nin 6. maddesinin 4. fıkrasına dayandırıldığı belirtildi.
Hani şu madde:
“Bu maddenin ikinci fıkrasının (b) bendinde yer alan imam hatip liselerine Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenleri arasından, (g) bendinde yer alan imam hatip ortaokullarına İmam Hatip Lisesi Meslek Dersleri öğretmenleri arasından müdür olarak görevlendirme yapılabilir.”
Ancak burada asıl dikkat edilmesi gereken yer, o küçük ama çok kritik ifade:“…görevlendirme yapılabilir.”
“Yapılır” demiyor. “Yalnızca şu branştan yapılır” da demiyor.
Yani yasa koyucu, bu tür okullarda görev alacak müdürlerde bu branşlardan olmayı şart koşmamış, yalnızca “mümkün” olduğunu belirtmiş. Açıkça ifade etmek gerekirse; bu madde, bir branşa öncelik tanımaz, sadece branş çeşitliliği açısından bir izin mekanizması getirir.
Ne yazık ki uygulamada, bu ifade “Din Kültürü öğretmeni olmak zorundadır” şeklinde yorumlanarak, puanı daha yüksek, liyakat sahibi başka öğretmenlerin önünü kapatmaktadır.
Türkiye’nin dört bir yanında, yönetmelik metninin bu fıkrası nedeniyle haksızlığa uğradığını düşünen pek çok eğitimci var. Üstelik kimse “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni olmasın” demiyor. Hatta fırsatımız olsa Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni olsaydık diyenler de az değil…Söylenen şey çok net: Yönetmelik uygulansın.
Bu durumun bir an önce fark edilip düzeltilmesi, hem hukuk devleti ilkesine hem de Millî Eğitim Bakanlığı’nın ilan ettiği şeffaflık ve adalet ilkelerine yakışacaktır. Aksi hâlde; bir cümlenin yanlış yorumu, bir öğretmenin kariyerinin, emeğinin ve umutlarının önüne geçebilir.
Yönetmelik yoruma açık değilken, yorumla insanların kaderi belirlenemez.